"İSRAİL; İRAN'A NE ZAMAN VE NASIL SALDIRACAK !?"
Daha birkaç hafta önce, 01 Nisan 2024 günü gece, İsrail savaş uçakları Suriye topraklarına girip, Şam'daki 'İran Büyükelçiliğini' bombalamış; ikisi General, 5 tanesi de Diplomat olmak üzere, resmen İran toprağı sayılan Elçiliğinde 7 insanını öldürmüşlerdi... 13 Nisan 2024 günü de, gece boyunca İran'ın gönderdiği (kimine göre 200, kimine göre 300) Balistik Füze ve İHA-SİHA' larla İsrail'e saldırmış, İsrail'in açıklamasına göre sadece bir kız çocuğu hafifçe yaralanmış, bir askeri tesis de küçük bir hasar görmüştü; -yerseniz tabii- afiyet olsun!..
Şimdi saldırı sırası yine İsrail'de olmalı ki; bütün dünya ajansları objektiflerini oraya çevirip, yeni olacakları, tıpkı bir 'savaş filmi seyretme' tadında dünyaya yayın yapıyorlar!.. Kimi ülkeler İsrail'den yana olurken, kimileri de İran tarafını tutup, şimdilik hepsi de; "Yapmayın, etmeyin, sabırlı olun, BM kararlarına uyup, yenilerini bekleyin!.." diye akıl veriyorlar...
Peki, bunca atıp tutmalarına rağmen, bütün -insan ve tesis olmak üzere- en büyük zayiatları hep Müslüman Ülkeler olan 'Filistin, İran, Suriye, Mısır' veriyor, bu masum siviller 'kadın-çocuk-hasta-yaşlı-engelli' demeden katlediliyor, ama uluslararası arenada yine de en fazla 'İsrail Düdüğü' sesi daha güçlü çıkıyor, hep o haklı görülüyor, neden !?
Tabii, bu ülkenin çokbilmiş gazetecileri, yazarları, televizyon sunucularına böyle olaylarda gün doğuyor, hemen malûm yandaş TV'lerin dev ekranları önüne toplanıp; dev ekranlardaki söz konusu mevzunun haritaları önünde, ellerinde renkli-uzayıp-kısalan çubuklarıyla, saatlerce orada ahkâm kesiyor, zaman zaman sunucularla, bazen oradaki konuklarla, bazen de telefon veya naklen uzaktan yayına katılanlarla ağız dolusu kavgalar edip, kendilerini birer 'Savaş Strateji Uzmanı" gibi pazarlıyorlar!.. Bizimkilerin hepsi de tombiş tombiş, badem bıyıklı, ithal marka giyimli beylerden; kadınlar da genelde mini etekli, güzel, bakımlı ve ağzı lâf yapan ama, her şeye itiraz eden 'aksi huylu' olanlardan seçiliyor!.. Maksat, o mevzunun iyi ve doğru yorumlanması filân değil de, sırf 'Reyting Yapma-Mangırları Kapma' olunca, bu arkadaşlar saatlerce 'havanda su dövüp' gidiyor, ertesi günü de her şey başka türlü gelişiyor!..
Sizleri bilemem, ama ben ne zaman bir yere böyle saldırı olsa, hemen ellerimle başımı tutup; "Eyvah, yine bu tombiş ve badem bıyıklılar dev ekranlar başına üşüşecekler, yine bin bir gece masalları anlatacaklar!?" diye hayıflanırım, inanın bıktım-usandım bunlardan!.. Onların mini etekli ve bakımlı bayan sunucuları Nagehan Alçı, Hülya Hökenek veya Sena Alkan hanımefendi gibilere bir sözüm yok ama, tombiş ve badem bıyıklıların harita önündeki elleri çubuklu halleri, lüzumsuz kavgaları, akıl-mantık dışı düşünceleri beni deli-divane ediyor be kardeşim, yeter ama yahu !..
Bu tombiş ve badem bıyıklılar, hep de hayatta bir baltaya sap olamamış, rüştünü ispatlayamamış, dönek ve yağdanlıklardan seçilip de oralara çıkarılıyor!.. Bunların fikrinden ne olur, zikrinden ne olur, ortaya attıkları saçma görüşleri gerçek hayatta kaç yazar!? Sığındıkları iktidar gittiğinde, bunlar da çil yavrusu gibi dağılır, kimseler yüzlerine bakmazlar!.. Bu kaçıncı şahit olduğumuz gurup, yemin olsun sayılarını da unuttuk!.. Bu yaşa kadar biz bu saçları değirmende ağartmadık ki; hep bunlarla uğraşmaktan yorgun düşer olduk!..
Seçimden bu yana nice Muhalefetten olup da, iktidar elindeki Belediye Başkanlığını kazanmış, bıraktıkları borçları Belediyelerinin kapılarına ferman gibi asıyorlar, siz bunların bir tek haberini yapan 'Yandaş Medya' mensubu gördünüz mü? Dev ekranlarında görüntüleri verip de, bu garip borçların yorumlarını yapanlara hiç rastladınız mı? Yapamazlar!.. Neden? E çünkü, önce sahiplerinden korkarlar, ballı maaşlı işlerini kaybetmeyi göze alamazlar, dolayısıyla bunların hiç biri 'Tarafsız' da davranamazlar, bünyeleri buna müsait değil çünkü!.. Bunlar yakın tarihin yüz karası 'gazeteci kılıklılarıdır' çünkü!.. Sakin KOŞAR...