EYVAHHH!.. KADIN 'CANKURTARANLAR' İŞE BAŞLADI !?

 

                 EYVAHHH!.. KADIN 'CANKURTARANLAR' İŞE BAŞLADI !?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu, bu devasa şehir yönetiminde bir ilki daha başardı ve "İlk Bayan Cankurtaran" görevlilerini Şile, Riva ve Çatalca sahillerinde işe başlattı...

Eskiden beri hep 'Erkeklerin' yaptığı birçok iş kolunda, artık kadın görevlileri görmeye başladık... Yani, herkesin peşinen 'Erkek İşi' dediği birçok işe ve mesleğe artık 'Kadın Eli' değmeye başladı... Bu durum bazı kafaları rahatsız etse de, gelişen ve değişen dünya koşullarında bu gidişe kimse de 'Dur!' diyemeyecektir!..

Şimdi bazılarınızın aklına takılmıştır; "Madem bu konuda iyimsersin de, ne diye yazının başlığına 'Eyvahhh!' diye yazıp da felâket tellâllığı yaptın ki ihtiyar dallama!?" diyerek bana kızanlar olabilir? Oraya yazdığım 'Eyvah!' bir karşı çıkış, bir tepki değil; sadece benim kişisel endişemdir!.. Biraz soluklanın da, anlatayım:

Efendim, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu, tabii ki tüm iyi niyetleri ile bir ilki daha gerçekleştirmiş, çok da iyi yapmış... Ancak, herhalde bu 'Bayan Cankurtaranlar' çok iyi yüzen, sporcu, boyları '1.75'ten uzunca bayanlardan seçilecektir, değil mi? Zati olması gereken de budur değil mi? Ama beni düşündüren; bu bayanlar sahilde görev yaparken, o sahillerde üçer-beşer gezen yeni yetme gençler de olacaktır değil mi? Bunların çoğu, sırf bu güzel 'Cankurtaran Bayan'ın oturduğu gözetleme kulesinin tam karşısında denize girip de, bir süre sonra ileride, birer birer 'Boğulma Numarası' çekip, bu bayanın kendilerini kurtarmaya gelmesini gelenek haline getirirlerse ne olacak!?

Öyle ya; Bayan Cankurtaran'ın birinci görevi, boğulmak üzere olan birini görünce, hemen Sahil Güvenlik'e telsizle haber verdikten sonra, koşarak denize atlayıp, bu boğulana ilk müdahaleyi yapmak, onu kucağına alarak kıyıya doğru getirmek, kıyıda da ağzından 'Sunî Teneffüs' yaptırmak değil mi? İşte benim tek endişem de bundandır!..

Normalde sahillerimizdeki bayanların boğulma tehlikesi geçirme oranları % 4.2, erkeklerin de % 1.8 iken, bu boğulma oranı, Bayan Cankurtaranların oldukları sahillerde, sırf bu yüzden ve birden % 1.8'den, % 80'e çıkıvermesi, olmayacak bir iş midir!? İşte ben yazımın başlığındaki 'Eyvah'ı bu yüzden yazdım! Sezon sonunda ne kadar haklı olduğumu siz de takdir edeceksiniz nasılsa...

Haziran ayı sonu gazetelerinde belki okumuşsunuzdur; Burdur-Fethiye yolu üzerindeki Akyaka Köyü yakınlarındaki bir akaryakıt istasyonunda, Sema Batı (39) isimli, iki çocuk annesi bir kardeşimiz; başında yazması, ayağında şalvarı, yüzünde maskesi ile 'Pompacı' olarak görev yapıyor, bu iş kendisine ne de güzel yakışıyor!.. Müşteriler de memnun, patronu da, kendisi ve ailesi de...

Bizim Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız sayın Dr. Osman Gürün de, birçok 'Bayan Otobüs Şoförünü' işe alarak, bu işte ilk öncülüğü yapmıştı... "Kadınlardan ağır vasıta şoförü mü olurmuş?" diyenlere nispet edercesine, bugüne kadar çok güzel şekilde işlerini yürüttüklerini bizzat görüyoruz!.. Ya üç üniversite bitirip de, bir türlü iş bulamayınca, Tunceli'nin Çemişgezek İlçesinde çiğ köfte dükkânı açan, satışlardan çok memnun olan 32 yaşındaki Ebru Biçer'e ne diyelim?

İşin doğrusu şu: Artık kafalarımızdaki 'Erkek Egemen' duygu ve düşünceleri çöpe atma zamanı gelmiştir!.. Daha düne kadar 'Erkek İşi' denilen birçok işleri; (askerlik, polislik, kaptan pilotluk, kamyon-otobüs şoförlüğü... gibi), artık kadınlarımız da başarıyla yapmaktadırlar!.. Yeter ki onlara güvenelim ve imkân sağlayalım... Yani, artık 'Kadın Eli' her yere, her işe değmeli diyor, bu yazıya son noktayı koyuyorum...                 Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI