EKİN EKTİM ÇÖLLERE

EKİN EKTİM ÇÖLLERE

                                                                                Ünal Şöhret Dirlik

Halliş Dayı’nın kızıElif’i,n sesi uyandırdı Fatma’yı.”Amanın cevizin dibine ”zıbarmış” yatıyor.Gız Körolmayasıca.biz gelene dk beş-on arık tütün diksen, gavur mu olursun?” diyordu.

Fatma doğruldu. Elif’e bakt,ı gülümsedi.Gdip kuyudan bir bakır(kova) su çekti, yüzünü güzelce yıkadı.DSTarını saçlarının arkasından önüne doğru çelgiledi.Yeni gelenlere doğru yürüdü.Elif, Elif’in anası Hörüce,Elif’in babası Halliş Dayı, damatlarıNuru, eşi  Eşe ve anası...

Koca kuşlukta başladılar tütün dikmeye.Halliş dayı ile Nuri arık çekiyorlar. Güllüce fidan çamurlayıp yetişiiriyor, geriye kalanlar da dikiyorlardı.Toz ve sıcak kaynıyor şimdi Bozarmutluk  Tarlasında.Kızlar yarışıyor bazen, Fatma hepsinden evvel dikiyor arığını.Kalanlar alkışlıyor Fatma’yı.Güllüce: “Gız Fatma, biraz yavaş dik gadın gızım, nazar değdiriverirle ha!” diyor yavaşça.

Aylardan mayıs,her taraf yemyeşil,ama kaurucu bir sıcak var,İncirköy ovalarında.İki-üç arık tütün diken soluğu koca cevizin dibindeki Dont testilerinin başında alıyor.Destiler de desti ha!Akşamdan doldurup ayaza koydun mu?Ertesi gün akşama kadar buz gibi su zapteder.Allah’ın işiyle Dontlu kızın hünerti birleşmiş bu destilerde.Dont testicileri doğrudan cennetlikderdi rahmetli anacığım.Yanıyor tütün tarlaları yanıyor. Komşu tarlalarda türküler yükseliyor.Susup dinliyor kızlar. “Koyun kaval sesine dönermiş derler”dedi Güllüce.”Bizim kızlar bir erkek sesi duydumuydu?Nah böööle olur, ortalık, suyu kesilmiş değirmen gibi”...

“-Bizde mi söyleyelim Güllü yenge?”diye sordu Elif.

“-Siz de söylen ya! İçimizde el mi var?Halliş’i bu yaştan sonra erkekten sahmayın gayri, Nuri de bizden.

Halliş Dayı sesini çıkarmadı önce , ama duramadı:

“-Güllüce gız Güllüce!Bu yaştan sonra sen gendini gadında mı sanıyon. Bir ayağın çukurda.””-Susun susun da kızları dinleyelim” dedi Nuri.

-“ Önce sen söyle” dedi Fatma Öteki kızlar da “Nuri enişte söyleyecek”Diye bağırıştılar.Nuri sesini çıkaramadı bir daha.Gelberiye dayandı, önce öksürdü,sonra başladıkalın sesiyle:

“Ekin ektim çölllere

Biçtirmedim ellerew

On beşinde yâr sevdim,

Ondan düştüm dillere”....diye

Yaşa Nuri enişte diye el çırptı kızlar.Kabadayılığoımı aklıma getirdin, var ol , damat” dedi Halliş dayı.Eşe çıkıştı kocasına:

Demek üstüme on beşinde yâr seversin ha!”Bir gülüşmedir aldı tarlayı.Kimi Eşe’den taraf oluyor, kimi Nuri’den.Tütün tarlası bu, nasıl çekilir sıcakların kahrı..

Kaynak: Beşkaza dergisi/Fethiye/1965/Ünal Şöhret Dirlik

İncirköy İncirköy / Ünal Şöhret Dirlik/1999/Oğuz Ofset-Denizli

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI