MERHUM CAN YÜCEL'İN 'TANSU ÇİLLER' ŞİİRİ !?

 

Tam seçim yasakları arifesinde internette bir şiir dolaşmaya başladı... Güya, Başbakan Tansu Çiller'in Başbakanlığının ikinci yılında, bizim Muğla'nın Datça İlçesi'ne ziyarete gelen sayın Çiller, birden korumalarına emir vermiş de, Datça'da ikamet eden ünlü şairimizi ayağına çağırtarak, bu büyük ustadan kendisi hakkında bir şiir yazmasını istemiş de, o da öfkesiyle meşhur olarak bildiğimiz Can Yücel, ağzını yine bozarak ona bir şiir yazmış...

Yazdığı şiir ve Çiller önünde okuma serüveni güya şöyleymiş: O yaşında, apar topar huzura götürülen Can Yücel bu işe çok bozulmuş, kendisinden şiir isteyen Çiller'e; "Müsaadenizle bir çay içeyim, yazdığım şiiri size hemen burada okuyayım" demiş? 5-10 dakika sonra huzura çıkıp, şiirini yüksek sesle okumaya başlamış: "Sarı saçlı güzel kadın/ Sarı saçlı güzel kadın!.." Bunu duyan sayın Çiller keyifle arkasına yaslanırken, Can Yücel devam etmiş; "Sarı saçlı güzel kadın/ Anasını si...tin şu vatanınnn!.." deyince, Çiller koltuğundan ayağa fırlayıp, korumalarına emrederek, bu adamı derhal geri götürmelerini istemiş, korumalar da adeta havada uçurarak Can Yücel'i evine geri götürmüşler...

Evet, Can Yücel'in ağzı biraz pistir; tıpkı Neyzen Tevfik, Ömer Hayyam, Küçük İskender gibi... Bu internette sürekli dolaşıyor da, ben hiç inandırıcı bulmadım, isterseniz siz de girip bakabilirsiniz... Ama Can Yücel, Çiller dönemi için çok ünlü bir şiir yazmıştı, kendisi değil de, 'Özelleştirme' işlerinde sıkça adı geçen sayın Tansu Çiller'in eşi "Özer Uçuran Çiller" ile ilgiliydi bu 'Tühh Bize!..' adlı şiir. Sizi daha fazla merakta bırakmadan bu şiiri de yazayım bari:

"Yıl: Milâdî 1988, Hicrî 1414/ Hamdolsun, 75'nci Bayramımız Cumhuriyet'in/ Onuncu yıl Marşı'nı okuyarak kutluyoruz/ Çıktık açık alınla, yürüyoruz marşiyen/ Demir ağlarla ördük yurdu dört baştan!..// Dinleyen de bizi bu 65 yılda/ Al bayrakla donanmış, ak-pak trenlerimiz/ Anadolu'nun kervan geçmez köşelerine/ İtin bakır sıçtığı çoraklara erişti beyler!..// Tühh bize ki, 'Kokokrasi'nin içimize teşrifiyle/ Şimendifer siyaseti defterden silindi gitti/ Gnrl. Motors'un Marshall Marşı'na basmasıyla da/ Yolumuz, yordamımız, bağımsız yarınlarımız/ Kara yollara, 'Karayolları'na öyle bir düştük ki/ Atatürk'ün Hitabesi, o vahim kehanetiyle/ Tersanelere girildi, cer atölyelerine kilit vuruldu/ Ortalığı ağulu bir egzoz dumanı sardı/  Araba sefası bokuna, zifirimiz karardı!..// 'Acele Eceldir' anladık da, be şoför kardeşim/ Yollar tutulmuş, motor boğulmuş, şimdi ne halt edeceksin!? Yakındır DDY'na da sıra gelir/ Gözümüz yaşına bakmadan o da 'ÖZER' leştirilir/ Demir ağları attık suya, otomotiv bir voli vurmaya/ 'Çağ atlıyoruz, atladık' derken/ Geri vitesle dalıyoruz Orta Çağ'a !.."

Evet, bu şiir Can Yücel'in 1999 yılında Doğan Kitap'ta çıkardığı "ALAVARA" kitabının 37. Sayfasında yer alıyor, herkes açıp da okuyabilir...

Biliyor musunuz dostlar, tam da bugün bizim ünlü ve berduş şarkıcımız 'Teoman'ın "Paramparça" şarkısı aklıma geliverdi!.. Şarkının diğer bölümleri bana saçma gelse de, şu bölümleri adeta beni ve hayatında ağzına bir damla içki koymayan, beş vakit namazını hiç geçirmeyen merhum babamı anlatıyordu:

"Bugün benim doğum günüm/ Hem sarhoşum, hem yastayım/ Bir bar taburesi üstünde/ Babamın öldüğü yaştayım!..// Bugün benim doğum günüm/ Kelimeler büyüyor ağzımda/ Bildiğim tüm hayatlar/ Paramparça, paramparçaaa!.."

Şu işe bakın bir; internetteki uyduruk bir haber, bizim gibi insanları bile nereden nereye sürükledi!? Aslında hiç fena da olmadı gibi; bu bahaneyle Köy Enstitüleri kurucularından, eğitimci-müfettiş Hasan Alî Yücel'in oğlu olan ve ele-avuca sığmayan bir şair olan Can Yücel'i andık, ne güzel değil mi? Işıklar içinde yatıyorlardır inşallah!..                          Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI