Öğrencilik yılları kişi hafızasında olumlu ya da olumsuz izler bırakan çok önemli yıllardır. Bu yıllarını hatırlayan ve anlatan kişiler, genellikle anılarının güzel ve olumlu yönlerini ön plana çıkarırlar. Anılarını dinlediğim öğretmen arkadaşlardan biri de 1952 Yeşilyurt(Pisi) doğumlu, Muğla Kız Öğretmen Okulu 1971-1972 mezunu Hüseyin Karadana öğretmenimizdir. Birçok öğretmeninin adını hatırlayan ve bunları çok olumlu duygu ve sözlerle yad eden Hüseyin Bey, Muğla Turgut Reis Lisesi'nin orta bölümünden mezun olduktan sonra, Muğla Kız Öğretmen Okulu'na sınavla ve gündüzlü olarak girmiştir.
"Hüseyin Bey, okul öğretmenleri içinde Psikoloji Öğretmeni Vural Karadeniz Hanım. Müzik Öğretmeni Ziya Ersöz ve eşi Edebiyat Öğretmeni Semra Ersöz, Beden Eğitim Öğretmeni Kadınşah Bursa ve Ziya Yiğit hakkında çok olumlu sözler etmiştir. Vural Karadeniz öğretmeninin en zor konuları, seviyelerine inerek ve güzel örnekler vererek anlattığını, Beden Eğitim Öğretmeni Kadınşah Bursa öğretmeninin ise yurdumuzun çeşitli yörelerinin oyunlarını, kız ekibine öğrettiğini, kendilerinin de, kız arkadaşlarından bu oyunları öğrendiklerinden söz ederken, bu oyunlar arasında Şeyh Şamil, Çayda Çıra, Karadeniz yöresi oyunları öğrendiklerini ve özel günlerde bu oyunları oynadıklarını söylemiştir. Okul Müdürü Turgut Nafiz Yücel'in törenlerde aydınlatıcı ve uyarıca konuşmalar yaptığını da belirtmiştir.
Hüseyin Bey'in ayrıca adını andığı öğretmenlerinden biri de İş Teknik Öğretmeni Adile Tekelioğlu öğretmenidir. Bu öğretmenin ders sayısı az olmasına rağmen, ders dışında da kendilerinin her türlü sorunuyla ilgilendiğini, bilhassa kendisi gibi köyden gelen yoksul köy çocuklarına çok olumlu yaklaşıp, onları okumaları için teşvik ettiğini belirtmiştir.
Edebiyat Öğretmeni Semra Ersöz'den de olumlu sözlerle bahseden Hüseyin Bey, Semra Hanım'ın kompozisyon yazımlarında ve öğrencilerin yöreye özgü konuşmasında"- i" hali ile"-e" halini kullanmada zorluk yaşadıklarını ve bayan öğretmenin, bunları düzeltmeleri için gayret sarf ettiğini belirtmiştir. Örneğin. "Sizleri karı koca ilan ediyorum." denmesi gerekirken, "sizlere karı koca ilan ediyorum" gibi söyleniş biçimindeki ismin i ve e halinin doğru kullanılmaması gibi anlatımlarda önemle üzerinde durduğunu, öğretmen Semra Hanım'ın birçok imla ve yazımda bu tür anlatımlara dikkat ettiğini ve bu Muğla ağzındaki söyleyiş biçimlerimizi düzeltmeye çalıştığını söylemiştir.
1970 yıllarda okul geceleri, özel günlerde veya mezuniyet törenlerinde düzenlenir ve bu törenler kapalı spor salonunda gerçekleştirilirmiş. Bu gecelerde piyesler oynanır, folklor gösterileri yapılır ve okul koroları her yöreden güzel halk türküleri sunarmış. Bu gösterilere halktan kişiler de gelir, o yıllar bu tür gecelere çok rağbet olurmuş. Zaten Hüseyin Bey koroda görevli olduğundan, Müzik Öğretmenleri Ziya Ersöz yönetiminde, her ay birler gecesi, ikiler gecesi düzenlendiği için koroda bulunurmuş. Hüseyin Bey, son sınıfta, ocak ayında, altı arkadaşıyla ile birlikte Bahçeyaka Köyü'nde stajlarını yapmışlar, bir ay süren bu staj dönemi bitiminde köylülere bir kahramanlık piyesi oynadıklarını, pandomim gerçekleştirdiklerini de eklemiştir.".
Bu konuda şunu da söyleyeyim ki Hüseyin Bey, okul öğretmenlerinden adını hatırladıklarını veya hatırlayamadıklarının hepsi hakkında çok olumlu sözler etmiş, öğretmenlerinden öğrendiği bilgileri, gittiği okullarda, öğrencileriyle paylaşınca yararlı olduğunu görmüştür.
Öğretmen Okulları aynı zamanda okuma kültürünün yaygınlaşması ve okumanın, alışkanlık haline dönüşmesi için kılavuzluk yapan kurumlardır. İlkokul öğretmenleri, çocuklara birey olma bilincini ilkokullarda verdiği için öğrencilerin, büyüdüklerinde topluma uyumları daha kolay olmuştur. Köy Enstitüleri'nin devamı olan bu okullar, kız ve erkek veya karma öğrenci alıp, yetiştirirken, Atatürk ilkelerine bağlı öğretmenler yetiştirmeye gayret etmiştir. Şunu belirteyim ki, öğretmenlik mesleğinin derinleşmesi ve yenileşmesinde, bu okulların yüklendiği çok önemli görevler olmuştur. Ülkemizin bugünkü duruma gelmesinde, bu öğretmen kuşağının çok büyük katlıları vardır. Unutmayalım ki, sadece zeki ve yetenekli insanlar kentlerde yaşamaz. Köy çocukları içinde de önemli cevherler vardır. İşte bunları bulup, keşfeden, onları o köylerde okutan öğretmenler olmuştur.