"PARALI AVCILIK" NEDİR YAHU !?

 "PARALI AVCILIK" NEDİR YAHU !?

Şu son derece sağlık ve ekonomik yönden çok sıkıntılı günlerde, sanki yapacak başka bir işimiz kalmamış gibi, "Tarım ve Orman Bakanlığı"nın ülke genelinde "Av Turizmi Uygulama Talimatı" ile tam 798 çeşit yaban hayvanı türü için 'Avlanma İzni' çıkarıldı, iyi mi?

Ben buna 'Spor' diyemiyorum, ben buna 'Nostaljik Heves' diyemiyorum, ben buna 'Gelenek' diyemiyorum, ben buna 'Turizm' de diyemiyorum!.. İstatistiki verilere göre, dünyada son 50 yıl içinde hayvan türlerinin tam "% 60"ı devlet eliyle katledilmiş, bu daha da iyi mi?

Çıkarılan bu talimatlarla ne oluyor? Elin paralı yabancısı, elin 'öldürme meraklısı canileri' ellerindeki son derece teknolojik ve dürbünlü silâhlarla ülkemize gelip, bizim topraklarımızın canlarını, güzide hayvanlarını, nesli tükenmekte olan güzellerimizi yok ediyorlar!.. Bu ülkeye hiç vergi vermemiş, burada yaşamamış, burada askerliğini ve vatan korumasını yapmamış bir sürü eli kanlı katil ruhlu adam-kadın gelip, üç-otuz paraya bizim değerlerimizi avlayıp, alıp ülkelerine götürüyorlar!.. Kimisinin derisini, kimisinin başını, kimisinin kürkünü-tüyünü, kimisinin de boynuzlarını, evlerine duvar süsü yapıyorlar!..

Hani bir de, ellerindeki son model silâhlarla, hiç bir savunması olmayan hayvanlarımızı yuvalarında avlayıp, sanki bir halt ediyormuş gibi, bir de hayvanın ölüsüyle 'Hatıra Fotoğrafı' çektirip de sosyal medyede yayımlamaları yok mu, işte bu beni deli ediyor!.. Hani elimde bir yetkim olsa var ya; o hayvanların boynuzlarını, o yabancı katillerin münasip yerlerine sağlamca bir monte edesim geliyor!..

Bu işe en büyük tepkiyi, "Salda İçin Türkiye Grubu" gösterdi, helâl olsun bu insanlarımıza!.. Dediler ki; "Para için yaban keçilerimizin, karacalarımızın yaşam alanlarına giderek, soylarının devlet eliyle yok edilmesine karşıyız!.. Bu bir av turizmi değil, cinayettir!" dediler... Peki, bizim bunca yerli, her İl ve İlçe'de örgütlenmiş "Avcılık ve Atıcılık Dernekleri" neredeler!? Neden sizin hiç sesiniz-soluğunuz çıkmıyor!? Yoksa siz de bu talimatı fırsat bilip, siz de mi bu katliama dahil olmak mı istiyorsunuz bakayım!?  

Geçenlerde Karadeniz Bölgemizden çok kötü 'Katliam' görüntüleri geldi... Biri, tüfeğiyle vurduğu yaralı yavru ayıyı iki köpeğine boğduruyor; bir diğeri ise, öldürdüğü ayının başını kaldırıp, defalarca yumrukluyordu!.. Yahu bizler insanlığımızı mı yitirdik, cinnet mi geçiriyoruz, yoksa doğal yaşamdan intikam mı alıyoruz, ne!? Ne bu şiddet, ne bu celâl!?

Evet, 'Avcılık' denen uğraş, eskiden bir zorunluluk ve ihtiyaçtı!.. İlkel toplumlar mağaralarda yaşar, 'Üretim ve Stok' nedir bilmezler, tıpkı vahşi hayvanlar gibi günlük yaşar, acıktıkça avlanır, karnı doyunca da mağaralarına çekilirlerdi!.. Şimdi öyle mi ya? Yerleşik düzene geçen, tarımı öğrenen, üretken ve eğitimli insanların 'Avlanmaya' ihtiyaçları kalmadı!.. Bu şi sadece, içinde 'Öldürme Güdüsü' olan insanlar yapar oldular!.. O bakımdan, 'av ve avcılık' artık modası geçmiş ilkel uğraşlardan biri olup, herkesçe unutulmalıdır!..

Şair Mehmet Necati Öngay, "Bu Toprak!" şiirinde şöyle diyordu:

"Bu toprak, nankörlük etmedi bir kez/ Kucağında sevgi, çiğdem çiğdemdir/ Boy vermez ayrığa, alçalmak bilmez/ Dosta can yoldaşı, kem göze kemdir!..// Selvi beşik olur uyutur bizi/ Tatlı ninnilerle avutur bizi/ Türlü nimetlerle büyütür bizi/ Yeşil yer, mavi gök dürgem dürgemdir!..// Göl kıyılarında atlas bohçalar/ Dere boylarında yeşil bahçeler/ Başak denizinde sedef geceler/ Kahraman nehir, dağ, görkem görkemdir!..// Boz dağlar, boz tüylü Börttüçene'dir/ Uzun, yeşil çamlar Telli Döne'dir/ Her meyveli ağaç bir süt ninedir/ Erler âşık, yârlar Senem'dir!.." 

Böyle bir vatana biz de nankörlük etmeyelim, olur mu?                  Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI