ARTIK 'MÜGE ANLI'YA PROGRAM YAPTIRMAMALI (!?)

 

               ARTIK 'MÜGE ANLI'YA PROGRAM YAPTIRMAMALI (!?)

Lânet olası, gidip de bir daha geri gelmeyesi 2022 yılının 30 Aralık cuma günü, bildiğiniz gibi ATV'de sayın Müge Anlı'nın "Tatlı Sert" adlı programı vardı. Günlerdir süren bir tartışma yine devam ediyor, sapık olduğu söylenen Sinan Sardoğan'ın özellikle yaşlı ve yalnız kadınlara telefondan mesajlar atarak rahatsız ettiği, programa telefonla bağlanan bazı kadınların da kendilerini çeşitli zaman ve yerlerde bu adamın tacizine uğradıklarını anlatıyorlardı!..

Bu adamın sürekli rahatsız ettiği yaşlı kadın Arife Gökçe 15 gündür kayıpmış ve nerede olduğu bilinmiyor, bu sapık Sinan'dan şüpheleniyorlar? Almanya'dan kayıp kadının oğlu Tufan gelmiş, Bodrum'dan da Sinan'ın dayısı gelmiş, hepsi de Sinan'dan şüphelenip, kadına ne olduğunu öfkeyle soruyorlar, sapık Sinan ise önce söylediği her şeyi inkâr edip, bu işin sorumlusunun kendisi olmadığını söylüyor, Müge Anlı bile çileden çıkıyor, stüdyoda sinirler yay gibi geriliyordu!..

Tamam, ATV veya Müge Anlı'yı izlersiniz-izlemezsiniz, programlarını seversiniz-sevmezsiniz, bu durum sizin bileceğiniz iştir, çünkü ben de izlemem!.. Ama ülke genelinde ev kadınlarının çok büyük çoğunluğu onu seviyor ve her programını her gün merakla izliyorlar!.. Kişi özgürlüğü adına buna da hepimiz saygılı olmalıyız!.. Buraya kadar tamam değil mi?

Benim derdim ise başka!.. Sayın Müge Anlı'nın yaptığı bu merak uyandırıcı ve sürükleyici programlar, belli bir seviyenin altında eğitimi olan ev hanımları yanında, büro-stüdyo-market-iş yerlerindeki bazı bayanları da esas işlerinden alıkoyuyor, bu da gerçek!.. Örneğin o günün sabahı; benim eşim de ocağa yumurtaları koymuş, çayı demlemiş, ekmekleri ısıtmak için ızgaraya sıralamış, gidip bu programı izlemeye başlamış, iyi mi!? Ben odamda bilgisayar başında günün gazetelerini-haberlerini izlerken, burnuma yanık kokuları geldi!.. Koşup mutfağa baktım; yumurtalar patlamış, çay taşıp ocağı söndürmüş, ekmeklerin bir tarafı kömür gibi olmuş!.. Zati emekli maaşıyla zar-zor satın aldığım her kahvaltılık yiyeceğimiz sizlere ömür yok olmuş!.. Zararı görüyor musunuz, şu bir günlük zararı!?

Ben öfkeyle kahvaltımı yapamadan evden çıktım, kahvehanede bir çay içimi oturdum, meğerse benim gibi kaç mahalle komşumuzun başına da aynı olaylar gelmiş!.. Gazeteye gittiğimde, aynı şikâyeti oradaki arkadaşlarımız da dile getirdiler: Kimisinin eşi öğle yemeği için okuldan gelen çocuklarının yemeklerini hazırlamayı unutmuşlar, kimisi ocakta yemeklerini yakmışlar, kimileri de ütü altında bırakıp koştukları TV başındayken, yeni aldıkları Kışlık giysilerini yakıp, neredeyse evde yangın çıkarıyorlarmış!.. Aylar öncesinden zorla hastanelerden aldıkları randevuları unutup da gidemeyenler bile var!.. Bunun yanında muslukları açık bırakanları mı sorarsın, çocuklarını komşularda unutanları mı, çalan en önemli  telefonları duymayıp, eşinden-dostundan zılgıtı yiyenleri mi sorarsınız, kapı zilini çalan kuryeleri duymayıp, verdikleri siparişleri geri gidenleri mi ararsınız!?

Yani demek istediğim şu: Tıpkı yazı başlığında dediğim gibi, bu Müge Anlı hanım, "görülen lüzum üzerine" TV programlarından ivedilikle uzaklaştırılmalıdır!.. Şu ülke insanlarına verdiği zararları görüyor musunuz!? Yeter artık bu işten kazandığı paralar, nasılsa onun yedi sülâlesine yeter kazandıkları!.. Ev kadınları artık günlük kendi işlerine baksınlar yahu!.. Ben bu konuda her yere akıl yetiştiren Diyanet İşleri Başkanlığımızı, Maliye ve Ekonomi ile 'Kadın ve Aile İşleri Bakanlığımızı' da göreve davet ediyorum!.. Evde oturan ev hanımlarımızı düşünmüyorlarsa bile, ay başını büyük fedakârlıklarla ulaşırken, manavdan-bakkaldan-kasaptan sürekli kaçan, her ay yollarını değiştiren biz emeklileri bari biraz düşünsünler gari.

Tamam, güzel ülkemizde (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) EYT'lilerin sorunu seçimler sayesinde giderildi ama, daha geride "Emeklilikte Açlığa Takılanlar (EAT)"liler var!.. "Siyasette Adalete Takılanlar (SAT"lar var!.. Her konuda mesajlar atan, "Ahlâksızlıkta Sınır Tanımayanlar (AST)"liler var!.. Ne olur, lütfen bu konulara da bir çözüm bulunuz!..       Sakin KOŞAR.

YAZARIN DİĞER YAZILARI