GAZETECİLERE SİBER ZORBALIK !?

 

                 GAZETECİLERE SİBER ZORBALIK !?

Artık öyle günlere geldik ki; şu elimizden düşmeyen 'Cep Telefonları' ve hepimizin sevdası olan 'İnternet' kullanımını bir kenara fırlatıp, eski güvenli alışkanlıklarımıza dönebiliriz!..

Eyy paraya para demeyen, birkaç yılda dünyanın en zenginleri arasına giriveren Cep Telefonu ve İnternet Şirketleri, özellikle size sesleniyoruz: Parasını peşin ödediğimiz bu çağdaş haberleşme ve iletişim aygıtlarının güvenliğini sağlamak, öncelikle sizin görevinizdir!.. Geçmişte ülkemizde, özellikle FETÖ'cülerin başımıza getirdikleri türlü belâları, bu siber zorbalık oyunuyla yok yere suçlanan, hapislere atılan, yok yere hastalanan, ölen, işini-eşini-ailesini bu yüzden kaybeden insanlarımızı asla unutmadık!..

Yeni bir siber zorbalığa daha tanık olduk!.. Yeniçağ Gazetesi'nin iki gazetecisinin başına gelenleri hepimiz öğrendik!.. Özellikle televizyon programlarına çıkıp da, olanı-biteni  en ufak ayrıntısına kadar anlatan sayın Murat Ağırel'in söylediklerini dinledik!.. Daha önce aynı söylemlerin benzerlerini FETÖ'nün bu yolla mağdur ettiği Teğmen Mehmet Ali Çelebi'den de dinlemiştik!.. Abonesi oldukları cep telefonu şirketinden, bu işleri kimin ve nasıl yaptıkları konusunda, bu sorunun köklü çözümü için hiç bir bilgi alamadıklarını söylüyorlardı!..

Bu ne biçim bir anlayıştır!? Bu nasıl güvenlik tedbiridir!? Beni abone edeceksiniz, paramı peşin alacaksınız, bütün konuşmalarımı, kişisel bilgilerimi, ailevi ve mesleki sırlarımın güvenliğini sağlayamayıp, ben abonenizi koruyamayıp, sonuçta bu yolla benim suçlu duruma düşmemi de seyredip, kötü niyetli kişilerin elinde oyuncak olmamı karşıdan izleyeceksiniz, öyle mi!? Artık yeter!.. Siuzin aboneliklerinizi sürdürmek zorunda değiliz beyler!.. Oturup da sizin düşünme ve tetbirlerinizi alma vaktiniz gelmedi mi!?

Bizler, sizin bu güvensiz cep telefonları ile internet şirketlerinizin "Sağılı İnekleri" değiliz!.. Bir anda hepinizin aboneliğini de, kullanımını da bırakıveririz!.. Biz bunları kullanma mecburiyetinde de değiliz efendiler!.. Sizin bu sisteme dünyanın parasını veriyorsak, bütün sırlarımızı da güvenerek size emanet ediyorsak eğer, her insanın Anayasal hakkı olan 'Kişisel Gizlilik ve Konunma' hakkının da tam olarak yerine getirilmesi gerekmektedir!.. Bunu lütfen değil, zorunlu olarak yapmalısınız!.. Eğer bunu sağlayamazsanız da, bu işi siz de bırakmak zorunda olup, abonesiz ve müşterisiz kalarak, en kısa sürede iflâs bayrağını çekip, tarihin tozlu sayfalarına siz de giriverirsiniz!..

Bir haber yüzünden şu iki gazetecinin başına gelen olay, öyle az-buz, öyle yenilir-yutulur cinsten bir olay değildir!.. Herkes kuşku ve korku içindedir!.. Kimse güvenliğinin  tam ve sağlam olduğunu düşünemez oldu artık!.. Paralarını ceplerinden ödedikleri bir aboneliğin boş yere sıkıntılarını çekmektedirler!.. Bugünden tezi yok, bütün cep telefonu ve internet şirketleri ile sayın Cumhuriyet Savcılarımız harekete geçip, bu gazetecilerin internet hesaplarına giren "Siber Zorbaların" kimler olduğunu, neden bunu yaptıklarını bulup, halka ifşa ederek, Yargıçlarımız da haklarında en ağır cezaları vermelidirler!..

Belli yasalarla kurulmuş bu ülke, bu insanlar, bu abonelikler, kimsenin şahsi hırslarına göre kullanabileceği, kimsenin babasının çiftliği değildir!.. Çok kısa zamanda, bir hukuk devletinde hiç görülmemesi gereken buna benzer ne olaylara şahit olduk Ya Rabbim!.. "Biz nereye gidiyoruz, kim-kimler bunları yapıyor, neden yapıyor?" sorularının yanıtları derhal bulunmalıdır!.. Yoksa, elimizde kalan son Türk Devleti olan bu Yüce Atatürk'ümüzün bize emaneti de, ne yazık ki tarihe karışacakmış gibi müthiş korkular içindeyiz!.. Ne içimizde huzur kaldı, ne de dışımızda; hayrımıza düşünen bir tek komşu devlet de bırakmadık!..

Bindik bir alâmete, galiba gidiyoruz kıyamete!? Yüce Allah sonumuzu hayreyler inşallah!.. Şu gidişattan, aklımıza başka bir şey demek de gelmiyor ki...          Sakin KOŞAR...

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI