Cumhuriyet Halk Partisi Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, görüşülmekte olan Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında TBMM Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptı. Uzun, "Sarayda yazılıp, Meclis'te imzalanan ve yandaş basında günlerce toplumda beklenti yaratacak manşetlerle duyurulan ve itirazlarımıza rağmen burada kanunlaştırdığınız tüm paketleriniz sokakta ve yargının paydaşları arasında hayal kırıklığı yarattı. Ne söylediyseniz onun tersini yapıyorsunuz. 'Kuvvetler ayrılığı' ilkesini güçlendireceğiz demiştiniz. Evet cidden müthiş bir planla bunu da yaptınız. Kuvvetleri ayırdınız; yasamayı Recep'e, yürütmeyi Tayyip'e, yargıyı da Erdoğan'a bağladınız" dedi.
Haber Merkezi
Yıllardır yargı paketleriyle kamuoyunun meşgul edildiğini söyleyen Uzun, "Sarayda yazılıp, Meclis'te imzalanan ve yandaş basında günlerce toplumda beklenti yaratacak manşetlerle duyurulan ve itirazlarımıza rağmen burada kanunlaştırdığınız tüm paketleriniz sokakta ve yargının paydaşları arasında hayal kırıklığı yarattı" dedi.
'Etki ajanlığı' düzenlemesinin yer aldığı bir torba kanunla karşı karşıya olduklarını belirten Uzun, şu ifadeleri kullandı: "Yargımızın kurumsal ve kronikleşmiş büyük sorunları varken, bu tekliften anlıyoruz ki sizin derdiniz yine bambaşka. Bizler yargının bu sorunlarının tümünü çözmekle görevli olan insanlar olarak halkımız tarafından buraya gönderildik. Bunu yapacak olanlar en başta sizler olduğunuz halde, dokuz tanesi kanunlaşan yargı paketleri ile sorunların çözümü için bir şeyler yapabildiniz mi? Kocaman bir hayır."
Uzun, bu yasa teklifiyle yargının sorunlarının çözülemeyeceğini belirtti. Yapılan kanun teklifi içinde Anayasa Mahkemesi'nden dönen birçok maddenin yeniden konulduğunu ifade etti.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) 2019 yılı Mayıs ayında ortaya koyduğu, Yargı Reformu Strateji Belgesine değinen Uzun, "Üniversitelerin hukuk fakültesi dekanlarından - Barolar Birliği'ne, avukatlardan - cezaevi müdürlerine varana kadar hemen hemen herkes bu çalışmalara katılarak, ülkemiz yargısının sorunlarını ortaya koydu" sözlerini kullandı.
Yapılan çalışmalar sonrasında "Yargı Reformu Stratejisi Belgesi" isimli belge ortaya çıktığını belirten Uzun, "Bu belgede yargının sorunları ve çözüm yolları ile yurttaşımızın adalete erişimini sağlamanın yolları, ifade ve medya özgürlüğü, kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi ve adalete olan güvenin arttırılmasına yönelik bir dizi tespite yer verildi" ifadelerini kullandı.
Uzun, iktidarın yargının sorunlarını ve çözüm yollarını bildiği halde hiçbir şey yapmadığını ifade etti. Uzun, "Yargı bağımsızlığının yanına 've tarafsız' olsun diye anayasaya hüküm koydunuz ama, yargı tarafsız ve bağımsız olsun istemediniz. Hatta, hatta yargı sizden yana taraf ve size bağımlı, yürütmenin elinde sopa olsun istediniz. Öyle de yaptınız" dedi.
"SORUNU VE ÇÖZÜMÜNÜ BİLDİĞİNİZ HALDE YAPMADINIZ"
Uzun, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yapılacakların birinci sırasında; "belirli bir kıdeme sahip hakim ve savcılar için coğrafi teminat getirilecektir" yazılı olduğunu hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı: "Bunun anlamı; Yargımızın bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda ülke yargısında bir sorun vardır ve bu sorunun giderilmesi hakim ve savcılara "coğrafi teminat" verilerek çözülmesiydi. Peki nedir bu "coğrafi teminat" hakim ve savcıların kendi istekleri olmaksızın bir yerden bir yere gönderilememesi, yani, sürgün edilememeleri anlamına gelmektedir. Amacı ise, hakim ve savcıların görevlerini yaparken, hukuku uygularken, hiç kimseden çekinmeden görev yapabilmeleri, sürgün edilme endişesi duymadan hukuka ve vicdanlarına göre bağımsız ve tarafsız davranabilmeleridir."
Yapılması gereken ilkenin tüm demokratik ülkelerde, evrensel hukuk ilkesi olarak benimsendiğini belirten Uzun, "Sorun belli, çaresi belli. Peki yapıldı mı? tabii ki hayır. İstense yapılabilir miydi? Elbette yapılabilirdi. İstense sadece 20 dakikada yasalaşır ve ülkemizde beş buçuk yıldır uygulanır bir durum yaratılabilirdi. Sorunu ve çözümünü bildiğiniz halde yapmadınız. Çünkü siz, bu ülkede yargının tarafsız ve bağımsız olmasını istemiyorsunuz" sözlerini kullandı.
İktidarın, yargının kendilerine taraf ve bağımlı olmalarını istediğini söyleyen Uzun, "Çünkü siz, hukukun üstün olmasını değil, Sizin üstün olduğunuzu düşünerek, bu ülkede üstünlerin, yani sizin hukukunuz olsun istiyorsunuz. İşte bu nedenlerle coğrafi teminatı düzenlemiyorsunuz" sözlerine yer verdi.
Coğrafi teminatı düzenlemiş olsa eğer Ekrem İmamoğlu'nun kamuoyunda 'ahmak davası' ismiyle bilinen davada, hukuki davranarak 'siyasi yasak getirmeyecek bir ceza verilebilir' düşüncesinde olan hakimin Samsun'a sürüldüğünü hatırlatan Uzun, "Yerine sizin arzuladığınız cezayı verebilecek bir hakimi getiremeyecektiniz. Yürütme olarak yargı üzerinde gücünüz olsun, yargı sizin sopanız olsun istediğiniz için bunu getirmediniz" dedi.
"BU MU SİZİN İFADE VE MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜNDEN ANLADIĞINIZ?"
Konuşmasında, ifade ve medya özgürlüğüne değinen ve Etki Ajanlığı düzenlemesine tepki göstererek iktidara seslenen Uzun, şu ifadeleri kullandı: "İfade ve medya özgürlüğünü geliştireceğiz demiştiniz. Peki ne oldu? Fikrini beyan edenler ve gazeteciler, önce karakola, oradan da hapse yollandı. Şimdi ne yapıyorsunuz? Bu kadar zulüm yetmemiş olacak ki; Getirmek istediğiniz etki ajanlığı yasası ile başta gazeteciler olmak üzere, sivil toplum örgütlerini, aktivistleri, fikrini beyan edenleri, sosyal medya kullanıcılarını velhasıl işinize gelmeyen herkesi siyasi menfaatlerinize aykırı olarak adlandırmak istiyor ve herkesi ajan ilan edip hapse atmak istiyorsunuz. Bu mu sizin ifade ve medya özgürlüğünden anladığınız? Bu mu stratejiniz? Bu mu sizin Türkiye Yüzyılınız?"
İktidarın kuvvetler ayrılığını güçlendirmek isterken tüm yetkileri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a verdiğini kaydeden Uzun, "Ne söylediyseniz onun tersini yapıyorsunuz. 'Kuvvetler ayrılığı' ilkesini güçlendireceğiz demiştiniz; Evet cidden müthiş bir planla bunu da yaptınız. Kuvvetleri ayırdınız; yasamayı Recep'e, yürütmeyi Tayyip'e, yargıyı da Erdoğan'a bağladınız" sözlerini kullandı.
Hukukun Üstünlüğü Endeksi 2024 raporuna göre, Türkiye 142 ülke arasında 117'nci sırada olduğunu hatırlatan Uzun, "Şu anki yerimiz 1900'lü yılların başındaki ile aynı. Ülkeyi 100 yıl geriye götürdünüz. İşte Türkiye Yüzyılınız tam da bu durumda" ifadelerini kullandı.
Konuşmasının son bölümünde Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'u eleştiren Uzun: "Ülkede tüm bunlar yaşanırken Adalet Bakanı ise, AKP kongrelerini takip edip, oradan Cumhuriyet Halk Partisine laf yetiştirmekle meşgul. Bunca hukuksuzluğun, adaletsizliğin olduğu, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı, kararı beğenilmeyen hakimlerin sürüldüğü, çeteye bulaşan savcıların elini kolunu sallayarak gezdiği bir ülkede, isminin önünde Adalet Bakanı yazmakla, 'Adalet Bakanı' olunmuyor" dedi.
Avukatların zor durumda olduğu, kadınların sokakta bebeklerin küvezde öldürüldüğünü ve milli iradenin kayyumla gasp edildiğini söyleyen Uzum, son olarak şunları söyledi: "İktidarın siyasal menfaatlerine ters düşenlerin ajan ilan edilmek istendiği bir ülkede, isminin önünde Adalet Bakanı yazmakla Adalet Bakanı olunmuyor. Kendisine tavsiyem, Partisinin kongrelerinde laf üretmek yerine, adaletsizliklere ve yargı sistemimizin sorunlarına çözüm üretmesidir."