YAZ SICAKLARI BUNDAN SONRA EVDE OTURMAYA İZİN VERMEYECEK

 

            YAZ SICAKLARI BUNDAN SONRA EVDE OTURMAYA İZİN VERMEYECEK

 

·        Şehrimizin yeşili yoğun resmi çay bahçesi, bu Yaz iyi para kazandı! Allah versin kazansın, gözümüz yok, zaten olamaz. Ancak bu yılki yöneticilerin bereketinden midir nedir bilinmez, bahçe her gün, sabahtan akşama lebalep doldu doldu boşaldı. Çalışkan garsonlar ve diğer görevliler, değerli yurttaşa; çay, kahve, özellikle su ve yiyecek servis etmekten bitap düştü. Bunun bizatihi tanığı olduk. İklimlerin değişmesi, sıcakların artması ve şehir nüfusunun çoğalması ile (Çocukluğumuzda öğretilen inanca istinaden) Tanrı'da, bu yıl müşteriyi verdikçe verdi. Yurttaşın beşi kalktı on'u oturdu. Ne içecek ne yiyecek yetti. Tatlılar, simitler, poğaçalar, börekler sanki bedava dağıtılıyormuş gibi tüketildi. Bir ara yöneticiye: "Allah versin, bu sene, iyi kazanıyorsunuz!" Deyince: "Yok canım, bildiğiniz gibi değil. parayı bir elimize alıyor, öbür elimizle oraya buraya, aldıklarımızın ücretini dağıtıyoruz. Her şey karşıdan güzel görünüyor" diye yanıtlıyordu.

·        Devletin memuru para kazanma işinden anlamaz, esnaf neyim olamaz, diye düşünürdüm. Meğer çok yanlış düşünürmüşüm. Paradan anlayan esas onlarmış. Ama Allah için söyleyecek olursak iyi çalıştılar, kazandıkça şevkleri ayran gibi kabardı. Yılmadılar, yorulmadılar. Dışarıdan bahçeyi görenler, belki: "Yiyecek içecek burada ucuz" galiba? Yoksa Hilâli Ahmer menfatine mi dağıtılıyor acaba? Diye düşünmüş olabilir. Oysa ne ucuzu,  ne Hilâli Ahmeri, fiyatlar dışarıda ne ise bahçede de o idi.

·        Hatta! Bahçede masa/sandalye sıkıntısı yaşanıyordu!  Ne tekim oturacak bir yer bulamayan değerli yurttaş, arkasına baka baka:(Hani o anda bir masa ve sandalye boşalıverirde oturur muyuz?) diye, hüzünlü yüz ifadesi ile geri dönüyordu. Ama birazda öfkeliydi: "Niye tedbir alınmıyor, niye masa sandalye tedarik edilmiyor?" Diye mırıldanıyordu(Buna da, tanık olduk) "durumu şikâyet etmek lazım" diyerek, eşiyle evine veya varsa bir başka oturacak sosyal mekâna doğru yürüyordu.

·        Aslında kuruluşun sandalye ve masası vardı. Vardı olmasına da, neden müşteriye verilmediğinin, yanıtı da hazırdı: ".masa sandalye var, ama müşteriye yeterli servisi sunamıyoruz. Çünkü iki personel her isteğe yetişemiyor(Bir/iki tane daha al, elini tutan mı var, deseler ne diye cevap verir bilmiyorum?) O sıcak Yaz günlerinde bir anda onlarca sipariş veriliyor, mevcut kapasitemizle hizmeti yerine getirmekte zorlanıyoruz. Siparişi yetiştirmekte gecikme olmamasına rağmen zaman zaman şikâyet bile alıyoruz.(E, n'apsınlar?)   Yeterli personel istihdam edip, kapasiteyi güçlendirebilsek, herkesi bahçemize memnuniyetle kabul edebiliriz, hatta başımız üstünde yerleri olduğunu bilmelerini isteriz."(Bakın şu gönül almanın güzelliğine!) diye seslendiriyordu.

·        Şehrimize gelen misafirler, bahçeye ait otelde kalanlar ve yerel halk, yürüyüş mesafesindeki bu ağacı bol merkezi alana, günün her saatinde uğruyor. Bir şeyler içerken veya atıştırırken, uzun süreli sohbeti, geç vakitlere kadar sürüyor.  Şehrin nüfusu çoğalıyor; iklim değişiklikleri, Yaz sıcakları ve kuraklıklar bu tür bahçelere fevkalade gereksinim duyulduğunu, bugün için böyle hissettiriyor.  Ama gelecek için çok daha önemli tedbirlerin alınmasına; il bazında, çevre gönüllüleri desteği ile belediyelerin yeşil alan üretmedeki çabasında görülmek istenildiği aşikârdır ve hatta ötesinden muhtaçtır.

·        Örneğin bazı okulların bahçeleri, bu amaca yönelik düzenlenmeli ve halkın kullanımına tahsis edilmeli diye aklımdan geçiriyorum. Otomobiller için park alanı olacağına, halk için dinlenme alanı olmalı (Hemen itiraz etmeyin!), diye düşünüyorum! Ayrıca İçişleri Bakanlığı mülkiyetine devredilen şehrin merkezindeki vali konutu ve büyük bahçesi, yine aynı amaç için Büyük Şehir Belediyesine iadesi sağlanmalı. Konut da, şehre "Özlemli bir misafirhane veya otel veya daha yararlı bir mekân olarak, bahçenin de şehrin sosyal alan ihtiyacının, bu tür bir tasarrufla bir nebze daha karşılanabileceğini düşünerek varsayıyorum. Hiç olmazsa ilçe merkezi halkı, yürüyüş mesafesinde ulaşılabileceği, tarihi ve nostaljik bir dinlenme mekânı kazanmış olur.

·        Sayın İl Valilerine gelince, şehrin uygun bir yerinde, uygun bulunacak parselinde, şehre hakim bir noktada yeni bir konutun ihdasıyla, bu yasal ve zorunlu gereksinimin, mümkün kılınabileceğini, düşünüyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI