ISPARTA, HİÇ BUGÜNLER KADAR ZULÜM GÖRMEDİ !?

Evet, 1963 ile 1970 yılları arasında, daha 11 yaşımdayken Isparta-Gönen Öğretmen Okulu yatılı öğrencisi olduğum Isparta'da, çocukluğumun ve gençliğimin çoğu yılları burada geçti, benim Muğla'dan sonraki ikinci İlim burasıdır!.. Bu yüzden buranın her şeyi beni de yakından ilgilendiriyor!..

1965 yılında merhum Süleyman Demirel Başbakan, Genel Başkanı olduğu Adalet Partisi (AP) de tek başına iktidar olduğunda, Isparta'daki olumlu, hızlı değişimi de çok yakından ve bizzat yaşayarak izledik!.. O zamana kadar Isparta şehir merkezi girişinde tek bir geniş yol vardı, bu yolun iki tarafında 5'er katlı binalar ve ileride de henüz yeni yapılmakta olan 11 katlı meşhur "Isparta Oteli" daha 7'inci katındaydı. Bütün önemli dükkân ve mağazalar, meşhur Isparta 'Gül Yağı-Gül Suyu' satıcıları işte bu tek yol kenarında dizili, arka caddelerde ise kapı ve pencereleri is-pas içinde, kırık-dökük dükkanları olan bir kentti!..

Yukarılara doğru gidildiğinde, dere kenarına sıralanmış birçok 'Halı Tezgâhları' bu tezgâhlarda akşamlara kadar oturarak halı dokuyan, hemen hepsi geniş kalçalı, suyundan ötürü dişleri sarıya dönüşmüş Isparta kızlarıyla doluydu!.. Hepsi utangaç, hepsi güleç ve insancıl, hepsi sevgi dolu genç kızlardı!.. Bütün amaçları da, mezun olan bir öğretmen veya askerle evlenip, buralardan kurtulmaya çabalamaktı!.. Karşılarında, genellikle Kovboy Filmleri oynatan 'Atlas Sineması' olmak üzere birkaç sinema ve eczaneler, adım başı da 'Dişçi Klinikleri' vardı!.. Evet, karlı Davras Dağı'ndan gelen o güzel ve soğuk suyundan ötürü dişler en önce bakıma muhtaç organlar haline geliyordu çünkü!.. Merkezde Askeriyenin '58'inci Tümen'i vardı, 5 kilometre ötede, Kuzeye doğru da tugayın eğitim alanları bulunuyordu.

İşte bu Isparta bir 'Başbakan' çıkarmayı başarmış, beş yıl gibi kısa bir sürede Isparta, bütün caddeleri kenarı en az beş katlı binalar inşa edilmiş, aynen 'Aydın Kentimiz' gibi oluvermişti!.. Peş peşe yeni meslek okulları açılmış, sulama kanalları yapılmış, tüm İlçe ve köy yolları bile 2 veya 4 şeritli oluvermiş, asfaltlanmıştı!..

İşte bu Isparta, 2022 yılının Şubat ayı başında 4-5 gün elektriksiz kalmış, halk perişan olmuş, Valisi değiştirilmiş, iktidar partisinden olan Belediye Başkanı mercek altına alınmış, günlerce muhalif basında yaptıkları haber yapılmıştı!.. Örneğin: Bu Belediye Başkanı 2022 Belediye Bütçesine kendi harcamaları ve tanıtımı için tam '4 Milyon 560 Bin TL' ödenek, ağırlayacağı misafirler için '2 Milyon TL' ödenek koyarken, 'Afet Yardımları' için ise, sadece '1 Milyon TL' ödenek koydurmuş, iyi mi!? Isparta halkı soğuktan kıvranırken, bu Belediye Başkanı ve oraya tam 4 gün sonra gidebilen Enerji Bakanı Fatih Dönmez, bu insanlarla kafa bulurcasına, onlara sıcak çay ikram etmeye kalkmışlar, halkın büyük tepkisiyle karşılaşmışlardır!..

Daha sonra 'Sayıştay Raporları' ortaya çıktı: O meşhur ve malûm "Beşli Çete" diye adlandırılan müteahhitlere ihalesi verilen buraların elektrik dağıtımında, tam 15 yıl hiç buralara yatırım yapılmadan, sadece kazanılan paraların bölüşüldüğü ortaya çıktı!.. Tabii ki, bu ortaya çıkan acı tablo, öyle kendiliğinden değil, büyük bir ihmal ve denetimsizlik yüzünden olduğu belli oldu!.. Haklı olarak şimdi halk soruyordu; "Bu görev verilen Valilerimiz, Belediye Başkanlarımız ne işler yapmışlar, neden bu konulara hiç eğilmemişler, bizleri bir sıcak çayla kandıracaklarını mı zannediyorlar!? Bizden hakkımızı helâl etmemizi istediler, soğuktan titreyen çocuklarımız gözlerimizin önünden gitmiyor, kim bunlara haklarını helâl ederler ki!?" diye soruyorlardı.

Bu yetmezmiş gibi, 08 Şubat 2022 günü bir haber geldi: "Yüce Meclis, Corona-19 Salgını Yüzünden 7 Gün Tatil Edildi" diye. İyi de, kendinizi salgın yüzünden tatil ediyorsunuz da, ya 19 Milyon çocuğun ve 1 Milyona yakın öğretmenin gittiği okullar niye açık!? Görünmez bir el veya bir gizli güç, buraları salgından koruyor, onları bu işten muaf mı sayıyor!? Bu ne biçim düşünce ve uygulamadır Allah aşkına!? Ben bu yaşıma geldim, böyle bir şey görmedim!.. Artık bunların hiçbir kararına da şaşırmaz oldum!..                          Sakin KOŞAR.

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI