HEPİMİZİN KAFALARI KARIŞIK !?

 

  HEPİMİZİN KAFALARI KARIŞIK !?

Yazılı basında ve TV haberleri sonrasında, son yıllarda en fazla duyduğumuz sözlerden biri şu oldu: "Siz bizim aklımızla alay mı ediyorsunuz!?" 

O meşhur hikâyeyi bilirsiniz: Hani dağdan akan bir derenin aşağı tarafına bir 'oğlak' (keçi yavrusu) su içmek için eğildiği sırada, yukarı tarafa da su içmeye yanaşmış bir 'kutup ayısı' gelip, oğlağı görmüş... Kutup ayısı oğlağı yiyecek ya, bir bahane uydurması gerekmiş ve kaşlarını çatıp; "Heyy sen, benim içeceğim suyu niye bulandırıyorsun!? Bunun cezası ölümdür, bu yüzden seni yiyeceğim!.." deyince, oğlak itiraz edip; "İyi ama ayı amca, ben aşağı taraftayım, sen ise yukarıdasın; ben senin suyunu nasıl bulandırırm, bu işte bir yanlışlık var!" demiş... Kutup ayısı hışımla bağırmış; "Ulan nerede olursan ol, nasılsa seni yiyeceğim ya, bir bahane uydurdum işte, ne diye itiraz ediyorsun be çocuk!?" diyerek üzerine atılıp, oğlağı parçalayarak oracıkta yemiş...

Biliyorum, şimdi bu hikâyeyi bilenleriniz hemen gülüp; "Hıh, bizim ihtiyar yazar yine tozuttu galiba? Bi kere bu hikâyedeki oğlak değil, 'Kuzu'; kutup ayısı değil 'Kurt' olacak idi!.. Kutup ayıları bizim dağlarda ne arar, Kutuplardaki buzlu denizlerde yaşarlar!" diyeceklerdir!?

Yahu, bunun böyle olduğunu ben de biliyorum da, yazı başlığında ben ne dedim; "Hepimizin Kafaları Karışık" dedim değil mi? Son günlerde öyle olaylar yaşadık ki; keçi ile koyun, iyi ile kötü, suçlu ile suçsuz birbirine karışır oldu!.. Zati yukarılardaki büyüklerimiz de; "Bu ülkede at izi ile it izi birbirine karıştı!" demediler mi?

18 Şubat Salı günü "Gezi Davası" karara bağlandı değil mi? İki yıldan fazla zamandır tutuklu bulunan Osman Kavala ile birlikte son 9 kişi de beraat ettiler değil mi? Adam hapisten çıkıp da evine gideceği saati beklerken, hiç kimsenin duymadığı bir "15 Temmuz Suçlama Dosyası" önüne konuldu ve yine salıverilmedi!.. Milletin sevinci ve umudu yine kursaklarında bırakıldı!.. Bu davadan sanık ve yurt dışında kaçak bulunan gazeteci Can Dündar ile sanatçı Mehmet Ali Alabora da beraat etti... Ancak, kararda şöyle deniliyordu; "Yurt dışından geldiklerinde gözaltına alınıp, savunmaları alındıktan sonra serbest bırakılacaklar!.."

İyi de, bu kişiler de gözaltına alındıktan sonra, birer dosya daha önlerine konulup da; "Siz şu şu suçlarla, başka dosyalardan dolayı da aranıyordunuz, hadi bakalım hapise, orada yargılanmayı bekleyin!" denilip de, birkaç sene onların da içeride yatmaları sağlanırsa ne olacak!? Bu koşullarda, bu adamlar buraya gelirler mi acaba? Bence gelmezler, ya sizce!?

Ülkede hukuk var mı, yok mu, belli değil!? Kim yalan söylüyor, kim doğruları söylüyor belli değil!? Önüne gelene "FETÖcü, Terörist, Darbeci!" demek moda haline geldi... Yahu böyle suçlamalar yenilir-yutulur cinsten suçlamalar mıdır!? Elinizde belge ve kanıtlar varsa, bunları uluorta suçlayacağınıza, güvenlik güçlerine teslim eder, yargılanmalarını sağlarsınız!.. Eğer kanıtınız yoksa, ne diye böyle ağır ithamlarda bulunup da, bu ağır suçları bile sulandırarak, bunları da çocuk oyuncağına çevirirsiniz ki!?

Böyle uluorta dedikodularla gündem yaratıp da, gerçek sıkıntıları perdelediğinizi düşünüyorsanız eğer, fena halde yanıldığınızı çok yakında yine göreceğiz!.. Tıpkı dünya gibi, ülkemiz toprakları da depremler yüzünden dansözlerin kalçalarını geçti!.. Ne zaman, nerede kalça ve gerdan kırıp da, hangi yerleşim yerinde kaçlık depreme sebep olacağı, kaç binanın yıkılıp da, kaç kişinin daha öleceği ve yaralanacağı meçhul!?

Ya işsizlik, kredi borcu ve parasızlıktan peş peşe intihar eden insanlarımız ne olacak!? Daha kaç kişinin daha intihar etmesi bekleniyor ki!?

Bu boş işlerle uğraşacağınıza, ellerin ülkelerinin yöneticileri gibi, özellikle de Japonlar gibi, yıkıcı depremlere hazırlık yapmakla, ekonomik durumu düzeltmekle gününüzü geçirseniz daha hayırlı olacağını düşünüyoruz; nokta!..       Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI