AYASOFYA'NIN BİR KAPISINI DAHA KEMİRDİLER!?


İstanbul - Fatih Sultanahmet Meydanı'nda bulunan Ayasofya; tam 916 yıl Kilise ve 482 yıl da Camii olarak hizmet vermiştir!.. İtalyanca adı "Hagia Sophia" dır. Roma İmparatoru Justinianus tarafından, Trallesli Antemius ve Miletli İsidoros adlı iki ünlü mimara bu binanın yapılması emredilmiş, onlar da İmparatorun dediği şekilde bu inşaatın yapılmasının imkânsız olduğunu söylemişlerse de, kesin emirle '23 Şubat 532' yılında inşaatı başlamış, '27 Aralık 537' yılında ibadete açılmıştır. Aradan geçen 1.000 yıl boyunca, Mısır Piramitleri'nden sonra, 'dünyanın en büyük binası' olarak ünlenmiştir!..

Geçtiğimiz '24 Temmuz 2020' tarihinde 'Müze' statüsünden çıkarılıp, resmen Cami olarak açılması sonrasında, kutsal olduğu düşünülerek, 'İmparatorluk Kapısı' bazı kişiler tarafından adeta 'fareler' gibi kemirilip, bu tarihi yapı tahribata uğramıştı. 03 Aralık 2022 günü Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay tarafından bir açıklama daha yapıldı ve; "Bugün Ayasofya Camii ve tarihimiz için çok üzücü bir görüntü ile daha karşılaştım!.. Maalesef yine bir kapı vakası; İmparatorların olduğu sunu mozaiğinin hemen altındaki kapıda, çift yönlü tahribatlar tespit ettim, fotoğraf ve videolarla belgeledim!.. Bazı insanlarımız yine tarihi kapıları kemirmişler!" dedi.

Müze statüsünden çıkarılıp, camiye dönüştürülen Ayasofya'da; su haznesine ayakkabılar konulmuş, tarihi mermerler kırılmış, duvarları kazınıp 'kutsal' olduğu söylenerek kaçırılmış olduğu sürekli söyleniyordu. Yine çok yazık ettik 1.500 yıllık bir tarihi değerimize!.. Olaya neresinden baksak, bir cehalet tahribatı gibi gözümüzün önünde yükseliyor!.. Halbuki Kurtarıcımız ve Kurucumuz Atatürk, 1934 yılında 'Bakanlar Kurulu Kararı' ile burayı 'Müze' yapmış, 86 yıl boyunca böyle tahribatlara hiç uğramamıştı!..

Yahu arkadaşlar, son yıllarda geçim derdi, işsizlik, parasızlık çektiğinizi hepimiz biliyoruz, bu yüzden 'askıda ekmek-askıda simit-askıda sebze' uygulamalarını, çöpten yiyecek arayanları filan biliyoruz da; bu tarihi kapıları fareler gibi kemirmek ne oluyor!? 1.500 yıllık kurtlu kapı tahtalarıyla mı karnınızı doyuracağınızı zannediyorsunuz veya kutsandığınızı falan mı sanıyorsunuz!? Milenyum yıllarına girdiğimiz şu '2.000'li yıllarda bu cehalet, bu akılsızlık, bu düşüncesizlik ve çağdaş dünyadan bunca kopuşun sebebi nedir!? 'Aklınızı peynir-ekmekle mi yediniz?' diye soracağım ama, artık kilosu 200 TL olan peyniri ve tanesi 5 TL olan ekmeği sizler nereden bulup da yiyeceksiniz ki? En iyisi size; 'Aklınızı kapı tahtası kemirmekle mi bozdunuz?' diye sorayım bari. Yahu her yerde satılık malların tahliyesinde kullanılan, yeni biçilmiş, incecik ve taze tahtalar var, dişleriniz o kadar kaşınıyorsa eğer, gidin de bunları kemirin yahu!..

Benim tek endişem şu: Bu tahta kemirmek maazallah bir moda olursa var ya, artık evlerimizde ve lokantalarda menüler tümden değişir gari. Örneğin; sabah kahvaltısında kemirilecek 15x15 santimetre ebadında Akçam dilmesi. Öğle yemeğinde kaşınılacak, sonra da yenilecek 15x20 ebadında Kanada Kavağı tahtası. Akşam yemeğinde tatlı niyetine yutulacak üç avuç Kokulu Ardıç talaşı.

Şimdi bazılarınız bana kızıp da; "Ne lan bu yazı!? Sen bizi ağaç kurdu mu zannediyorsun, biz insanlar için böyle yemek menüsü mü olurmuş!? Bizim ihtiyar yazar iyice tozutmuş galiba, bu yazma işini tadında bıraksa iyi olacak!?" şeklinde tepkiler gösterebilirler? İyi de, Ayasofya'da olanları ben mi tezgâhlıyor, ben mi yaptırıyorum, bu kaçıncı kapı kemirme haberi yahu!? Onlar tarihi kapıları kemirecekler, biz de burada yorum yapmayacağız, hiç gıkımızı da çıkarmayacağız, öyle mi? Vallayi siz okuyucularım değil, mezardan babam rahmetli çıkıp gelse, beni bu haberi yorumlama özgürlüğünden asla - kat'a vazgeçiremez!..

Tarihi kapıları kemirmek nedir yahu!? Eğer dişleriniz kaşınıyorsa, illâ bir yerleri kemirip, birilerini ısırmanız gerekiyorsa eğer; gidin de şu adım başı koydukları ve bizleri zararlı ışınlarıyla kanser eden 'Baz İstasyonları' direklerini kemiriniz!.. Nükleer ve Termik Santralların kapılarını kemiriniz!.. Şu Atom-Nötron-Hidrojen Bombalarını icat edenleri ısırınız!.. Teröre destek veren ülkelerin her yerdeki 'Elçilik Binalarının Kapı ve Duvarlarını' yiyiniz!.. Bizde çare ve deva çoookk, yeter ki bize gelip de akıl danışınız!..                                             Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI