17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin üzerinden tam 26 yıl geçmesine rağmen, Türkiye'nin deprem riski hala alarm veriyor. İnşaat Mühendisleri Odası Muğla Şubesi Yönetim Kurulu'nun yaptığı açıklamaya göre, ülkemizde yaklaşık 6 milyon yapı hâlâ ağır hasar ve yıkım tehdidi altında. Açıklamada depremin doğal, afetin ise ihmaller sonucu yaşandığı, bilimsel planlama ve insan odaklı yapılaşmanın gerekliliği; Türkiye'nin yeterli insan gücü ve kaynağa sahip olmasına rağmen irade eksikliği nedeniyle önlemlerin alınmadığı vurgulandı.
Mustafa Altar Zeyhan
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Muğla Şubesi Yönetim Kurulu, 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 26. yılı öncesinde depremde yaşamını yitirenleri saygıyla andı. Türkiye'nin deprem kuşağında olduğu, Marmara'da hazırlıksızlığın sürdüğü ve Nisan 2025'te Silivri açıklarında 6,1 büyüklüğünde bir depremin riskin devam ettiğini gösterdiği belirtildi.
Yaklaşık 6 milyon yapının risk altında olduğu, kentsel dönüşümün ise rant odaklı yürütüldüğü vurgulandı. 2011'de kabul edilen Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı'nın hedeflerine ulaşılamadığı, 6 Şubat 2023 depremlerindeki yıkımın da bunun sonucu olduğu ifade edildi.
"Deprem doğal bir olay, afet ise ihmaller sonucu yaşanır. Bilimsel planlama, etkin denetim ve insan odaklı yapılaşma şarttır. Türkiye'nin yeterli insan gücü ve kaynağı var, ancak irade eksikliği önlemleri engelliyor" denildi.
Mühendisler, Marmara Depreminin tarihimizin en büyük afetlerinden biri olduğunu, etkilerinin toplumsal travmaya dönüştüğünü belirtti. İstanbul'daki 2025 depremiyle Marmara'daki hazırlıksızlığın tekrar gündeme geldiğine dikkat çekti. Depremin nerede, ne zaman ve büyüklüğünün bilinmesinin mümkün olmadığını ancak yapıların sağlam olması gerektiği vurgulandı.
Türkiye'de nüfusun %96'sının deprem riski taşıyan bölgelerde yaşadığı, 6 milyon civarı yapının riskli olduğu, ancak yalnızca %4'ünün kentsel dönüşümle yenilendiği açıklandı. Rant odaklı kentsel dönüşümün riskli bölgelerde uygulanmadığı, afetlere karşı önlemlerin yetersiz kaldığı ifade edildi.
"6 Şubat 2023 depremlerinde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, yüzbinlerce bina yıkıldı veya ağır hasar aldı. Verilen sözler tutulmadı, depremzedelere vaat edilen konutların yalnızca yaklaşık %32'si teslim edildi" ifadeleri kullanıldı.
Sonuç olarak, Türkiye'nin kırılgan yapı stoğu, yetersiz planlama ve denetimsizlikle afetlere hazır olmadığı belirtildi. Bilim ve mühendislik ile sorunların çözülebileceği ancak siyasal irade ve kamusal sorumluluk gerektiği vurgulandı. Rant değil, insan odaklı kentleşme ve yapılaşmanın derhal hayata geçirilmesi, yapı denetiminin kamusal hizmet olarak güçlendirilmesi ve meslek odalarının sürece dahil edilmesi gerektiği ifade edildi.