"Bu İntihar Değil, Mülakat Cinayetidir!.."
Bu türdeki manşetler ve haber başlıkları, 07 Kasım 2024 Perşembe günkü yaygın gazetelerde yayımlanmıştı!..
Samsun'da, 'Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü' mezunu, daha 22 yaşındaki 'Doğuş Can KAVAKLI' isimli iş arayan gencimiz, 03 Ekim 2024 tarihinde 'Kredi Yurtlar Kurumu' binasının 6. Katından atlayarak intihar etmişti!.. Hemen başlatılan intihar soruşturması sonucunda, bu gencimizin intihar olayından üç gün önce, 'Asarcık Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın, personel alım mülakatına 'Sınav Birincisi' olarak girip de, bu mülakatta elenerek, sınavda kendisinden 10 puan düşük not alan birisinin torpille işe alındığını öğrenmiş!..
Zaten üç gündür İlçede, bu mülakatta torpil yapıldığını, oraya babasının AKP'ye yakın birisinin oğlunun alındığı dedikoduları yapılıyormuş? Soruşturmada bunlar da dikkate alınarak, hemen 'Asarcık Kaymakamı Hakan Köksal' görevinden alınmış...
Olay üzerine CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen basına bir açıklama yaparak; "Başarılı, istekli bir genç olan Doğan Can Kavaklı'yı kim öldürdü!? Bu bir intihar değil, cinayettir!.. Mülakat Heyeti derhal soruşturulmalı, ölen gencimiz Doğuş Can da, adına 'Mülakat' denilen bu torpil düzeninin son kurbanıdır!.. Adı geçen Kaymakam da, Doğuş Can'ın intiharının ardından, kendine ait internet sitesi sayfasından 'mülakat listesini' kaldırdığını, Doğuş Can'ın yerine torpille alınan M.A.'nın da bir Vali Yardımcısı desteğiyle bu işe alındığı tüm İlçede konuşuluyor! Hani bu AKP, seçimde mülakatın tamamen kaldırılacağı sözünü vermişti, ne oldu!?" diye de sormuş...
Durum gerçekten çok vahim olup, vicdan sahibi herkesi derinden etkiledi!.. Sahi, seçimde verilen o sözlere ne oldu!? Bunların samimiyeti, seçmenlerin oylarını alana kadar mıydı yani!? Şimdi bu ölümün hesabını kim verecek? Biz buna 'Kader' veya 'Bunlar, böyle işlerin fıtratında var' mı diyeceğiz yani? Bizim vergilerimizle devletten ballı maaşlarını alanlar, böyle bir torpili yaparken hiç utanmadılar mı, hiç vicdanları sızlamadı mı acaba?
Şu ölümlü dünyada bir gün hepimiz yok olup gideceğiz!.. Ama bazıları çok iyi anılar ve çevresine yaptıkları iyiliklerle, hizmetlerle anılırken, bazıları da tıpkı yukarıda yaptıkları haksızlık, gasp ve kötülüklerle anılacaklardır!.. Bütün dünya ülkeleri devletleri, insanlarını eğitmek, 'iyi insanlar' olarak yetiştirmek için birçok okullar açıyor, gönderdikleri öğretmenlerle bunların çok iyi eğitilmeleri için dünyanın masrafını yapıyor!.. Yukarıda anlattığımız olaya bakıyoruz da; bizim devlet de siz yöneticileri yetiştirmek için aynı gayretleri gösterdiği halde, şu vazifeniz sırasında yaptıklarınıza bir bakınız!? Bu devlet sizi haksızlık yapasınız, bazı insanları kayırasınız, birilerinin haklarını zorla ve yetki gücüyle gasp edesiniz diye mi yetiştirmişti, ha !?
Soruşturmanın sonucu ne olur bilemem, ama bu haksızlığı ve gaspı yapanlar asla affedilmemeli, asla böyle görevlere bir daha getirilmemelidir!.. Başımıza ne geliyorsa, bu 'Cezasızlıktan' geliyor!.. Böyle insanlar hemen gerekli cezaları görmeli ki, çevredekiler de böyle işlere bir daha tenezzül ve tevessül edememelidir!..
Yazımızı, canlı fıkra gibi yaşanmış bir haberle sonlandıralım: 52 yaşındaki bir Türk vatandaşı 'Yılmaz Ç.', Hollanda hapishanelerindeki rahat yaşamı anlayınca, 'Hollanda Devleti nasılsa bana çok iyi bakar?' düşüncesiyle, orada kasıtlı bir suç işleyerek; 73 yaşındaki bir kadına otomobiliyle çarpıp, mahkemeye çıkarılmış... Yargıç bu mahkûma tam 12 yıl hapis cezası vermiş, ama Hollanda devleti de hemen bu şahsın kendi ülkesi Türkiye'ye iade edilmesine, cezasını da orada çekmesine karar vermiş, iyi mi? Gel bakalım uyanık adam, gel de dünyanın kaç bucak olduğunu buradaki kodeslerde gör gari... Sakin KOŞAR...