“Kaz Dağları” Feryadını Duymuyor musunuz !?

 

                             “Kaz Dağları” Feryadını Duymuyor musunuz !?

Günlerdir bütün çevre kuruluşları, bütün duyarlı insanlar ve birkaç tane kalan aklı başında gazete ve televizyonlarda tepkiler dinmiyor: “Çanakkale ile Balıkesir arasında bulunan Kaz Dağlarında SİYANÜRLE altın arayacak Kanada’nın Los Alamos Gold Şirketi ve yerli ortağı Doğu Biga Madencilik Şirketi, buradaki çevreyi bitirip, toprağını ve sularını zehirleyecek!.. Anlaşma metninde sadece 45 Bin ağaç keseceklerini belirten bu şirketler, şimdiden 195 Bin ağacı kesmişler bile!.. Üstüne üstlük bu şirketlere, devletten de 865 Milyon TL teşvik verilmiş” deniliyor, iyi mi?

Bu aramalar sadece Kaz Dağları ile de sınırlı kalmayacak, Uşak ve Kütahya arasındaki bölgede bulunan ve Türkiye su kaynaklarının tam % 40’ını bünyesinde barındıran “MURAT DAĞI” için de, SİYANÜRLE altın-gümüş arama izni, yani ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) raporu da verilmiş!..

Fransızca bir sözcük olan Siyanür demek: “Hidrosiyanik asidin tuzu veya esteri olan çok güçlü ve çok öldürücü bir zehir” demektir!.. İşte bu eksik olası altını ve gümüşü aramak, bulmak, hazırlamak için bu lânet olası zehir kullanılır!.. Eğer bu da doğruysa, ‘4 Milyar Dolar’ rezervin tespit edildiği söyleniyor!.. Eksik olsun o zehirli ganimetler!.. O Kanadalılar, kendi ülkelerindeki ormanlarda böyle belâlı zehirlerle altın-gümüş arayabiliyorlar mı acaba? Sıkar biraz!.. Ormanlarından bir dal koparanın iflâhını kesiyor oranın yöneticileri!..

Yahu, hiçbir gereği yokken biz şu Suriyeli vatan kaçkınlarına kaç lira masraf etmiştik bakayım!? Büyüklerimiz ’30 Milyar Dolar’ harcadığımızı söylemişlerdi değil mi? Durduk yerde ve hiç de üstümüze vazife değilken, bütün Arap ülkeleri kapılarını bunlara kapatmışken, biz onlara kapılarımızı açtık ve bir sürü kendi borcumuz ve ihtiyacımız varken, bu vatan kaçkınlarına bu devasa parayı harcadık değil mi? Bakınız, şimdi de sadece ‘4 Milyar Dolar’ için, dünyada emsali olmayan en güzel dağlarımızı zehirliyor ve koca ormanlarını yok yere kesip, o Cenneti kelleştiriyoruz!.. Allah bize ve bizimkilere biraz akıl-fikir versin, olur mu!?

Son yıllarda Mermer Ocakları, Maden Şirketleri, HES Yapan Şirketler, yol ve inşaat sektörünün gözü doymaz insanları dağlarımızı, ovalarımızı, yaylalarımızı, otlaklarımızı, deniz ve göllerimizi mahvettiler!.. Bunların hepsinin yaptığı anlaşmalarda, kestikleri her ağacın yerine fidan dikme, oydukları yeri doldurma ve yeşillendirme mecburiyetleri var!.. Devlet bunların hangisini takip ediyor da, bu mecburiyetlerini hatırlatıp, hangisine bu işleri yaptırıyor, siz hiç duydunuz ve gördünüz mü!? Bu kadar sahipsiz ülke mi olur!? Ne zaman uyanacak ve ne zaman akıllanacağız biz!?

Şu Yatağan İlçemizin dağlarına, ovalarına, o güzelim zeytinlikleri ve ormanlarına bir bakınız!.. Mermer Ocakları, Linyit Kömürü, Kaltun ve Zımpara Madeni Şirketleri, her yerimizi köstebek yuvalarına çevirdiler, işleri bitince de öylece bırakıp gittiler!.. Bizzat devlet işlemesi iken, şu Termik Santralı bacaları filtresiz halde yıllarca çalıştırıldı, bazı sendikaların ve basının cılız sesleri dışında, hiç birimizin gıkı çıkmadı!.. Bunların hangisi bir ağaçlandırma, yeşillendirme ve düzeltme çabası gösterdi!? Ya halk olarak bizler, bunların hangisinin yakalarına yapıştık!? Şimdilerde hangi hastaneye gitsek bize şüphe ve endişeyle bakıp; “Yatağan’dan mı geliyorsunuz? Hımmm… Öncelikle akciğerlerinizden muayeneye başlayalım” diyorlar, yalan mı? Biz gelecek nesillere ihanet ettik dostlar!..

Ne olur geçmişte yaptığımız hataları tekrar yapmayalım!.. Artık biraz daha duyarlı ve akıllı olalım, çevremize ve sağlığımıza zarar verecek her yapıya ve her kuruluşa zamanında tepkimizi gösterelim, çünkü yarın çok geç oluyor!..         Sakin KOŞAR…

YAZARIN DİĞER YAZILARI