OLUR BÖYLE SONUÇLAR
Bugün benim İstanbul’daki ilk günüm. Sağlık kontrolüm dolayısıyla geçtiğimiz Pazar günü yine düştük yolara. Sen misin gelen? İstanbul soğuk, İstanbul bardaktan boşalırcasına yağışlı. Ve İstanbul günün en aydınlık anında bile karanlık, sanki zaman akşam saatleri gibi.
Muğla’dan ayrıldığıma sevineyim mi? Üzüleyim mi? bilemedim. Üzgün ayrıldım çünkü Muğlaspor evindeki son maçında Serik Belediyespor’a 1-0 mağlup oldu. Sevindim çünkü Muğla Gazeteciler Cemiyetinin Medya Başarı ödülüne layık görüldüm ve bu yönde ödül aldım. Geçtiğimiz Cumartesi günü güzel bir maç izledik. Maç çoğunluğu misafir takımın üstünlüğü altında geçse de yine de keyif aldım.
Muğlaspor’un daha fazla yapabileceği bir şey yok, elinden bu kadarı geliyor.
Şimdi bakın neden hep 48 Gençlik diyorum. Çünkü onlardan başka bu takıma sahip çıkan kimse yok. Bir de birkaç kişi açık tribünde var. İşte Muğlaspor’un seveni de , taraftarı da bunlar.
Eğer 48 Gençlik olmasa Muğlaspor‘un seveni de yok, bağırıp çağıranı iyiyi alkışlayan, kötüyü yuhalayanı da yok. Eğer bu durum böyle olmasaydı, geçtiğimiz Cumartesi günü Muğlaspor’un verilmeyen nizami golünde o tribünlerin hepsi ayaklanır, maçı kötü yöneten hakem kedisine biraz daha çeki düzen verir, kararını verirken daha dikkatli davranırdı.
Adamlar yan taraf, yan taraf diye tempo tutuyor, yan tarafın umurunda değil. Şimdi tutmuyorlar artık, ibreyi karşı tribüne çevirdiler.
Aman yarabbi bende bu takıma sahip çıkılmıyor diyorum. Zaten maçlara kaç kişi geliyor ki ? bende tutturmuş bu takımın sahipsizliğinden söz ediyorum.
Sanırım maçın hakemleri hayatının en rahat maçını yönetmişlerdir. Çünkü baskı yok, çünkü korku yok. Maçtan sonra Ramazan hocaya sordum siz soyunma odasında maçı ve verilmeyen golü izlediniz mi? O verilmeyen golde bir şey gördünüz mü? Ramazan hoca her zamanki teveccüh sözleriyle devam etti,”Ben pozisyonu defalarca izledim. Ama golün verilmemesi için bir neden göremedim.
Bana göre Muğlaspor son maçta yenildi ama iyiydi, en azından ezilmeden oynadı. Muğlaspor takım kadrosu olarak şanssız ve eksik bir kadro ile maça çıktı.
Örneğin ilk aklıma gelenlerden Ramazan neredeydi? Ömerül neredeydi? Al işte bu hafta sonu da galiba 5 numara Mustafa olmayacak. Her hafta eksik mi olur? Oluyor işte hem de bizim takımda ve Muğlaspor’da” dedi.
Ramazan hoca, “Biz ilk yarı için 20 puanı hedef seçtik ” dedi. Şimdi puan oldu 17 yani 20’ye 3 puan kaldı. İlk devrenin tamamlanması için sadece 4 hafta kaldı. Siz kalan maçları kolay maçlar sanmayın. Kalan maçlarda en az Serik Bld.Spor maçı kadar zorlu ve çekişmeli geçecek. Muğla’ya maça gelen herkes manzaraya şaşırıyor neden mi? Çünkü Muğlaspor’un adı büyük, Muğla’ya gelenler geçmişi hayal ederek geliyor fakat manzarayı görünce şaşırıyor. Neredeydik? Şimdi soruyorum Muğlaspor böyle mi olmalıydı? Nereye geldik? Muğlaspor bu hafta sonu İstanbul’a geliyor. Rakip Bağcılar Spor Kulübü.Siz bir Bağcılar’ı görseniz ben diyeyim Muğla’nın kaç kat büyüğü siz deyin kaç kat daha büyük ama onlarda ligde dikiş tutturamamışlar. İşin aksi tarafı Muğlaspor ne zaman kiminle maç yapacak olsa o takım Muğlaspor maçı öncesi sanki aslan kesilip toparlanma sürecine giriyor.
Alın işte size bir takım daha. Bağcılar Spor Kulübü önceki hafta 10 puanla son sıradaydı. Fakat geçtiğimiz hafta sonu Ankara Adliyespor ile deplasmanda 2-2 berabere kaldı. Puanını 11 yaptı ve bir basamak üste çıktı. Şimdi hesapta Muğlaspor var. Muğlaspor’u yenecek, bilmem kaçıncı sıraya yükselecek.
İşte buna meydan ve aman vermemek lazım, ama nasıl? Onunda cevabını siz bulun artık.