SAVAŞIN SORUMLULUĞUNU KİME YÜKLEYECEĞİZ


     Ekimin 6sın kadar gece yarısını gösterdiği zaman saatler dünyada ve bu günün çatışma alanında her şey normal gidişatının sürdürüyordu .Dünya gelecek günün hesaplarını yaparken bir grup insan ise kindi hesaplarını yapıyordu.

Kimsenin aklında yarın sabah yaşanabilecek farklılıkların ne getireceği gelmiyordu.

Çünkü kimse ne olacağını bilmiyordu veya göremiyordu.

Tarih 7 Ekim sabahını yazarken silahlar patlamağa başladı ve insanlar savaş denilen gerçekliğin yaşanmağa başladığını anlayabiliyordu. O saatlerde  birileri bir düğmeğe basıyor ve bunu tüm dünyaya duyuruyordu.

Bir kaç dakika sonra  dünya HAMASIN İsrail'e saldırdığını konuşmağa başlayacaktı.

Hatta bu ilk saldırıların videoları dolaştırılıyordu ekranlarda..

   O andan itibaren acımasız kanlı ve insanlık adına en utanç  duyulacak savaş görüntüleri yayılıyordu.

Çünkü çocuklar  öldürülüyordu en büyük acıları onlar yaşıyordu..

Yani savaşın tüm günahı neredeyse  onların minik bedenlerine yapıştırılıyordu.

Çocuklar neresindeydi bu acımasızlığın?

Onların bu acımasızlığı yaşayacakların büyükler neden düşünemiyordu?

Savaş denilen acımasızlığın başladığı zaman önce çocuklardan başlayacaktı ölümler.

Neden bunun hesabını yapamıyordu savaşı başlatanlar?

   Olan oldu, her zamanki gibi tüm acılarıyla önce çocuklar sonra kadınlar girdi ölüm çemberlerine.Bu güne dek hep böyle olmadı mı Dünyanın her yerinde  ..Efendilerin hiçbir değeri bunların önüne geçemedi bu güne dek..

Sadece ağıtlar yakmağa yetti onlar..

    Savaş bölgesinde HAMAS denilen insanlar güle oynağa yer yer dans ederek şu  kadar roket fırlattık diye övündüler.

Bunu önce övünerek söylediler sonra övünçleri yarım kaldı..

Bu kez yetişin beni dövüyorlar, yetişin beni öldürüyorlar diye yakınmaya başladılar.

Beyim sen neyine güvenerek de böyle bir savaşı başlattın acaba?

Bunun böyle olacağını  bilmiyor muydun?

      Çocukların çektiklerinden eriyor yüreklerimiz ama buna yol açanlara da  büyüyor öfkemiz

       Bakınız önce Katarda Hamas ve İranlı bir yetkilinin görüşmesi yansımıştı ekranlara talık kan gölünü dünüşmüşken bir adamlar gülü oynaya poz veriyorlardı sanki.

Birkaç gün sonra da en büyük patronlar Natanyahunun uçağın merdiveninde sarılma sahnesi çekiliyordu.biz insan olarak bu çirkinliklerden utandık ama bu pozları verenler güle oynaya bakıyordu  sanki.

   İşte savaş gerçeği budur..

Birilerinin acılarını yüreklerinde hisseden insanlar ve u acılardan nemalar üretme peşinde koşanlar.

    Ne zaman değişecek bu gerçeğimiz acaba?

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI