Muğla'dan da çevre örgütlerinin içinde bulunduğu Kıyıda Hareketleri Ağı, demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ve siyasi partilerin de aralarında bulunduğu 100'den fazla kurum, kıyıların özel şirketlere kiralanarak halkın kullanıma kapatılmasına karşı bir araya geldi. Uygulamanın Anayasa'ya ve Kıyı Kanunu'na aykırı olduğu kaydedilen ortak açıklamada "Kıyılar hepimizin, kiralayamazsınız" denildi.
Haber Merkezi
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Anayasa ve Kıyı Kanunu'nun ilgili maddeleri dışında da kıyıların özel mülk konusu yapılamayacağı ortada. O nedenle, başta kıyı hareketleri olmak üzere, ekolojistler, yaşam savunucuları, demokratik güçler olarak diyoruz ki, Kıyılardaki tüm kiralamalar hukuksuzdur ve bu kiralama veya işgal uygulamalarında anayasa suçu işlenmektedir."
MUÇEV TALANI
Özellikle Ege'de Muğla Çevre Vakfı'nın (MUÇEV) kamu adına hareket ediyor gibi görünerek kıyıları özel işletmelere kiraladığını vurgulayan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Bugün sadece kıyıların özel mülkleştirilmesi ve işgali değil, aynı zamanda pek çok yat limanı ve mevcut limanların genişleme projelerinde de karşımıza çıkan şirket, açıkça kamunun olan alanları, kendisini devlet yerine koyarak, sözde tahsis yetkisiyle ya alt kiracılara kiralamakta ya da doğrudan kendisi inşası faaliyette ya da işletmecilik faaliyetlerinde bulunmaktadır. Yaz aylarında, Bakanlık tarafından lansmanı yapılan 'Kıyılar Halkındır' projesi kapsamında, süreç içinde 100 halk plajı açılarak, bu plajların MUÇEV tarafından işletileceğinin açıklanmış olması, Kıyı Yönetim ve Çevre Koruma A.Ş.'nin kıyılar için büyük bir tehlike yaratmaya devam edeceğinin göstergesidir."
"YEREL YÖNETİMLER İŞGALİ DESTEKLİYOR"
Çevre savunucuları ayrıca, kıyıların yalnızca merkezi yönetim değil, yerel yönetimler eliyle de kiralanarak halkın kullanımına kapatıldığını kaydetti; örnek olarak Ayvalık'ta Balıkesir Büyükşehir Belediyesi'nin Sarımsaklı Sahili'nde yaptığı "rekreasyon projesi" ile kıyının doğal yapısının bozulduğu ve sahilin işletmelere kiralanmak üzere işgal edildiği verildi.
Yerel yönetimlerin "işgalci" politikalarına ilişkin verilen diğer örnekler de şu şekilde: "İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından, Büyükada'da yakın zamanda işletmeye açılan tesiste Adalıların dahi ücretsiz giremediği bir kıyı işgali başlatılmıştır. Bir başka örnek ise Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin, Lara sahilindeki hazineye ait, yani hepimizin olan parsellerin 30 yıllığına, 'yap işlet devret' modeliyle özel şirkete devrini onaylaması da başka bir örnek. Bunları çoğaltmak mümkün ancak açıkça görülüyor ki, konu kamusal alanlar olan kıyılar olduğunda, merkezi iktidar da, muhalif yerel yönetimler de rant ilişkilerinden payını alıyor ve kıyıların işgalini ve ekolojik yıkımını destekliyor."
Kıyıda Hareketleri Ağı, tüm demokratik kitle örgütlerini, meslek odalarını ve ekoloji savunucularını kıyılardaki hukuksuzluğa karşı birleşmeye davet etti: "Bizler önce ayrı ayrı yerellerde verdiğimiz kıyı mücadelelerimizi, bir araya gelip Kıyı Haraketleri Dayanışma Ağı'nı kurarak güçlendirdik. Tüm ekoloji örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini ve yaşam savunucularını dayanışmaya davet ediyoruz. Kıyılar için daha geç olmadan, hep birlikte sesimizi birleştirelim ve yükseltelim."