Her alanda, her konuda yanıtsız bırakılmış sorular varsa orada söylenmesi istenmeyen, korkulan bir şeyler var demektir bu..
Yanıtlama korkusu bir suçluluğun, bir haksızlığın varlığını gösterir. Bilim bu gerçeği, bu kuralı çelişki prensibiyle açıklamaktadır. Bir çelişki varsa orada mutlaka bir yanlışlık vardır, der. Düşüncede çelişkinin olması da düşüncedir yanlışlığını kanıtlar. Bir düşüncede bir yargıda çelişki bulunursa orada bir yanlışlık vardır, der..
Bunun için de bilim bu ilkeye yanlışlığın ilkesi der..
Egemen anlayışlar dünyanın her yerinde bu ilkenin okutulmasından, öğretilmesinden duydukları korkudan dolayı felsefenin bu bölümünü ya yasaklarlar ya da bunun detaylı bir şekilde işlenmemesini sağlarlar.
Felsefeye olan düşmanlıkları bundandır işte..
Yakın zamanda bir bakan şöyle demişti: " geçmişte camilerin kapısına kilit, onları ahıra çevirmek. Vatandaşın kutsal kitabı öğrenmesine yasak getirmek gibi örnekler görmüştük.Bakanın bu konuşması üzerine bir milletvekili bakana şu soruları yöneltmişti.
Bu şekilde ahıra çevrilmiş camilerle ilgili elinizde bir veri var mı?
Hangi tarihte hangi ilimizde yaşandı bu olaylar?
Hangi belgelere dayanarak bunları söyleyebiliyorsunuz?
Bazı insanları suçlayabilmek için onların yanlış bilgiler sunduğunu halkı kandırdığını söylüyorlar ama bu yalanları söyleyenler için acaba ne yapılıyor bu ülkede?
Zaman zaman yayın yasağı diye bir uygulama görülüyor. Bu yasaklar da bir takım korkuların gizlenmesinden geliyor.
Çünkü yayın yasağı getirilen konu ile ilgili sorulabilecek soruların önüne geçilmek isteniyor. Her soruya izin verilmemesi için getiriliyor bu yasaklar.
Sonra bu soruların zor durumda bırakabileceği kişileri korumak ihtiyacı duyulduğu için getiriliyor.
Yayın yasaklarının elbette bir yeri vardır ama bu bizdeki uygulandığı biçimiyle değil gerçekten bir ihtiyaç duyulduğu için olmalıdır, yoksa birilerini korumak için değil.
Hele bu yasaklar birilerini korumak kaygısıyla getiriliyorsa orada büyük bir demokrasi ayıbı var demektir. Örneğin yakın zamanda bir otel yangınından sonra getirilen yasakları anlamak mümkün değildir. Bereket kişi bir süre sonra bu yasaklar kaldırıldı..
Demokrasilerde ve hele hukuk devletlerinde sorulardan korku olmamalıdır asla..