TURGAY GÖNENÇ'İ
UĞURLARKEN...
"Bir şair yaşamıştı İzmir'de
Adı Turgay Gönenç'ti
Görünce ahkam-ı Asrı çıkmış yolundan,
Öbür dünyaya göçmeyi seçti."
Fazla düşünmeden, parmaklarım yukarıdaki satırları yazdı.
Benden beş gün büyüktü;
10 Mart 1939'da Tokat'ta doğmuştu; yollarımız İzmir'de kesişti.
Ana Kraliçe Sırrıya Gönenç'in yönettiği, Arkadaş Apt'daki evleri, bütün sanatların İzmir merkeziydi.
Yurdun neresinden olursa olsun, İzmir'e gelenler, buradakilerle Turgay'larda buluşurdu.
***
Çok şey becerirdi Turgay:
Şiir, deneme, eleştiri yazar, resim çizer, çeviriler yapar; bütün bunların arasında şiddetle bağlama çalar ve sık sık bağlamanın tellerini koparırdı.
Ev dışının havasını solumak için yayan yapıldak ya da bisikletle İzmir'i arşınlardı.
***
Halikarnas Balıkçısı'nınkiler olduğu kadar, Turgay'ın çoğu yazısını da ben tape ederdim.
Dahası;
çeşitli gazete ve dergilerde çıkmış şiirlerini toparlayıp dosya olarak kendisine verirdim.
***
Gönenç'lerde misafirleri en çok şaşırtan şey; ikizleri Zeynep ve Aslı'nın yetenekleriydi. Babası, matematik dersleri vererek, “İzmir'in en fazla vergi veren işsizi” ünvanını hak ederken, Aslı ve Zeyno; herkesin doğduğu tarihin hangi güne rasgeldiğini kafadan hesap eder ve bildirirlerdi.
Ben bu işin sırrını, İbrahim Zeki Burdurlu'nun “Ebedi Takvim” başlıklı makalesinden öğrendim.
Fatoş Gönenç ise, öğreticisi olduğu Kız Sanat Enstitüsü'nün, kuram ile uygulamayı iyi beceren bir Mousa (Sanat Perisi) idi. Hazırladığı duvar takvimleri, bir çok evin duvarını süslerdi.
***
Şunu diyebilirim:
Bazı kırgınlıklar içinde yaşamış olsa bile; kitaplar yazan ve kitabı yazılacak bir kişilikti Turgay Gönenç.
Ama aşağıdaki şiire başlık olarak seçtiğim gibi:
“SEVDA BİTTİ”
SEVDA BİTTİ
Turgay GÖNENÇ
“Yüzün Senin”den
Sevda bitti
Kısa süren bir güz gibiydi
Ve beklenmedik çağrışımlar yaparak
Sevda bitti
Ardından bir avuç kül
Kızıla dönüşen yaprak
Ölü bir kumrunun külünü bırakarak
Ve külü kendi renginde çoğaltarak
Sevda bitti
Kuşları gibiydi Orhan'ın
Oydu gerçek sureti ve rengi
Sevda bitti
Çoğalan bir gökyüzünde azalarak
Güçlükle seçen bir gözdü belki
Son bakışı içinde çoğalarak
Bir kuş göçüşüyle birleşti
Ve bir türküyü usulca okuyarak
Yanımızdan geçen çocuklar gibiydi
Ama bir ağıta dönüşmeyecek sesi
Sevda bitti
Sokakta evde kıyıda uysaldı kararlıydı bir çizgi gibi
Ve günün eğimine uymayarak
Kırıldı gitti
Ardından soğuk güller
Ve lavanta ölüleri
Bilmediği bir kenti izler gibi
Şaşkın hayran sırılsıklam
Sevda bitti
Ondandır işte sözün kılıç kesildiği
Ve yeni sevdalara yollar açarak