NAZIM’A NEDEN ULAŞAMADIM

 

         NAZIM’A NEDEN ULAŞAMADIM

Benim öğrencilik yıllarımda Nazım'a ulaşamamam yasaklar yüzündendi, yalnız adı gizlice fısıldanırdı. O zamanlar "Komünist" dendi mi birine işi bitikti. Nazım da komünistlikle suçlanmış ve tüm eserlerinin yayınlanması yasaklanmıştı. 27 Mayıs Anayasasının getirdiği özgürlük ortamında 1960'ların ikinci yarısında eserleri ve hakkında kitaplar yayınlanabildi. Onları su gibi okudum. Va-Nu, Ş. Süreyya Aydemir yakın arkadaşlarıydı, onlardan tanıdım Nazım'ı ve eserlerini… Onca yurtsever olan insan bir de vatan hainliği ile suçlanmıştı. Buna kahrolurdum. Zaten bir şiirinde söyleyenleri,  "Nazım, Vatan hainliğine devam ediyor,” diye taşlamıştı hoş bir taşlamaydı…

DEMİREL’DEN BİR İNCİ

Siyaset edebiyatımızda “inciler” dediğimiz çok ilginç sözler vardır… Uzun yıllar Türk siyasetinde Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık gibi ilk sıradaki görevleri üstlenmiş Süleyman Demirel en güzel incileri döken siyasetçilerimizden biridir..

Bir gün gazeteci Demirel’e sorar: “Efendim, Bulgaristan gibi küçücük bir ülkeden elektrik ithal ediyoruz, Yakışıyor mu bu ülkemize?”

Demirel: “Ne vaa bunda?” der ve ekler: “

Yazın biz onlardan alıyoruz, kışın onlar bize satıyorlar...

             SU TÜKETİMİNDE DUYARSIZLIK       

            Toplumun her kesimindeki su tüketimi konusundaki duyarsızlık öteden beri dikkatimi çekiyor. İçme suyunun bahçelerin sulanmasında araba yıkanmasında çevre temizliğinde kullanılması ayrı bir israf konusu…

            Yakın çevremdeki insanlara da bakıyorum yüz yıkamayı, bir diş fırçalama işin onlarca litre su ile yapıyorlar. Çeşmeden akan suya elini uzatıncaya kadar çoğu kez son haddine kadar açılmış çeşmeden şarıl şarıl dakikalarca su aktığına tanık oluyorum.

               Oysa uzmanlar geleceğin en stratejik maddelerinden birinin su olacağını, bu konuda suyun petrolün önüne geçeceğini savlıyorlar. Hatta  savaşların gelecekte su sağlama amacıyla yapılacağını söyleyenler var

             Türkiye çok zengin su kaynakları arasında olan ülkeler içinde yer almıyor. Orta derecede sahip olduğumuz kaynaklar hızlı nüfus artışı nedeniyle yakın gelecekte yetersiz duruma gelebilir. TV’lerde kamu spotlarında su tasarrufu konusu şimdiden geniş yer bulmalıdır.
O nedenle okullarımızda su tasarrufu konusuna önem verilen ders konuları işlenmeli…

          TRAFİĞİN İKİ TARAFI

Ben trafiğin her iki yanında varım… Evet, şoförlerimiz medeni Avrupa ülkelerinde yayalara gösterilen saygıyı göstermiyorlar elbet ama yayalarımız da ya bilgisizlikten ya da sallapatilikten çoğu kez sağına soluna bile bakmadan yola fırlıyor. Bir tarihte gözümün önünde oldu, ilkokula yeni başlayan bir çocuğa annesi sıkı sıkıya tembihlemiş “Bir sağına bir soluna bak, sonra da karşıya koş.” Çocuk aynen öyle yaptı ve önündeki arabaya çarpıp yere düştü… Ya başına bir şey gelseydi adamcağızı süründürürlerdi hiç kabahati yoktu oysa…

Işık olan geçitlerde bu sıkıntı yaşanıyor arabalar zorunlu bekliyorlar sıra onlara gelince yayalar “üstünlük (!) hakkını kullanmaya devam ediyor. O zaman araçlar ne zaman geçecek? Bu konu iyice açıklığa kavuşturulmalı… Işık olan yerde herkes sıraya uymalı... Işık olmayan yerde evet yayaya üstünlük, haklı ve yerinde bir uygulama... İnşallah ona da alışacağız.

Yeşil ışıkta geçerken durup beni bekleyen aracın arkasındaki korna çalmıyor mu! O zaman kontrolü kaybediyorum. Gidip yakınına:

“Yani beni ezsin mi demek istiyorsun o kornanla?” diye sorduğumda… Bön bön bakıyor birçoğu.

TURGUT DERELİ

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI