'BEKİR COŞKUN'U DA KAYBETTİK, ÇOK ÜZGÜNÜM!..
Şanlıurfa'da 1945 yılında doğan üstadımız Bekir Coşkun, 'Ankara Yüksek Gazetecilik Okulu' mezunuydu... 1974 yılında mesleğe foto muhabiri olarak başladı, sonra "Dokuzuncu Köy" adlı köşesinde siyasi-mizah yazılarına başladı... Gazeteden kovulunca, 1987'de Sabah Gazetesi'nde "Onuncu Köy" adlı köşesinde yazılarına devam etti... Yazıları çok tutulunca, 1993'te Hürriyet Gazetesi, 2009'da Habertürk, 2010 yılında Cumhuriyet, 2014'te de 'Sözcü Gazetesi'nde yazmaya devam ediyordu... 2017 yılında kanser hastası oldu, tedavisi devam ederken, 18 Ekim 2020 gecesi vefat etti, 83 milyon insanımız onu gönlüne gömdü!.. Gidip de bir daha geri gelmeyecesi 'Uğursuz 2020' yılı, götürdüklerin yetmedi mi daha!?
19 Ekim günü bütün sevenleri internetten mesajlarını atıp, bu ölümsüz üstadımızın ailesine taziyelerini bildirdiler!.. Ama en anlamlı mesaj, bence en samimi meslektaşlarından sayın Yılmaz Özdil'in; "Bekir Coşkun büyüğümüzü kaybettik, her evde bir cenaze var artık!.." mesajıydı... Sevgili eşi Andrea Coşkun ve tüm hayvan dostları öksüz kalıverdiler, üzgünüz!..
Bekir Coşkun, birçok yazarın sayfalar dolusu anlattığı olayları, beş-on kısa cümleyle ve içine mizah katarak anlatıp, daha iyi anlaşılmasını sağlayan, ilginç bir köşe yazarımızdı!.. Belki bunun için yazıları herkesçe sevilir, sadece 'Yalakalar' tarafından sevilmezdi!.. Birçok gazeteden de belki bunun için kovulmuştu? 'Doğru söyleyeni dokuz köyden kovdukları' için, belki de bu yüzden köşe yazılarını "Onuncu Köy" ibaresi ile yayımlamıştı?
Ben de daimi okuyucularından biriydim... Her iki-üç yazısından birini mutlaka keser, saklardım... İşte bazıları: "Ey Aptal Oğulları!.." 24 Temmuz 2015, "TOP'lu Açılış!" 29 Temmuz 2015, "Yalılarda İçki İçen Şerefsizler!?" 06 Ağustos 2015, "Sandığa Giderken Küçük Siyah Bir Köpek Peşinizden Koşacak!" 24 Haziran 2018, "Özgürlüğün Ardından" 27 Haziran 2018, "Kuru Soğan!" 30 Ağustos 2018, "Normalde Danaların Bizi Kovalaması Lâzım!?" 21 Ağustos 2018, "Meczup!?" 17 Ekim 2018, "İşte Benim Belediye Başkanım!.." 06 Mart 2019, "KOŞ!.." 26 Eylül 2019...
Kurban Bayramında kaçan danalara yapılan işkenceler, acemi kasaplardan eziyet çeken hayvanları anlattığı yazısında, "Aslında danaların bizi kovalaması gerektiğini" anlatan yazısı unutulur mu? Seçilince ne yapacağı sorulan bir Belediye Başkanı adayının; "Ben seçilince hiç bir şey yapmayacağım!" deyince, "Sizi niye seçsinler ki?" diye sorunca da; "Hiç bir şey yapmayacağım için! Bir şey yapan puşttur!.." cevabını verince; "İşte benim Belediye Başkanım diyebileceğim biri çıktı!.." diye sevincini yazmıştı... Bu siyasi-mizah yazıları unutulur mu?
Hürriyet'te çalışırken, kendisiyle röportaj yapan Mehmet Ali Birand sormuştu: "Memleketiniz Urfa'nın en çok neyi ile övünürsünüz?" deyince, Bekir Coşkun; "Kurtuluş Savaşı'nda çoluk çocuk, ellerinde çapa-kürek-oraklarla düşman üstüne yürüyüp, topraklarını kurtarmalarıyla övünürüm!" deyince, muzip M. Ali Birand da; "İyi ama, biz öyle duymadık; sizin Urfalılar, sadece biber tarlalarını düşmandan kurtarmak için böyle saldırmışlar diye duyduk!" deyince çok kızmıştı!.. Meğerse M. Ali Birand bu huyunu biliyor, merhum Bekir Coşkun'u kızdırmak, zıvanadan çıkarmak için bu soruyu sormuş...
Orhan Veli, 'Gangster' şiirinde şöyle diyordu:
"Şiir yazdım bunca senedir/ Ne buldum?/ Eşkıyalık edeceğim bundan sonra!../ Haberi olsun yol kesenlerin/ İş yok artık kendilerine/ Dağ başlarında!../ Madem ki ekmeklerini alıyorum/ Ellerinden/ Buyursunlar, onlar da benim yerime.../ Münhal var edebiyat âleminde!.."
Evet, yeri doldurulamayacak bir değerimizi daha kaybettik!.. Seni hiç unutmayacağız üstat Bekir Coşkun, cismin aramızdan ayrıldı ama, ismin ve yazdıkların kaldı yadigâr!.. Toprağın bol, mekânın Cennet olsun inşallah!.. Sakin KOŞAR...