ŞİZOFREN AŞKIN GÜNLÜKLERİ

              Yazar Cezmi Ersöz’ün yazdığı ‘’Şizofren Aşkın Günlükleri’’ adlı romanını yeni okuyup bitirdim. 435 sayfalık kitabı büyük bir zevkle okudum. Geçen yaz Bodrum Kalesi bitişiğindeki belediyenin işlettiği çayevinde Cezmi Ersöz ile ‘’Türkiye’de İz Bırakanlar’’ adlı kitabım için söyleşi yapmıştım. Söyleşi, esprili bir ortam içerisinde keyifli geçmişti. Söyleşi esnasında Gece Kitaplığı sahibi Yaşar Hız arkadaşımızda sağ olsun fotoğraflarımızı çekerek bize eşlik etmişti. 32 kitabı bulunan Cezmi Ersöz’ ün kitapları büyük ilgi gördüğü için kitabevlerinde en çok satanlar listesinde yer almıştır. Daha önce yazarın, Sıddık Akbayır ile birlikte kaleme aldığı ve büyük şair Can Yücel’in hayatını anlattıkları ‘’Candı Yüceldi Şarabiydi’’ adlı kitabını severek okumuştum. Söyleşi sırasında ‘’ yeni kitabım Şizofren Aşkın Günlükleri önümüzdeki ay içinde çıkacak ve çıkınca da size de gönderirim’’ demişti. Sözünü tuttu. Teşekkür ederim. İki ay önce Mona Yayınevi adresime kitabı gönderdi.  Cezmi Ersöz’e bu güzel kitabı satır satır severek okumama,  acaba bugün otel odasında yine neler yaşanacak merakıyla her gün aynı heyecanı yaşamama ve sonunu da merak etmeme neden olduğu için ayrıca teşekkür ederim. Cezmi Ersöz’ün öğrenmeye aç, seyahat etmeyi seven, gözlemci ve meraklı biri olduğunu söyleşi sırasında öğrensem de bu özelliklerini romanında daha iyi gözlemledim.  Romanı severek okudum, herkese tavsiye ederim. Mutlaka okuyunuz.

Şimdi sizlere kitabın arka kapağından bir alıntıyla tanıtımını yapayım:  

     Bir kadın ve bir erkek…Bir kış gecesinde, kaderlerinin yıllar öncesinden düğümlendiği Büyükada’daki otelin farklı odalarında yağmurun sesini dinlemektedirler. Kadın tutkulu, şefkatli ve hassastır. Erkek bencildir, haindir. O güzel kadını yıllar içinde çok kırmıştır, bilir kendi kabahatlerini…

Camların zangır zangır titrediği bu fırtınalı gece, belki de erkeğin son şansı olacaktır. İyi bilir aşkın adaletsizliğini. ‘’ Yaşanan hiçbir şeyin kaybolmadığını, ne yaşanmışsa bir yerde saklı durduğunu, bir gün önüne çıkacağını, bundan kaçış olamayacağını…’’ Adalı Mikail’in Kahvesi’nde oturmuş, ‘’Herkes kendisini aldattığı kadar suçlu!’’ diye kendi kendine mırıldanırken, çayını içer ve sadece bekler!

 Ne acımasız ve bencilim değil mi?

      Sana sahip olmak uğruna

 Belki de tüketmek pınarlarını yaptığım

       Bilmesem nasıl yüreğin olduğunu

          Hiç düşünmem

Geçirirdim pençelerimi en derin yaralarına

         Ama öyle güzel, öyle çocuk ki yüreğin

Seni sana bırakmamak olacak en büyük günah  Ve biz

Yeryüzünün yarım kalmış hikayeleriyiz seninle

Tüm vedaların adıyla.

 

  

Yeryüzünün yarım kalmış hikayeleriyiz seninle  

 

 

 

          

YAZARIN DİĞER YAZILARI