"KOCABIYIK" AİLESİNİN ACI GÜNÜ !?

 "KOCABIYIK"  AİLESİNİN ACI GÜNÜ !?

Muğla ve Yatağan İlçemizin duayen gazetecisi sayın Hüseyin Kocabıyık ağabeyimizin sevgili eşi "Nadire Kocabıyık" ablamızı, 21 Ocak 2024 Pazar günü kaybettik, aynı gün Yatağan Belediye Mezarlığı'ndaki aile yakınları yanında çok kalabalık bir katılımla ebediyete uğurladık... Kendisine Tanrı'dan rahmet, acılı yakınlarına bir kere daha başsağlığı diliyor; "O saygıdeğer insanın mekânı Cennet, toprağı bol olsun, ışıklar içinde yatsın" diyorum!..

Yatağan'da, 1960'lı ve 1970'li yılların en güzel ve en büyük lokantasını işleten merhum Yusuf Kocabıyık amcamız, bizim Bozüyük'ten "Hacı Pembe Ninemizin" damadı idi... Tam da Soyadına çok uygun şekilde, heybetli vücuduna çok yakışan, kocaman bıyıkları vardı, ona çok da yakışırdı!.. Eşi 'Hacı Afike Teyze' ve (Hüseyin-Sevcihan-Ali-Mehmet) dört çocuğu ile sık sık Bozüyük'e gelir, onları en iyi şekilde giydirir, ceplerine bolca para koyar, kendisi gibi sıkı CHP'li olan partili dostları ile muhabbet eder, Yatağan'da bir işi olan bütün Bozüyüklü insanların her yardımına da işini-gücünü bırakarak koşar, lokantasında yedikleri yemeklerden de genellikle para almayan bir büyüğümüzdü...

Ayrıca, öteki 'Bozüyük Damatları' olan Toros Mehmet, Yavsalıların Mehmet, Kasap Mehmet, Şımşırların Halilibrahim, Mandallıların Kâzım ve Kasap Halilibrahim  gibi büyüklerimiz de; biz 'Hanım köylülerine' her konuda yardımcı olurlardı... Çoğu rahmetli oldu ama, yaptıkları iyilikler hiç unutulmadı, 'bu kavanoz dipli Dünyada hep Bakî kaldı !..'

Nadire Abla; benim Cansen Ablam ile aynı yaşta, aynı sınıfta, hem de 'Kan Kardeşi' olmuş iki can arkadaştılar!.. Onlar Bozüyük İlkokulu 5. Sınıfta iken biz I. Sınıfa başlamıştık!.. Merhum Sacit Şimşek ile ben de aynı yaşta, aynı sınıfta, ama hiç anlaşamayan, her gün dövüşen iki 'Şirret'  kardeşleriydik!.. Kafalarımızdaki çocukluktan kalma delikler, birbirimizin sapan taşları ile bugünlere gelen eserlerdi!.. Aynı sınıfta olduğumuz için, ablalarımız Nadire ve Cansen bizi barıştırır, hemen ertesi ders saatinin teneffüsünde yine birbirimizin kaşını-gözünü muhakkak yarardık!.. Bu can dostu ablalarımız, okulda bizden çok çekmişlerdi, çookkk!..

Zamanın öğretmenleri; Yatağanlı Mustafa Karadağ, Muğlalı Tahir Kara, Adanalı Sabahat Hanım idiler... O yılların kalabalık okul sınıflarında, Nadire ve Cansen ablam sınıfın en çalışkan, en güzel giyinen, en güzel yazıları yazan öğrencileri idiler, ama zamanın meşhur 'Tütüncülüğü' ve cehalet, her ikisinin de daha ileriyi okumasına engel oldu, o başarılı öğrenciler sadece tütün tarlalarında ve evliliklerinde bu başarıyı sürdürebildiler!.. Halbuki, istedikleri her okul sınavlarının hepsini kazanabilirlerdi... Neyse ki, her ikisi de çok iyi ailelere 'gelin' gittiler, herkesten saygı ve sevgi gördüler, herkese iyilik ettiler, toplum içinde de çok saygın aileler oldular, bu ülke için çok güzel çocuklar yetiştirdiler!..

Pazar günkü Merkez Camii'ndeki cenaze törenine sayın Muğla Valimizin, sayın Yatağan Kaymakamımız ve sayın Daire Amirlerimizin katılması, kendilerinin ve çocuklarının yarattıkları bu aile saygısı değil midir? 60 yıllık duayen gazeteci ağabeyimize gösterilen bu teveccüh, biz Yerel Gazetecilere de ilerisi için umut verdi, bu erken ve ani ölüm acısını ailesiyle paylaştılar, kendilerine en kalbi şükranlarımızı sunuyoruz!..

Şu fani dünyaya geldik; bir gün gelecek, yine bir şekilde de geri gideceğiz!.. Sık sık gördüğünüz gibi, son yıllarda bu tür ani ölümler pek de çoğaldı!.. Yarın arkamızdan; "Rahmetli çok iyi insandı, herkesle iyi geçinir, kimse hakkında kötü düşünmezdi..." dedirtebiliyorsak eğer; işte sadece bir mevsimlik ömrü olan 'Bahar Otu' gibi gelip geçmemiş, koca bir 'Çınar' gibi gönüllerde ebediyen yaşamaya devam eden biri olarak yaşamışız demektir!..

Nadire Ablam da, kurtarıcımız ve kurucumuz büyük Atatürk'ün tam istediği gibi çağdaş, onun devrimlerine uygun yaşayan, hep barıştan yana, hep iyi giyimli ve bakımlı bir Anne olarak yaşadı!.. İlçemizin en geniş ailelerinden birinin mensupları olarak, başta eşi Hüseyin Ağabeyim olmak üzere; evlâtları İpek ve Yusuf; kardeşleri  Sevcihan-Mustafa Acar çifti,  Ali ve Mehmet Kocabıyık ile hayatta olan Nadire Ablanın tüm kardeş ve çocuklarının da, en azından O'nun bu özelliği ile teselli bulmalarını temenni ediyoruz !.., Ne mutlu böyle yaşayan ve hep böyle hatırlanacak olan tüm Türk kadınlarına!..           Sakin KOŞAR...

 

  

YAZARIN DİĞER YAZILARI