ARKADAŞIN ÜZÜLDÜĞÜ ŞEYE BAKINIZ !?

 

ARKADAŞIN ÜZÜLDÜĞÜ ŞEYE BAKINIZ !?

---Bursa'da trafik polisleri akşam vakti araçları durdurup, rutin denetimlerini yapıyorlardı... Sola dönüş sinyali sürekli yanan lüks bir araca ışıklı ikazla durdurup, sağa çekmesini işaret ettiler... Şoför sağa hızla yanaştı, bir trafik polisi geri sıçrayarak, sol ayağını ezilmekten zor kurtarıp, duran aracın şoförüne yaklaştı; "Ehliyet ve ruhsatınızı verin lütfen!" dedi... Şoför istediklerini verdi, bir başka polis de yaklaşıp; "Lütfen şu alete üfleyiniz!" dedi... Gözleri sağa-sola kaymakta olan 40 yaşlarındaki sakallı şoför alete üfleyip, buruk bir dille; "Şimdi gidebilir miyim memur bey?" diye sordu... Alkol metre, adamın '269 promil alkollü' olduğunu gösteriyordu...

Trafik polisi; "Hemen araçtan ininiz, karakola gideceğiz, aracınızı da Emniyete götürüyoruz!" dedi... İşte tam bu sırada adam aniden sinirlendi; "Ne demek karakola gitmek, ben pavyona eğlenmeye gidiyorum arkadaş! Şu keyifli günümde beni bu zevkten ne hakla mahrum bırakıyorsunuz ki, bakın şimdi beni çok üzdünüz ama!.." demez mi? Adamdaki rahatlığa hayret eden trafik polisi ne desin; "Bakın, bizim karakol da pavyon kadar eğlencelidir beyefendi, gidince siz de bana hak vereceksiniz, önden buyurun lütfen!" deyip sarhoş şoförü götürmüşler...

---Her gün İstanbul Boğazı'ndan karşıya özel kayığıyla geçen bir Osmanlı Paşası, bir gün kayığının su almakta olduğunu fark eder... Kıyıya vardıklarında yardımcısına bunu gösterip; "Sen bu kayığın su aldığını nasıl fark etmezsin, eğer bir gün batarsak, seni kendi ellerimle boğarım, derhal bunu Kayıkhaneye götür, kalınca zift sürsünler, bir daha su almasın" der...

Yardımcısı hemen o gün kayıkhaneye gider, üç gün boyunca alttan ve üstten ziftlerler, geri dönünce Paşa sorar: "Biraz uzun sürdü ama, kaç paraya ziftlediler kayığı?" diye sorar... Ayakta zor duran yardımcısı; "10 Altına ziftlediler Paşam!" deyince, Paşa küplere biner!.. Ayakta zor duran yardımcısı ellerini ovuşturarak; "Kayıkhanede ustadan çırağa hepsi de içiyordu Paşam, üç gün boyunca biraz da ben ziftlendim de, 10 altına mal oldu!.." der...

---Ünlü Diyetisyen Dr. Ender Saraç, durduk yerde ortaya çıkıp; "Eşim beni her fırsatta dövüyor, kendisinden şikâyetçiyim ve boşanmak istiyorum" demez mi? Ehh, bu açıklamasından sonra eşi ve yakınları da bu Diyetisyen Doktor hakkında açtılar ağızlarını, yumdular gözlerini, onun için demediklerini bırakmadılar!.. İşte bazıları: "Bu doktorun her tarafı, saçlarına varana kadar 'Estetik Ameliyatlıdır' ve bu adam eşcinseldir!.. Bu doktor, kendi oğlunu bile taciz etmişti, bu adam tam bir sapıktır!.." dediler... Hay Allah, keşke her gün eşinden dayak yesen ve sesini çıkartmasan da, millet de bunları en yakınlarından duymasalardı!? Biz bunların gerçek olduğunu bilemeyiz, ispat da edemeyiz tabii; ama suçlama en yakınlarından gelince, magazin basını da uçarak bu olayın üzerine gidiverdi, olan-bitenin bütün özeti budur!.. Vallahi duyduklarımdan sonra pek acıdım kendisini...

---Sözcü Gazetesi'nin 11 Aralık 2023 Pazartesi günkü manşet haberleri gerçekten yüreğimi burktu!.. Sol tarafta, Şanlıurfa'da bir Aşiret Düğününde geline tam 8 Kilo altın, altın taç ve gerdanlık yanında, ayrıca tam '6 Milyon TL' de kâğıt paralar asılmış!.. Ne bu yahu düğün mü, yoksa bulunan bir Kral Mezarı tarihi eserleri mi kardeşim!? Yanındaki bir fotoğrafta da; Ankara'ya yürüyen emeklilerin; "Asgari Yaşamak İstemiyoruz!" sloganı attıkları eylem ve alt tarafında da, yeni CHP Genel Başkanı seçilen sayın Özgür Özel'in; "Benim Ankara'da evim yok, misafirhanede kalıyorum!" açıklaması yer alıyordu...

Şu ülkenin halini en iyi gösteren üç haber!.. Birinde savrulan altın ve milyonlar, öbürlerinde acınacak ve ders alınacak örnekler yer alıyordu!.. Koskoca Anamuhalefet liderinin, yıllarca siyaset yaptığı Ankara'da bir evi bile yok, Aşiret Gelinine bir gecede asılan en az "Dokuz Ev Parası" manşetteydi!.. Gel de bu dünyanın adaletine güven artık!?            Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI