ANITKABİR'DE "KAHROLSUN CUMHURİYET!" DİYE BAĞIRAN 'Y.T.' KİM !?

   Bu ülke artık bir bilinmezlik, bir gizem, suçluların pek de ceza görmediği, adeta 'saklama kabı' bir ülke olmaya başladı !.. Herkesi çok yakından ve derinden ilgilendiren bir haber geldiğinde, hemen o habere 'Yayın Yasağı' konuluyor; isimler saklanıyor, ifadeler hasıraltı ediliyor!.. Neden!? "Aman kimsenin haberi olmasın, aman bu haber yeni olaylara sebep olmasın" diye düşünülüyor herhalde?.. İyi de, bu ülkedeki halkın "özgür şekilde haber alma hakkı" ne olacak!? Hani Basının özgür şekilde her haberi yayma hakkı ne olacak? Bir hukuk devletinde 'Demokrasi' böyle mi işler!? 

Bu ülkenin kurtarıcısı ve kurucusu olan büyük liderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün ebedî istirahat ettiği "Anıtkabir" önünde bir yobaz çıkıp da; "Kahrolsun Cumhuriyet!.. Şeriat Gelecek Ülke Kurtulacak!.. Lânet Olsun Bu Cumhuriyet'e, Şeriat Gelecek Ümmet Kurtulacak!.." diye bağıracak, böyle bir adamın kimliği saklanacak, güya korunacak, öyle mi!? Bu adamı herkes tanımalı, ne mal olduğunu hepimiz öğrenmeli, yarın aramıza döndüğünde de bu 'yobaza' nasıl davranmamız gerektiğine de bizler karar vermeliyiz!.. Böyle bir hainin kimliğini saklamaya kimsenin hakkı ve yetkisi olmamalıdır!..  

Tamam, daha önce çıkarılan bazı yasalar var, ülkenin güvenliği ve bekası için bazı gizlilikler geçerlidir, ama bu hain adamın ismini saklamak hangi devlet sırrına hizmet edecek ki!? "Bu eylemi tek başına mı yaptı, yoksa ardında başka karanlık güçler mi var, oraya milletin sabrını sınamaya mı gönderildi..." gibi sorular hep havada ve cevapsız kalıyor!.. Böyle insanların isimleri açıkça yazılsa, onu yakından tanıyanların 'tanıklıkları' sayesinde böyle olaylar çok daha kolay çözülmez mi !? Böyle olunca da, akıllarda hemen; "Bunlar gizleniyor mu, yoksa yasal yolla korunuyorlar mı?" soruları akıllarda oluşuyor!..

Sevgili dostlar; bu 100 Yıllık laik ve bir hukuk ülkesi olan yurdumuz, öyle kolay kurulmadı!.. Tam da Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutladığımız şu günlerde, böyle nahoş olayların olması hepimizi endişelendiriyor!.. Anıtkabir'de pervasızca bağıran bu hain adam, bu yaşına kadar özgürce yaşadığı ve bugünlere gelmesinde büyük borcu olan kurucu liderimize karşı, şu yaptığı affedilmez davranışa karşı, bizler kayıtsız mı kalacağız!? Olay sırasında Anıtkabir ziyaretinde olan bütün duyarlı insanlarımız bu hain adama önce uyarıda bulunmuş, sonra da orada görevli askerlerimize sağ-salim teslim etmişler!.. Ondan sonra bu adam hakkında tek bir fotoğraf, tek bir görüntü, tek bir kimlik bilgisi ve haber yok!.. Sadece kamuoyuna; "Üç suçtan soruşturma açıldı, sorgusu devam ediyor" dediler, hepsi bu!.. Adının ve Soyadının sadece "Y.T." olduğu açıklaması yapılan bu adam kimdir, ileride aramıza katıldığı zaman bunlara karşı dikkatli olmamız için, böylelerini bizim de tanıma hakkımız yok mu!?

İran ve Afganistan gibi ülkeler, kendi devlet rejimlerine ve kurucu Liderlerine karşı çıkanları hemen kısa sürede yargılayıp, halkın gözü önünde idam ediyorlar!.. ABD gibi güya demokratik ülkeler, ağır suç işleyenleri 'Elektrikli Sandalyede' idam ediyor!.. Gözlerden ırak ve teknik şekilde öldürdükleri için, bu idamlar onlara 'daha demokratik gibi' geliyor olmalı!? Bizim gibi laik ve hukuk devleti olan Cumhuriyetlerde ise 'İdam Cezası' kaldırılalı yıllar oldu!.. Ancak, hepimizin vefa borcu olduğu 'Kurtarıcımız ve Kurucu Liderimize' karşı, O'nun bize bahşettiği 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti' rejimine böyle saldıranlara karşı da, zaten yasalarımızca yasak olan ölüm cezası değil de; hemen yargılayıp da, yurdumuz sınırları dışına atılmaları yerinde olmaz mı? Bu hain illâ şeriat istiyorsa eğer, devlet eliyle Yemen, Suudi Arabistan veya en iyisi 'Afganistan'a hemen gönderilse, pek uygun düşmez mi!? Şeriatın ne mene bir rejim olduğunu orada doya doya yaşaması sağlansa, bu arkadaşa karşı çok iyi bir 'Hayır İşi' yapılmış olmaz mı!? Böylece bizim gibi 'Laik, Hukuka Saygılı, Vefalı, Cumhuriyet ve Atatürk Sevdalısı' insanlar da rahat birer nefes alsalar daha iyi olmaz mı!?

Yazımızı, Orhan Veli'nin 1938'de yazdığı "Gemilerim" şiiriyle bitirelim bari:

"Elifbamın yapraklarında/ Gemilerim, yelkenli gemilerim/ Giderler Yamyamların memleketlerine/ Gemilerim, yan yata yata/ Gemilerim, kurşunkalemiyle çizilmiş/ Gemilerim kırmızı bayraklı/ Elifbamın yapraklarında/ Kız Kulesi/ Gemilerim!.."         Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI