DOĞAL ÇEVREYİ KORUMA GÖREVİ KİMİN?


  Bir maden sahasında ağaçlar kesiliyor diye köylüler ve çevreci denilenlerin kendilerine ağaçlara bağlamasını çok izledik ekranda. Kendilerini ağaca bağlayanların amacı ağaçların kesilmesini önlemek. Ağaçların kesilmesini önlemek için kendilerini ağaçlara bağlıyorlar. Kendilerini ağaçlara bağlayan kişiler o ağaçları kendilerinin kullanması için yapmıyor bunu.

O kesilmek istenen ağaçlar doğa denilen bir alanın bu alanda var olan yaşamın simgeleridir.

Sadece insan yaşamının değil binlerce canlının yaşam alanını oluşturuyor o ağaçlar.. o ağaçları  o köylüler dikmedi. O ağaçlar belki elli yıl içinde belki daha çok yıllar önce orada yeşerdi ve bu gün bir doğa parçasının oluşturuyorlar. Bu gün o ağaçların çevresinden yararlanan insanlar onların getirdiği tüm yaşam olanaklarını kullanarak varlıklarını sürdürüyorlar yani o ağaçları korumak için kendilerini onlara bağlayanlar dikmedi. Kimin diktiğini bile bilmiyor bu günün insanları.. Ama onları korumak için seferber oluyorlar bu gün.

  1960'lı yıllarda Büyük Menderes kıyılarındaki tarlalarda çalışırken  Menderesin suyunu içerdik. Bir tülbentle süzerek testileri doldurur sonrada içerdik. Çünkü  o zamanki kirlilik sadece bulanık olmasından geliyordu. Testilerde bekleyince de kumlar dibe çöker e içmeye engel  olmazdı. tek kirlilik bulunak olmasıydı. Ancak  yetmişli yıllara gelindiğinde kentlerin pislikleri akıtıldı içine ve su içilmez oldu.. bu gün zaten içinde hiçbir canlının yaşamadığı bir kirli sudan ibarettir.. Bizler o suyu bulduğumuz gibi geleceklere bırakamadık. O sularda yirmi-otuz kiloluk balıklar bile yakalanabiliyordu o yıllar..

    Bu gün maden için başka gereçler  için dağlara delen suları kirleten. Delik deşik edilmiş tepeleri bırakan insan. Kendisinden öncekilerin miraslarını kullanmaktadır. O  miras olmasaydı  hangi doğada varlığımızı sürdürecektik?

   Bu bize şunu öğretmelidir: Biz doğayı kendimizi için kullanırsak bizden sonraki insanlara kullanacakları bir doğa bırakamayız. Bizden öncekiler bizim kirlettiğimiz ve yok ettiğimiz doğaya bırakmasalardı neyi kullanacaktık bu gün?

  Ağacımız, suyumuz, yağmurumuz rüzgarımız. Bizim yaptığımız gibi, bizden önceki insanlara tarafından yok edilmiş olsaydı biz bu gün nasıl yaşayacaktık?

  Bundan sonraki nesillere yaşayacakları varlık alanları, varlık koşullarını biz yok edersek onlar nasıl yaşayacaklardı?

   Belki fabrikalara birileri babalar gibi satarım diyebilir ama doğayı aynı şekilde  yok ederim diyemez. Çünkü babalar bize yaşayabilecek doğa koşullarını bırakmak zorundadır..

   Biz doğayı kullanırken şunu söylüyoruz çoğu kez: Efendim bir zenginliğimiz bize ekonomik olarak katkı sağlıyorsa ne işe yarar? Yer altında duran zenginlikler bize katkı sunmazsa ne işe yarar?

  İşte bu doğayı katledenlerin kullandığı ve sığındığı mantıktır. Çünkü bizi var edecek olan zenginlik gücümüz değil doğanın zengin varlığıdır. bunu kendimiz için harcarsak gelecek kuşakların yaşayabileceği  bir olanak bırakmamış oluruz.

  Ne varki kendi zenginliğinden başka düşünemeyenlerin mantığı bu işte.Biz yaşayalım da gelecektekiler ne yaparsa yapsınlar.BU ANLAYIŞLA KULLANILAN DELET GÜCÜ DOĞANIN KORUNMASI İÇİN BİR ÇABA SARFETMİYOR.Siz birileri maden işletecek diye ağaçların kesilmesine izin vermeyen bir devlet anlayışı gördünü mü bu güne dek/..

  Ama köylüleri gördük ,çevrecileri gördük..

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI