Edebiyatçı- Yazar: Ömer Kamil Yılmaz
MUĞLA KIZ ÖĞRETMEN OKULU KONUSUNU BAĞLARKEN-I-
Eğitim büyük Atatürk'ün: "Eğitimdir ki bir ulusu ya özgür bağımsız, şanlı ve yüksek bir toplum olarak yaşatır, ya da tutsaklığa ve düşkünlüğe sürükler." dediği gibi, milletlerin ihtiyaç duyduğu eğitim kadrolarını çok iyi seçmek ve yetiştirmek zorunluluğu vardır. Görüyoruz ki Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllardan itibaren, öğretmen yetiştirmeye imkanlar dahilinde önem verilmiştir. Gerek eğitmen kurslarında, gerekse Köy Enstitüleri'nden mezun olan öğretmenler, yurt insanını eğitmekle kalmamış, aynı zamanda Atatürk'ün gerçekleştirdiği devrimlerin ve cumhuriyet fikrinin ülke sathında yayılmasını sağlamıştır. Cumhuriyetin kökleşmesinde, Köy Enstitüleri ve devamında açılan öğretmen okulu mezunlarının emeği çoktur. Çünkü bu insanlar çok uzak ve ıssız dağ köylere kadar gidip, görev yapıp, yoksul köy çocuklarının okumasını sağlarken, ailelere de örnek kişiler oldular. Kız çocuklarının okumalarını yasaklamış zihniyete karşı savaş açtılar ve köy kızlarının hiç değilse bazılarının okumalarını sağladılar. Yasak ve ilkellikle mücadele edip, icabında sürgünler yediler, ama baskıya boğun eğmeyip, doğru bildiklerini ve eğitimin verdiği doğruları anlatmaya çaba gösterdiler. Bakın. Eğitim baskı ve yasağı kaldırmaz. Yetiştirilen insanların fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür olmazsa, o eğitimden istenen verim elde edilmez, üreten insan değil, biat eden, söyleneni yapan, kendi fikrini saklayan bir öğretmen modeli ortaya çıkar. İşte Cumhuriyet bu yapıyı kaldırmış, cağdaş, laik, sosyal konulara duyarlı insanların yetiştirilmesi için adımlar atmıştır. Yasakçı değil, özgürlükleri tatmış bir neslin yetişmesinin gerekli olduğunu savunmuştur. Şu örneği görelim
"Roma İmparatoru I.Theodosius (379--395) döneminde kilise putperestlik geleneğini yok etmek amacıyla, Atina'da yapılan olimpiyat oyunlarını yasaklar. Bu yasağı daha sonra gelen krallar da felsefeyi, yasaklayarak genişletirler. Bu uygulama sonucu felsefe okulu kapanır, fikir ortamı bulamayan aydınlar, Atina'yı terk etmek zorunda kalırlar. Bu yasakçı zihniyet, Atina'yı kültür merkezi olmaktan çıkarmakla kalmaz, Rönesans'a kadar sürecek bir çöküşün yaşanmasına da neden olur.
Bu örnek bize gösteriyor ki bazı dersleri yasaklamak,veya bazı kurumları beğenmediğimiz için kapatmak çözüm değildir. Köy Enstitüleri ve Öğretmen Okulları'nın kapatılması ve 1980 darbesinden sonra felsefe derslerinin liseler de neredeyse okutulmayacak bir duruma getirilmesi, orta çağ Atina'sından hangi yönüyle farklıdır?
Öğretmen okullarında yetişen öğrenciler, öğretmenlik ruhuyla yetiştiriliyorlardı. Bugün bu geleneğin sürdüğünü söyleyebilir miyiz? Öğretmenlik, ücretli, sözleşmeli, kurs öğretmeni, devlet okulu öğretmeni, özel okul öğretmeni diye sınıflara bölünmüş, okullar birer ticari kurumlar haline getirilmiştir. Bu yapının gözden geçirilmesi, eski Öğretmen Okulları veya Köy Enstitüleri ruhuyla çağdaş, bilme inanan, sosyal gelişmeleri irdeleyebilen, öğrencisine kurs veren değil, dersini sınıfta öğreten öğretmen modeline dönülmelidir. Aksi takdirde özel okul paraları, velilerin canının yakmaya devam eder, eğitimden de istenen verim alınamaz, bu da ülke eğitiminin çöküşünü hızlandırırken, Cumhuriyetin kazanımlarının bir bir elden çıkmasına neden olur, en kötüsü ise Büyük Atatürk'ün dediği gibi" Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir." Sözünde ifadesini bulan öğretmen modeli yıpranıp, başka bir noktaya evrilir ki, bugün gidiş o yöndedir, bu ülkemiz ve insanımız için hiç iyi olmaz. Onun için öğretmeni iyi yetiştirmeliyiz ki, o da ülkenin geleceği olan gençleri iyi yetiştirsin, formül budur gerisi teferruattır.
Eğitim, hem kişi, hem de devlet hayatı için önemlidir. Bu kadar önemli bir işlevin ihmal edilmesi asla akla getirilmemelidir. Eğitim, zamanı aşan, fikirlerin, buluşların alt yapısını hazırlar. Suya atılar bir taşın çıkardığı halkalar gibi yayılarak, genişler. Geçmişte görev yapmış Öğretmen Okulları işte bu eğitim dalgasını, yurdun her yanına yaymak için çaba göstermiş kurumlardı, ne yazık ki devam ettirilmedi ve ortadan kaldırıldılar. Bu nokta da sorulacak soru şudur. Günümüzde öğretmen çıkaran okullar, bu öğretmen okulları kadar verimli midir? Bu karşılaştırmanın yapılması, bilimsel olarak değerlendirilmesi, çok önemli bir noktaya ve sonuca bizi götürecektir.