MUĞLA KIZ ÖĞRETMEN OKULU KONUSUNU BAĞLARKEN-II-

         

Muğla Kız Öğretmen Okulu 1957 yılında başlayan okul hayatını 1975 yılında mezun ettiği son öğretmen kuşağıyla tamamlamış, okul sonradan iki yıllık Eğitim Enstitüsüne çevrilmiş, bu okul da 1981'li yılların başında Manisa Demirci'ye naklederek Muğla'daki serüvenini bitirmiştir.

          Cumhuriyet Türkiye'si eğitimi, toplumun önemli kurumlarından biri gördüğü için, toplum yapısının gelişip güçlenmesene önem veren bir yol izlemiştir. Eğitim, bireye kendini tanıma olanağı verdiği kadar, özgür ve eşit olma duygusunu da geliştiren bir etkendir. Unutmayalım ki Türkiye Cumhuriyeti, gerek kuruluş öncesi, gerek sonrası çok fırtınalı yıllar yaşadı. Eğitimin yaygınlaşması, ülkenin genel yapısını sağlam tutması sayesinde, bu fırtınalar atlatıldı. Öğretmenler, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu uzun koşusunun soluksuz neferleri ve bu koşuyu sonsuza kadar sürdürecek birikim ve cesarete sahip elemanları oldular. Kokmadan, yılmadan, eğitimin zor koşullarına rağmen yürüyüşlerini sürdürdüler.

          Öğretmen Okulları, Köy Enstitüsü felsefesinin devamı okullardır. Köy Enstitüleri'nin yaktıkları aydınlık ışığını, coşkuyu devralmış, daha ile götürmek için çaba harcamış öğretmenleri yetiştirmiştir. İnsanımızın bilgisizlik ve bilinçsizlikten kurtulmasının öncüleri Köy Enstitüsü mezunlarından sonra, öğretmen okulları mezunları olmuş, yurt sathına yayılan yapılarıyla, uluslaşma sürecinin öncüleri, Anadolu köylerini aydınlatan görevini bu meslek insanları yüklenmiştir.

          Biliyoruz ki, Büyük Atatürk, Türk köylüsünü, milletin efendisi ilan etmiş, yine Atatürk'ün önerisiyle hayata geçirilmiş Köy eğitmen kurslarının peşine gelen Köy Enstitüleri ve nihayet Öğretmen Okulları bütün yurdu, insanlarıyla canlandırarak, bir ülke haline dönüştürmüştür. Öğretmen Okullarının açıldığı 1950'li yılların ortalarında, ülkedeki okuryazarlık yüzde ellinin altına düşmeye başlamıştır. Köy Enstitüleri'nden bayrağı alan bu öğretmen kuşağı, katıldıkları eğitim ordusu içinde cehalete karşı verilen savaşın fedakar evlatlarıdır. Öğretmen okulu mezunu öğretmenler, ülkenin amacının ne olduğunu idrak etmiş, bu yönde çalışmalarını sürdürerek önemli meslek insanlarının yetişmesini sağlamıştır.

Bu kısa ama özlü şekilde tanıtmaya çalıştığım Muğla Kız Öğretmen Okulu hakkındaki bilgileri büyük eğitimci İsmail Hakkı Tonguç'un aşağıdaki sözleriyle bitirirken, Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllardan itibaren, Köy eğitmen kurslarından Köy Enstitüleri'ne, Köy Enstitüleri'nden Öğretmen Okulları'na uzanan eğitim tarihinin bu önemli kurumlarında okumuş, öğretmenlik yapmış, büyük acılara ve sıkıntılara katlanmış tüm öğretmenlerin önünde saygıyla eğilir ve ülkemiz ve insanına yaptıkları hizmetten dolayı, onları hürmetle selamlarım. Tonguç diyor ki:

"Öğretmenlik mesleği fikirsiz, ilkesiz insanlarla güçlenemez. Öteki bilimlerde olduğu gibi eğitim biliminde de şaşmaz, değişmez ilkeler vardır. Eğitimciler ve öğretmenler, fikirlerini açıklamaktan korkacak olurlarsa, emekleri boşa gider. Politikacıların ellerinde çeşitli amaçlar için kullanılan birer alet durumuna gelirler. Bu duruma gelmemenin çaresi, sürekli olarak okumak, yazmak, söylemek ve sağlam fikirleri yaymaktır."

           Köy Enstitülü ve Öğretmen Okulu mezunu öğretmenlerinin 1950'li yıllardan itibaren öğrencisi olduğum için bu öğretmen kuşağını çok iyi bilen birisiyim. Ayrıca 1975-1976 eğitim öğrenim döneminde Çanakkale, Gökçeada Öğretmen Okulu'nda Edebiyat Öğretmenliği yaptım. Bu okulların eğitiminden haberdarım. Bu öğretmenler, ülkesine hizmet etmiş, kimsenin uşağı olmamış kişilikte insanlardı. Onun için o dönemin okullarında okuyan öğrenciler, kimseye boyun eğmeden yetişip, ülkelerine her alanda hizmet verdiler ve Cumhuriyetimizin günümüze ulaşmasında çok büyük katkılar sağladılar. İşte bu şerefli görevi Muğla ilinde 18 yıl yürütmüş Muğla Kız Öğretmen Okulu da çok değerli insanları eğitim ordusuna kazandırmasıyla kıvanç duyulacak bir eğitim kurumumuzdur. Aradan ne kadar yıllar geçerse geçsin, eğitim tarihinde yer aldığı yazılı belgelerle ilelebet bilinip, adının söylenmesiyle hep hatırlanacaktır. Bize düşen bu okulların anılarını ve ruhunu taşımak ve yaşatmaktır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI