Türkiye'de gerçekleri yazmanın bedeli: 1 yılda 313 soruşturma, 137 yıl hapis


Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü'nde 2024-2025 dönemi Basın Özgürlüğü Raporu'nu açıkladı. Raporda, son bir yıl içinde 29 gazetecinin cezaevine girdiği, 313 soruşturma açıldığı ve 123 gazeteciye gözaltı uygulandığı belirtildi. Toplam 311 gazeteci yargılandı ve bu davaların çoğunda ceza kararı çıktı. Gazetecilere toplam 137 yıl 23 gün hapis cezası verilirken, 57 gazeteci beraat etti, 161 bin 980 TL adli para cezası kesildi.

Mustafa Altar Zeyhan

3 Mayıs Uluslararası Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) tarafından yayımlanan Basın Özgürlüğü Raporu, 2024-2025 döneminde de gazeteciler için ağır bir tabloyu ortaya koydu. Raporda, gazetecilere yönelik baskıların, yargılamaların ve soruşturmaların her geçen yıl arttığı vurgulandı. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, gazetecilerin artık cezaevlerinde, adliyelerde ve karakollarda bir yaşam biçimi geliştirmek zorunda kaldığını belirterek, bu durumun normalleştiğine dikkat çekti.

GAZETECİLER CEZAEVİNDE, YARGI KIŞKIRTICI ROLDE

Rapora göre, son bir yılda 29 gazeteci cezaevine girdi; bugün itibarıyla 18'i hâlâ tutuklu. Aynı dönemde gazeteciler hakkında 313 soruşturma açıldı, 123'ü gözaltına alındı ve 90'ı ifadeye çağrıldı. 212 ayrı davada toplam 311 gazeteci yargılandı ve bu davaların çoğunda ceza kararı çıktı. Gazetecilere toplamda 137 yıl 23 gün hapis cezası verilirken, 57 gazeteci beraat etti, 161 bin 980 TL adli para cezası kesildi.

EV HAPSİ VE DEZENFORMASYON YASASI YENİ TEHDİT

TGS Genel Başkanı Durmuş, gazetecilerin karşılaştığı yeni tehditlerin başında ev hapsi uygulamaları ve Dezenformasyon Yasası'nın geldiğini ifade etti. Ev hapsi kararlarının gazetecilerin haber kaynaklarından ve toplumdan kopmasına yol açtığını belirten Durmuş, 2022 yılında yürürlüğe giren Dezenformasyon Yasası kapsamında en az 67 gazeteci hakkında 85 soruşturma açıldığını ve 15 gazetecinin gözaltına alındığını kaydetti.

SALDIRILAR VE SANSÜRLER SÜRÜYOR

Raporda dikkat çeken bir diğer başlık ise fiziksel saldırılar ve sansür oldu. Son bir yıl içinde 56 gazeteci fiziksel saldırıya uğrarken, 90 gazeteci sözlü tehditlere maruz kaldı. 90 haber içeriğine erişim engeli getirildi, 34 haber içeriği ise tamamen yayından kaldırıldı. Ayrıca 3 basın kurumuna saldırı düzenlendi ve yine 3 basın kurumu doğrudan hedef gösterildi.

GAZETECİLER YOKSULLUKLA MÜCADELE EDİYOR

Rapor, gazetecilerin ekonomik koşullarına da ışık tuttu. Araştırmaya göre, gazetecilerin yarısı kendisini yoksul olarak tanımlıyor. Alım güçlerinin geçen yıla kıyasla önemli ölçüde azaldığını belirten gazeteciler, çoğunlukla ek iş yapmak istediklerini ancak bu fırsatı bulamadıklarını ifade etti. TGS, bu tablo karşısında sendikal hakların ve örgütlenmenin önemine dikkat çekerek, ekonomik mücadelede dayanışmanın kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

DAYANIŞMA VE ÖRGÜTLENME VURGUSU

Raporun sonunda Gökhan Durmuş, gazetecilerin örgütlenerek bu karanlık tabloyu aşabileceğini belirtti. "Basın özgürlüğünü ancak birlikte savunabiliriz," diyen Durmuş, sendikalaşmanın gazetecilik mesleğini ve toplumun haber alma hakkını korumak için şart olduğunu söyledi. Durmuş, ifade özgürlüğünün demokrasinin temel taşı olduğunu ve bu hakkın korunmasının tüm toplumun sorumluluğu olduğunu sözlerine ekledi.

ŞEFFAFLIK, HUKUK VE HESAP VEREBİLİRLİK ÇAĞRISI

Raporda, yolsuzlukla mücadele ve hesap verebilirlik gibi temel demokratik değerlerin de gazetecilik sayesinde varlığını sürdürebileceği vurgulandı. Gökhan Durmuş, şeffaf bir toplumun inşasında gazeteciliğin kilit rol oynadığını hatırlatarak, "Basını susturmak, demokrasiyi susturmaktır" ifadelerini kullandı. Hukukun basın özgürlüğünü koruyacak şekilde işlemesi gerektiği, basın meslek örgütlerinin de bu mücadelede birlikte hareket etmesi gerektiği belirtildi.

DİĞER HABERLER