DİLER VE İSTERİM HAYALLER GERÇEK OLUR


 

Seçimlerden sonra beğendiğim en güzel fotoğraf kareleri, Bakanlıkların devir teslim törenlerindeki; zariflik, kibarlık, nezaketli davranış ve samimi tokalaşmalardır. Halef-Selef'in bu görüntüleri karşısında nedense çok duygulanır, aynı ittifakın bakanları olsa da sadece gözyaşı dökmediğim kalır. Halef'in, çiçek buketini selef'e sunması sırasındaki medeni iki insan görseli, Türk ulusunun aslını ve zarafetini yansıtır. O anda medeniyete ve demokrasiye yakışanın yapılıyor olması; gururlandırıcı, sevincimizi ulusallaştırıcı ve Yüce Atatürk'ün -Ne mutlu Türküm diyene- sözünü hatırlayıp içimizden mırıldanmamızın tetikleyicisidir sanki!   

İNSAN EĞİTİLİRSE İNSANDIR.  

İnsan yeryüzündeki; düşünen, konuşan ama en acımasız, en vahşi, en yırtıcı ve en insafsız canlıdır. Eğitilmezse "Ben" merkezli yaşar ve etrafında da, kendine benzer insanlardan oluşan, güruhu var eder. Eğitilirse: İyiyi-kötüyü/doğruyu-yanlışı/haklıyı-haksızı/siyahı-beyazı birbirinden ayırmasını öğrenir. Yaşam biçimini yasa ve kurallara uygun hale getirir ve bu yöntemle, mantığını kullanma pratiği kazanır ve sorumluluk alır.

AL GÜLÜM

Devir teslim sırasında, bakanların yüzündeki ifadeler çeşitli şekillere girer. İçlerinde nasıl ve hangi duyguların yaşandığı belli olmayan o yüz, istemsiz tebessümü ile durumu dışa yansıtır! Törende bulunanlar o anın mutluluğunu paylaşıyor gibi görünse de, sevimli olma ve şirinlik gayretleriyle, ifade biçimini yüz'ünde belli eder. Oysa seçim meydanlarında, çarşı pazar gezilerinde; ilgili, cana yakın ve samimi gösteriler, oynanan seçim senaryosunun, yıllardır izlediğimiz içeriğinin hâlâ değişmediği, eski hamamda eski tasların kullanıldığı, deneyimli, yol/yordam görmüş ve "İnsan sarrafı" tanımlamasına uyan yurttaş tarafından hemen okunur.

LAFI AĞIZDAN ÇIKARIRKEN ÖLÇÜP BİÇMELİ, AMA!

Meydanlarda, ağızdan çıkanların insanı bir daha karşı karşıya getirmeyecekmiş gibi seslendirilmesi, ipliğin pazara çıkarılması deyimini anımsatır: (Eski yıllarda, genç kızlar eğirdikleri yünleri, iplik yumağı yapıp, pazara çıkarır satarmış. Bazı kızların becerileri, yumağı mükemmel şekle getirdiğinden, kızın ünü pazarda hemen duyulur ve yaptıkları anında müşteri bularak satılırmış.) Bu deyim, eski yıllarda böyle değerlendirilirken, daha sonra ve özellikle seçim sathı mailinde: "İpliğin pazara çıkarılması" kötü amaç için kullanılır olmuş, yani kötü nitelik ve varsa işlenilen suçların çıkarılmasına dönüşmüş. Ne var, ne yok ortaya savrulup, yetmezse bulup buluşturulup, bulunmazsa uydurulup meydanlarda silkelenmesi, seçim yasaklarına kadar devam ettirilir. Önemli olan karşı tarafı başarısız kılmaktır. Yöntem kâh tutar, kâh tutmaz ama iz bırakacağından, beri taraftakiler emindir!

OOH BİZ GENE KAZANDIK

Tabii bu durum, ülkedeki seçmenin yarısından fazlasını mutlu edip sevindirirken, diğer yarısına yakınını saat zembereği gibi kurmuştur! O nedenle seçimler bitip, normal yaşama dönülünce, ana muhalefet hemen hareketlenmiş: "Değişim" demeye başlamıştır. Fakat sormak istiyorum: Ana Muhalefet lideri ve çalışma arkadaşlarının seçimi kazanmak için, canhıraş oradan oraya koşmasına rağmen 25 milyon oydan daha fazla kazanamamasındaki nedenler, parti yöneticilerince bilinmektedir! Hemen ne oldu da vitrini değiştirme tamtamları çalınmaya başladı?

Vitrin yeniden düzenlense de, yeni testinin suyu soğuk tuttuğu gibi; yeni görüntü; benimsenebilir, beğenilebilir ve alkışlanabilir. Ama unutmayalım ki, meydanlarda, çoğu zaman 100 binler toplanıp alkışlıyordu. Fakat seçim günü sandığa oy atmaya gitmeyenler hükümet etme kaybının baş müsebbipleridir! Hemen vitrin değiştirmek ve hele bunun halkın istediğini söylemek, gelecekte ne gibi sürprizlerle karşılaşılacağını ön görme eksikliği ve duygusal bakış yanlışlığıdır. Hem dere geçilecekken bu değişikliğin zamanı mı? Zaten, bu düşüncenin hemen seçim sonuçlarından sonra geliştirilmiş bir düşünce olduğunu da sanmıyorum.

SEÇMEN OLARAK MERAK ETTİKLERİM VAR!

Seçim çalışmaları sürecinde ve seçim gününde millet ittifakıyla ilgili imkânların, imkânsızlıkların ve problemlerin bilinmesine rağmen, tekrar masaya yatırılıp yatırılmadığını, bir yurttaş olarak merak ediyorum. Hükümet eden ittifakın avantajları ile millet ittifakının dezavantajları dikkate alınıp alınmadığı, hesabının yapılıp yapılmadığını da, merak ediyorum. Gerçi; meydanlara, anketlere ve yorumlara bakıldığında, seçimin kazanılacağı ihtimali çok yüksekti.

ANLAŞILIYOR Kİ, VİTRİN İLLAKİ DEĞİŞECEK

Tahmin ediyorum, değişim planı önceden, projelendirilip bir kenara konulmuş. Seçimle ilgili uygulamalardaki imkânlar ve imkânsızlıklar, varsa hatalar, ortaya çıkarılmadan ve özellikle aş soğumadan hemen işin bitirilmesi kötü ihtimale göre evvelden planlanmış. Çünkü gelişmeler zihinlerde böyle bir düşünceyi oluşturuyor. Taşra teşkilatlarının seçim çalışmalarındaki başarı ve başarısızlık verileri il, ilçe ve mahalle olarak incelendi mi, bilmiyorum. Çünkü mahalli seçimler için bu veriler elzemdir ve özellikle çalışmalarda başarısız olanların durumu, ince elenip sık dokunmalıdır!

İNDİRMEKTE KOLAY, BİNDİRMEKTE

Hemen Genel Başkanı indir, yeniyi seç ata bindir. Eğer kazanılamamanın nedenleri ortaya çıkmışsa, günümüz ana muhalefet liderinin çekilmesi, gelişmelere göre değerlendirilmeli ve halk bu konuda bilgilendirilmelidir. Kazanamamanın müsebbibi Genel Başkansa, yeni bir genel başkan seçimine gidilmeli. Eğer değerlendirme detaylı incelendiğinde, sonuçta Genel Başkan aklanırsa, o zaman değişim Genel Başkan dışındakiler için yapılmalıdır, düşüncesindeyim.

BİRBİRİMİZİ SEVELİM SAYALIM ULUSU RAHATLATALIM

Sayın Cumhurbaşkanı, birbirimizi sevip saymaya çok ihtiyacımız var, derken bunun ciddi bir toplumsal talep olduğu kanaatini taşıyorum. Dolayısı ile yattığımda uyumadan önce hayal kurdum. Şimdi hayalimin ne olduğunu belki merak ediyorsunuz. Anlatacağım efendim, anlatacağım. Şöyle bir hayal: Sayın Cumhurbaşkanımız da, uykuya dalmadan önce bir süre düşünüp, taşındığını ve aklından şöyle düşünceleri geçirdiğini varsayıyorum.

ÜLKE İÇİN FEDAKÂRLIK, SİYASİ SÖYLEM VE TAVIRLARI YUMUŞATACAKTIR

"Ülkeyi; ekonomik sorunlardan kurtarıp düzlüğe çıkarmak, vatandaşımızın mutluluğa ve sevinçli geleceğe erişmesini sağlamak için; Sayın Ana muhalefet lideri ile geçmişteki olumsuzlukları bir kenara iteleyerek görüşmemin, millet nezdinde; hüsnü kabul göreceğini, ulusun tamamını rahatlatacağını, 85 Milyon yurttaşın böyle bir buluşmayı tasvip edeceğine içten inanıyorum. Çeşitli konuları baş başa, uzun uzadıya konuşmamızın, olumlu sonuçlara ulaşacağından da, demokrasimiz içinde fevkalade gelişmeler yaşanacağından da, eminim.

Görüşmelerimizin sonunda: .Beyefendi! Beni eleştirmeye devam edebilirsiniz, bende sizi eleştiririm. Çünkü bir halk deyişi: -Dostluk başka, alış veriş başka- der. Ancak bizimki alış/veriş olmayıp siyaset olduğundan, bunu:       Dostluk başka, siyasi rekabet başka- diyerek; zarif, kibar ve kırıp dökmeyen söylemlerle sürdürebiliriz" diye aklından geçirdikten sonra, iyice uykusu gelir, göz kapakları ağırlaşıp iner ve uykuya dalar. Diler ve isterim hayaller gerçek olur.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI