EŞEKLİ KÜTÜPHANECİ


                                                 

           Fakir Baykurt’un kitaplarını okumak çok zevkli. Eşekli Kütüphaneci adlı eserinde Ürgüplü Mustafa Güzelgöz’ün yaşam öyküsünü dile getirmiş. 6 Eylül 1999 günü Almanya’nın Essen kentinde tedavi olmak üzere gittiği hastanede bu romanın son düzeltmelerini yaparak eserinin adını da kendi koymuş Eşekli Kütüphaneci diye. Daha önce yazarın Tırpan, Yılanların Öcü, Amerikan Sargısı, Keklik, Köygöçüren ve Onuncu Köy adlı eserlerini de zevkle okumuştum. Bu eseri de çok güzel mutlaka okuyunuz. Romanda ilgimi çeken bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum:

          ‘’ Yurda yenilik getirmek, halka ışık götürmek yalnız sizde değil, eskiden beri her yerde zordur! Bizim mitolojideki Prometeus öyküsünü düşünün. O zaman ışık yalnız Tanrı Zeus’un sarayında var; başka hiçbir yerde yoktu. Akşam olunca insanlar karanlıkta kalırdı. Prometeus, Koca Tanrı Zeus’un sarayından ışığı çalıp ovadaki köylere dağıttı. Halkın kulübeleri de ışığa kavuştu. Tanrı Zeus, Olimpos Dağı’nın başından bunu görünce çılgına döndü. Nasıl olabilir? Kim yapar bunu? Araştırıp soruşturdu. Meğer Prometeus yapmış. Yakalatıp Kafkaslar’daki kayalardan birine bağlatıyor zincirle. On yedi gün arayla bir kartal gelip ciğerini gagalıyor. Yara kabuk bağlamak üzereyken kartal yeniden geliyor, yeniden gagalıyor. Çok büyük bir işkence. Sonunda Prometeus’un oğlu Herküles büyüyor da, babasının zincirlerini söküyor, onu işkenceden kurtarıyor. Halka ışık götürmek hiçbir yerde kolay değildir’’ Kısaca özeti şöyle:

                  Sıcak bir yaz günü, peribacaları diyarına Yunanistan’ın Larisa şehrinden Dimitrios Katsikas adında biri gelir. Bu genç adam, yıllar önce bu topraklardan göçe zorlanan büyükbaba ve büyükannelerinin izini sürmek, bir daha buraya dönemeyen akrabalarının yerine bu güzel yerleri gezmek istemiştir. Tesadüfler karşısına yörenin sevilen şahsiyetlerinden ‘’Baba’’ lakaplı Aziz Güzelgöz’ü çıkarır. Aynı yaşlardaki bu iki genç kısa sürede kaynaşır. Dimitrios, Aziz’in evinde konuk olunca, bu büyüleyici diyarda inanılmaz bir adamla tanışır. Aziz’in babası Mustafa Güzelgöz’dür bu kişi; namı diğer Eşekli Kütüphaneci.

                      Ürgüp’teki kitaplığı yönetirken otuzdan fazla köyün halkına eşekle kitap taşıdığı için takılmıştır bu ad ona. Herkes, özellikle de kadınlar, kitap okusun diye yıllarca çırpınmıştır Mustafa Güzelgöz. Dimitrios ile Eşekli Kütüphaneci arasındaki sevgi köprüsü yöreyi birlikte gezerken iyiden iyiye pekişip güçlenir. Bu arada kan kardeşi olan Aziz ile Dimitrios’un aklına, Ürgüp ile Larisa’yı              ‘’ kardeş şehir ’’ yapma fikri düşmüştür. Ama bu o kadar da kolay olmayacaktır…

                 Fakir Baykurt’un, klasik anlatımının tüm olanaklarından yararlanarak, gücü yetene, hatta bitene dek, hasta yatağında yazdığı bu son romanında, sevgi, kardeşlik, azim, cesaret gibi duygular yine okuru sarıp sarmalıyor. Küçükken babamın berber dükkanında zevkle dinlediğim Ürgüp türküsü:

            Şen olasın Ürgüp dumanın gitmez

            Kır atım acemi konağı tutmaz

            Oğlum Ahmet küçük yerimi tutmaz

            Cemal’ım   Cemal’ım algın  Cemal’ım

            Al ganların  içinde galdın  Cemal’ım

 

 

                   

YAZARIN DİĞER YAZILARI