ŞİMDİ YİNE DÜŞÜNELİM: ŞAMPİYON KIZLAR MI, MİLYARLIK FUTBOLCULAR MI !?

 

    ŞİMDİ YİNE DÜŞÜNELİM: ŞAMPİYON KIZLAR MI, MİLYARLIK FUTBOLCULAR MI !?

Avrupa Şampiyonu olup da, onlara demediğini bırakmayanlar, 08 Eylül 2023 "EURO-2024" Elemeleri D-Grubunda, Eskişehir'de kendi sahamızda şu küçücük Ermenistan'ı bile yenemeyen Milli Futbol Takımı zengin oyuncularının başarısızlığını görünce neler düşündüler acaba? Türkiye'nin sadece "26'da/ Biri" kadar yüzölçümü ve nüfusu bulunan Ermenistan'ın bile hakkından gelemedik, onların attığı 49. Dakikadaki ilk gole bile, sağolsun genç Bertuğ Yıldırım ile 88. Dakikadaki golümüzle cevap verebildik, '1-1 Berabere' olduk, yazık!..

Evet, 25 Eylül 2022 tarihindeki "Faroe Adaları-Türkiye Milli Takımı" futbol maçında, 85 Milyon nüfuslu ülkemiz, Atlas Okyanusu içindeki bir avuç adadan oluşan ve sadece '53 Bin' nüfusu bulunan balıkçılara '2 - 1' yenilmeyi de başarmışlardı, hatırlayınız!?

Kuzey-Batı Avrupa yönünde, İngiltere-İzlanda-Norveç ülkeleri arasında bulunan, Coğrafya Atlaslarında adı "Far Öer" şeklinde geçen bu ülke; bizim Türkiye'nin tam "1.623'te/ biri kadar" bir ülke!.. Yani, sadece bizim Yatağan İlçemiz kadarcık, minnacık bir ülke!.. Buna rağmen, bizi '2-1' yenilmeyi başarıyorlar!.. Aklı başında bir insanın bu yenilgiyi kabullenebilmesi kolay mı!? Böyle bir 'mini azınlık' bizim gibi devasa bir çoğunluk ülkeyi yeniyorsa, bu 'büyüklüğün' ne kıymet-i harbiyesi var o zaman!? Bizler, lüzumsuz ve işe yaramaz kalabalık yığını bir ucubeyi mi temsil ediyoruz yani !? Gerçekte olan şudur: Denizlerin en büyük ve 30 tonluk koskoca balığı 'Balina', 10 santimlik 'Hamsi' balığına yenilmiştir!.. Ya da, karaların en büyük hayvanı Fil, bir Sivrisinek'ten dayağı yemiştir, işte o kadar!..

Daha bir hafta kadar önce de, nüfusu sadece "632.275" kişi olan Lüksemburg ile yine bizim aslan Milli Takımımız, güç belâ  '3 - 3' berabere kalmayı başarmışlardı, iyi mi!? Takımın başındaki Hoca, Alman Stefan Kuntz; bu iki maçtan sonra neden bu hale geldiğimizi soran gazetecilere, o da pişkin pişkin gülerek; "Hayrola, ortada yanlış bir şey mi var?" diye soruyordu!.. Daha ne olsundu be adam, maç sonunda hemen istifa edeceğinize, utanmadan böyle konuşuyorsunuz, kimsiniz ulan siz be!? Sizin için başarı bu muydu yani !?

Yıllar önce İngiltere Milli Takımı ile yaptığımız bir maçta, tekmili birden '8 Gol' yemiş, kös kös geri gelmiş, bütün suçu FB Kalecisi Yaşar'ın üzerine atmış, o günden sonra zavallı futbolcumuzu "Bay Sekiz!" adıyla çağırır olmuştuk, hatırladınız mı? İyi de kardeşim; bu kadar golü yerken, Milli Takımın diğer 10 futbolcusu neredeydi!? O takımın Teknik Direktörü ne halt ediyordu!? Bütün suçu bir kalecinin üzerine atmak, hangi akla-mantığa sığardı!? Bu durumu bir gün olsun sorgulayıp da, bu adamları görevden atmayı düşündük mü!? Kaç defa, yine Kuzey Avrupa ülkelerinin 'marangoz-boyacı-şoför-kaloriferci-ayakkabıcı' esnafından devşirme topladıkları futbolcularla Milli Takım oluşturan ülkelere bile, bizim Milyarlarca TL harcadığımız takımlarımız kaç kere yenilmeyi başardılar, bir düşünün bakalım!?

Şimdiye kadar Milli Takım olarak ne Avrupa Şampiyonu, ne de Dünya Şampiyonu olmayı başaramadık!.. Bu kafayla başaramayacağız da!.. Elin oğlu daha İlkokul çağından itibaren iyi gözlemler yaparak, mahareti olan çocukları önce 'İyi ve Dürüst Ahlâklı' olarak, sonra da 'Sporcu' olarak yetiştiriyorlar!.. Ya bizim yöneticiler ne yapıyorlar; nerede bir defa iyi koşan, iyi yüzen, iyi gol atan birkaç çocuğu alıp, hemen takımlara sürüyorlar!.. Zeki, çevik ve 'iyi ahlâklı' olmaları için hiç 'eğitime tabi tutma' zahmetine girmiyorlar!.. 18 yaşına geldiklerinde büyük takımlardan 'Milyon-Milyar TL'leri kaptıklarında da, hemen zıvanadan çıkıp, sonradan görme bir yaşama özenip, bozuluyorlar!.. Türk sporunun esas derdi ve problemi bu!..

Sizleri bilemem, ama ben bu sonuçlara hiç şaşırmadım!.. Zati bu ülkede 'Spor' deyince hemen akıllara 'FUTBOL' geliyor!.. Sanki başka spor dalları hiç yok, hiç önemli değilmiş gibi. İnsanlarımızın en az % 50'si de, bayiiden gazeteyi aldığında hemen ters çevirip, önce futbol haberlerini okumaya çalışırlar, ben bunlardan da değilimdir; önce ülkemin siyasi-ticari-sağlık ve eğitim haberlerini okur, kendi kendime efkârlanır dururum!..

Neyse, bugün de bizim deli Orhan Veli'nin 1941'de yazdığı 'Efkârlanırım' şiiriyle veda edelim:  "Mektup alır efkârlanırım/ Rakı içer, efkârlanırım/ Yola çıkar, efkârlanırım/ Ne olacak bunun sonu bilmem/ 'Kâzım'ım Türküsü'nü söylerler/ Üsküdar'da/ Efkârlanırım!.."                       

Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI