Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil Atışması !?

 Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil Atışması !?

21 Haziran 2021 Pazartesi günü akşamı 'Tele-1 TV'de Tuncay Mollaveisoğlu'nun program konuğu sayın Uğur Dündar idi... Konu da, birkaç gün önce Avusturya'da yakalanan ve kara para aklama suçundan 'Kırmızı Bültenle' aranan 'Sezgin Baran Korkmaz (SBK)' idi... Türkiye'de bazı gazeteci kılıklılara para verip, pis işlerini temize çıkarmak için aracı olan kirli 'gazeteci kılıklılardan' bahsediyorlardı!..

Tam o sırada, yıllardır abi-kardeş gibi oldukları ünlü gazeteci-yazar sayın Yılmaz Özdil'in bir Tweet attığı ve bu mesajında "bazı ünlü ve dürüst geçinen gazetecilerin" bir süre önce parasını Sezgin Baran Korkmaz (SBK)'ın sağladığı "Artı-1" adlı televizyonu yayın hayatına geçirdiklerini ve bunları, SBK'ın iddianamesinde de anlattığını" yazıyordu...

Bu Tweet, programın tam ortasına bir bomba gibi düşmüştü!.. Adı geçen TV'nin Genel Yayın Yönetmenliğini yapan sayın Tuncay Mollaveisoğlu da, duayen gazeteci sayın Uğur Dündar da birden çok sinirlendiler, küplere bindiler, görevlilere talimat vererek, hemen 'Yılmaz Özdil'i telefonla arayıp, programa canlı konuk olmasını istediler!.. Ancak, program sonuna kadar dakikalarca ve defalarca aramalarına rağmen, Yılmaz Özdil telefonla programa katılmadı!..

Durdukça daha da sinirlenen ve iftiraya uğradığını düşünen Uğur Dündar, her zamanki soğukkanlılığını yitirmeye başlamış, yıllarca hep 'Kardeşim' dediği Yılmaz Özdil'den hiç beklemediği çok ağır bir suçlamayla karşı karşıya kalmıştı!.. Sık sık araya girip; "Beni kalleşçe sırtımdan bıçakladı, yazıklar olsun!.. Benim cenazeme dahi gelme, bundan sonra karşıma çıkacak olursan eğer, seni çok fena yaparım!.." dedi...

Bu arada, Türkiye'de kendi mesleğinde çok başarılı olmuş birçok gazeteci, sanatçı, siyasetçi dostları Uğur Dündar'a mesaj atıp, canlı telefon açıp; bu saçmalıklara asla inanmadıklarını, her zaman yanında olduklarını söyleyip, sayın Dündar'ı sakinleştirmeye çalıştılar!.. Tuncay Mollaveisoğlu da; sözkonusu o TV kanalının esas sahipleri hakkında bilgiler verip, herkese bunun belge ve kanıtlarını da hemen gösterebileceklerini uzun uzun anlattı... ABD'den yayına katılan gazeteci Uğur Polat da, iddianameyi iyice okuduğunu, böyle bir bilginin orada olmadığını anlattı!.. Yani, yılın en uzun gecesi o gün bitmek bilmedi...

Peki, Yılmaz Özdil durduk yerde ve hiç kimsenin O'ndan beklemediği şekilde, daha düne kadar çok samimi oldukları Uğur Dündar'a bunu niye yapmıştı ki!? O uğur Dündar ki; defalarca bu ülkede "En Güvenilir İnsan" seçilmişti!.. Hiç para almadan 7 sene boyunca rayting rekorları kıran, Halk TV için "Arena" programları yapıp, en çok Müjdat Gezen ile Yılmaz Özdil'i konuk etmiş, her programda Yılmaz Özdil'in yazılarını ve çıkardığı 'Atatürk' kitaplarını överek, milyonların bunları okumasına yardımcı olup, Özdil'in devasa paralar kazanmasına katkıda bulunmuştu!.. Vefalı bir insan bunları nasıl unuturdu ki!?

Tabii, çok yakında bunun sebebi az-çok ortaya çıkar da; Samimiyetlerini kıskanan biri, Özdil'i gaza mı getirdi acaba? Epeyce tanınıp, yüklüce kesesini dolduran bu arkadaş, belki de bu iktidarın pek hoşlanmadığı Uğur Dündar ve çevresinden biraz uzaklaşıp, son günlerde "Atı, Katı, Yatı, Jeti" olan bazı gazeteci kılıklılar gibi rahat yaşamaya mı heves ettiyki!? Yoksa, hep yanında öncelikle saygı gören Uğur Dündar'ı kıskanmaya başladı da, onun baş üstündeki onurlu yerine mi göz dikti acep!? Ya da, bu kadar para ve şöhret O'na bol gelmeye başladı da, herkesi tepeden bakmaya mı başladı!? Gerçi demokrasinin beşiği İzmir'den pek böyleleri çıkmaz ama; zaman kötü, zaman!..

Yarım asırdan fazladır yaptığı işlerle hep gurur duyduğumuz Uğur Dündar büyüğümüze büyük geçmiş olsun diyor, bu garip ve çirkin olayın da kendisini yıpratmak yerine, daha da saygın hale getireceğine olan inancımız tamdır!.. Ancak bu ortamda kendisine küçük bir uyarıda bulunmak isterim; "Aman şu kadim dostun Müjdat Gezen'e çok dikkat et, bir canlı program sırasında arayıp, 'kaçak rakı' içtiğini filân ifşa edebilir, aman dikkat!?" Dedim ya, kimseye güven kalmadı gari; zaman kötü, zaman!..            Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI