İLAHİ SAYIN MAHMUT TANAL, BUNU BARİ YAPMA !?

 

        İLAHİ SAYIN MAHMUT TANAL, BUNU BARİ YAPMA !?

CHP İstanbul Milletvekili ve 'Meclis İnsan Hakları Komisyonu Üyesi' Mahmut Tanal, diğer partilerden komisyon üyesi milletvekillerine ilginç bir teklifte bulundu ve şöyle dedi: "Hapishanelerdeki mahkûmların sorunlarını yerinde görüp, daha sağlıklı tespitler yapmak için, gelin de biz komisyon üyesi milletvekilleri bir hafta ayrı hapishanelerde yatalım, durum tespiti yapalım, rapor hazırlayalım" demiş.

Komisyon üyesi hiçbir milletvekili bu teklifi kabul etmemiş, Cezaevleri Alt Komisyon Başkanı ve AKP Afyon Milletvekili İbrahim Yurdunuseven şu öneride bulunmuş; "Hepimiz yerine Mahmut Tanal hapse girsin, bir hafta kalsın, sonra gelip bize gözlemlerini anlatsın" diye öneride bulununca, Mahmut Tanal balıklama atlayarak; "Ben bu işe hazırım arkadaşlar!" diyerek yanlarından ayrılıp, 'Cezaevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım'a ' yazılı olarak başvuruda bulunup, verilecek yanıtı beklemeye başlamış.

İlahi sayın Mahmut Tanal; siz Meclis'te grubu bulunan partilerin komisyon üyesi milletvekillerinin 'Şamar Oğlanı' mısın!? Eğer bu öneriniz kabul edildiyse, komisyonda kaç üye milletvekili varsa, oraya hep birlikte gidilir, bir hafta orada kalınır!.. Alt Komisyon Başkanı AKP'li üye belli ki sizinle biraz kafa bulmuş, siz de bu işe balıklama atlamışsınız!.. Zati bir hafta hapse girip de, gördüklerini rapor etsen ne olacak ki? Bu rapor ve öneriler Meclis Genel Kurulu'na gelince, her zaman olduğu gibi, yine AKP ve MHP oylarıyla reddedilmeyecek mi!? Bunu dışarıdan biz bile görürken, siz Meclis içindeyken hâlâ göremiyor musunuz!?

Sayın Mahmut Tanal'ın Genel Seçimler ve sonra yapılan Yerel Seçimler sırasında nasıl sıkı çalıştığını hepimiz biliyoruz!.. Üç gün boyunca seçim torbaları üzerinde yattıklarını ve herhangi bir yolsuzluğa meydan vermediklerini defalarca görüntülerde izlemiştik!.. Sık sık sokakta vatandaşlarla beraber, onların sorunlarıyla çok yakından ilgilendiklerine de çok şahit olmuştuk!.. Ama bu sefer 'kraldan çok kralcı olmasını' doğrusu yadırgadık!..

Bir kere, hapishaneye girmek için bir suç işlemiş olmanız gerekir değil mi? Böyle tasarlanmış şekilde, birçok yazışma ve izinle oraya gitseniz, siz orada net ve şeffaf, doğal hapishane ortamına şahit olamazsınız ki!? Öncelikle görevliler öyle huy değiştirirler ki, yasalara ne kadar bağlı memurlar olduklarını sonuna kadar gösterirler. Hapishane yemekleri farklı çıkabilir, temizlik şartları değişebilir, falan.

Böyle milletvekillerimiz eyleme geçtikleri zaman, halkın daha yararına, ses getiren, daha etkili ve kalıcı işlere imza atmalarını bekleriz!.. Olumlu sonuç alınamayacak, böyle abes yere yellenilen işler, sonuçta yarardan çok 'zarar' getirir!.. Topuğunuza bile çıkmayacak kişilere alay konusu olur, tepenizden aşmalarına sebep olursunuz!.. Ben sizin yerinizde olsam, bir hafta hapse gireceğime, bir hafta boyunca devlet hastanelerinin acil servislerini gezer, halkın sağlık konusunda ne kadar çaresiz kaldığının raporunu hazırlardım. Bence bu, günümüzün en acil ve çözüm bekleyen konularının başında geliyor!..

Neyse, bugün de bir Temel fıkrasıyla yazımızı bitirip, size veda ederken, biraz da gülümsetmeye çalışalım bari:

Temel hastanede ölüm döşeğinde yatıyor, eşi Fadime de başında ağlıyormuş. Bir ara gözlerini açan Temel, gözü yaşlı eşine bir itirafta bulunarak, vicdan rahatlığıyla ölmek ister ve; "Son günlerimde sana bir itirafta bulunacağım Fadime, ben seni komşumuz Çilli Sevdike ile çok aldattım, beni affet ne olur!.. Senin de bana bir itirafın olacak mı canım?" diye sorar. Fadime; "Ben de mahallenin bakkalı, kasabı ile seni çok aldattım, her aldatışımda da, bir pirinç tanesini kavanoza attım!" deyince, Temel ağlamaklı halde; "Çok mu aldattın beni Fadime?" deyince, Fadime; "Her hafta yediğin pirinç pilavları, işte o kavanozdaki pirinçlerden çıkıyordu ya Temel, sayısını da sen düşün gari" demiş.               Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI