SİZ NE DERSİNİZ BİLMEM, AMA BEN MERAK EDERİM

 

Yıllar geçip yaşlandıkça, eski şarkıları daha çok seviyor ve onları dinlemek istiyorum. tabii ki, fırsat buldukça, dinliyorum. Örneğin: Münir Nurettin Selçuk'un bestesi, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın güftesi, Hüzzam makamında ve Aksak usuldeki şarkıyı mutlaka bilirsiniz: Sevdiğim Dünya'lar kadar gel dese/bir gün gel dese/ Nesi var ömrün nesi var, vesvese hepsi vesvese./Diye başlayan bu şarkı sevdiğim eserlerden biridir. Geçen gün yine böyle geçmiş yılların güzel şarkılarından birini dinlerken, çocukluk günlerimde komşumuzun, oğlu ile ilgili olarak, babasının öfkeli ve yüksek sesli vesveseli konuşmaları, gözümün önünden gelip geçti.

Vesveseli baba, lisedeki oğlu için eşine: ".bak bu oğlan adam olmaz. Yazık emeklerimize, boşuna uğraşıyoruz, verelim Erkek Sanat Enstitüsüne bir meslek öğrensin, takatim yetmeyecek bunu okutmaya. İmtihanı kazansa bile yaban ellere gönderemeyiz, koca şehirlerde okumak için para lazım" Diye konuşurdu. Anne: "Sus, sus öyle deme, çocuğun canını sıkıyorsun, sen böyle dersen imtihana girmek bile istemez, sonra konu komşu, hısım akraba ne der?" diyerek eşini yanlış konuşmalarından vazgeçirmeye uğraşıyordu.

Günümüzdeki şarkıların bazılarını da dinliyorum. Yeni sanatçılardan Mehmet Erdem'in sevdiğim bir şarkısı var: "Hey gidi Koca Dünya" başlıklı bu şarkıyı seviyor, sinirli olduğum zaman, arka arkaya birkaç kez dinliyorum. Şarkının bana göre anlamlı sözleri şöyle başlıyor:(Dünya döner, değirmendir/İnsan içinde, çavdardır/Bugün gelen, yarın gider/Dolup boşalan bir handır/ Hey gidi koca Dünya/Gam yükümüsün?/Söyle, söyle fani Dünya/Dert küpü müsün?)diye devam ediyor. Şarkı, her nasılsa beni rahatlatıyor, gerginliğimi azaltıyor, sinirlerimi yatıştırıyor ve adeta rehabilite ediyor. Girizgâhtan sonra gelelim esas konuya.

6'lı masa birlikteliğini oluşturan partilerden birinin milletvekili, CHP lideri için: "Seçimi kazanabilme konusunda kuşkusu" olduğunu kamuoyu ile paylaştı. Olabilir, her insan bunu düşünüp, aklından geçirebilir. Ama durduk yerde, fol yok yumurta yokken, kamuoyu ile paylaşmasının da, münasip ve mütenasip olduğunu bırakın söylemeyi, fuzulidir! Bunu kişisel bir görüş olarak algılarken, öte taraftan bir siyasi taktiğin başlangıcı olabileceği ihtimali ile toplumun önüne konulduğunu düşünebilirim, hani nabız yoklama babında!

Oysa çok iyi bilinir ki, yarışmaların, niteliği ve niceliği ne olursa olsun insanoğlu gireceği her yarış için, vesvese içindedir: "Acaba kazanabilecek miyim?" sorusunu her an kendi kendine kısa aralıklarla sorar. Çünkü soru; huzur bozucu, isabetli karar almayı engelleyici, gerginliği arttırıcı ve yarış sonucunu bekleyenleri tedirgin edici özelliği olan ve siniri bozmayı tetikleyen sinsi soru türüdür.

Hâlbuki yaşamın her an'ı bir yarıştır. Bir tarafın mutlaka kazanıp, diğerinin kaybedeceği muhakkaktır. Hatta bazı yarışları kaybetmek, inançlara göre kişinin lehine vesile olacağına inanılır ki, onun için, beklenmeyen olumsuzluklarla karşılaşıldığında: "Her şer'de, bir hayır vardır!" denilir ve tek nedeni de böyle sonuçlar içindir!  

Bir video seyretmiş, çok gülmüş, hatta gülerken karnıma ağrılar girmişti, belki sizde izlemişsinizdir. Bir horoz! Sanırım Denizli horozu; öttü öttü yetmedi ötmeyi sürdürürken, nefesi bitti pat dedi bayılıp düştü. Yerel ağızla, içimden mırıldandım:(Anaa, güzelim horaz giddi, hay gidi hay!) Dedim. Mevta oldu sandım ve üzüldüm. Neyse ki biraz sonra ayağa kaldırdıklarında, kendine geldi. Şimdi insan, bu noktada: "Be, mübarek horoz! Allah seni kendi bilsin! Ulan güzel ötmesine ötüyorsun, hadi şirinsin hoşsun da, diyelim. Ama öterken, nefesini sonuna kadar niye tüketiyor, insanın yüreğini ağzına niye getiriyorsun. Neden bu kadar hırslısın? İllâki daha çok öteceğim diye, nefesini sonuna kadar niye kullanıyorsun? Ya kalbin duruverseydi!"

Sayın milletvekili de, durduk yerde: "Sayın CHP lideri kazanamaz demiyorum, ya kazanamazsa diye düşünüyorum" Deyip vesveseli bir cümleyi, kamuoyu ile paylaştı. Seçmen bunu: "Bir başka aday mı gösterecekler acaba? Onun için, bu bir taktik söylem mi?" Diye aklına getirebilir. Varsayalım, kazanamaz dediğiniz aday yerine, bir başkası gösterildi. Ya güvendiğiniz dağlara kar yağıp, beklenmeyen bir sonuçla karşılaşsanız? Sonucu: "Her şerde bir hayır vardır" mı, diye izah edersiniz, ne dersiniz bilmem. Ama merak ederim?

YAZARIN DİĞER YAZILARI