"İttifak" Sözü Yorulmuş da, "İş Birliği" Yapılacakmış !?

 "İttifak" Sözü Yorulmuş da, "İş Birliği" Yapılacakmış !?

Evet efendim, CHP Lideri ile İYİ Parti Lideri'nin son görüşmelerinden sonraki açıklamalarından bahsediyorum!.. Aha size Türk Dil Kurumu'nun en son yayımladığı ve kalınlığı en az 15 santimetre kalınlığında ve '2244 Sayfalık' Türkçe Sözlükten alıntıladığım bu iki sözcüğün anlamlarını yazıyorum:

İttifak demek: "Anlaşma, uyuşma, bağlaşma, oy birliği" demekmiş...                                                                                   

İş Birliği demek ise : "Amaç ve çıkarları bir olanların oluşturdukları çalışma ortaklığı, teşrikimesai" demekmiş... Tabii ki bunun yanında 'Güven, güvenç, emniyet' demek olan İtimat sözcüğü var!.. 'Saygı görme, güvenilir olma, prestij' demek olan İtibar sözcüğü var!.. 'Özen, ihtimam' demek olan İtina sözcüğü var!.. 'Birleşme, bir olma' demek olan İttihat var!.. 'Sayma, tarafını tutma' demek olan İttisal var!.. 'Dokunma, bitişme, temas etme' demek olan İttizal var!.. 'Saygınlık' demek olan İzzet-ü ikbal sözcüğü var!.. Yani, iki parti arasındaki niyet gerçekten iyi olduktan sonra, bu sözcüklerin ne anlamı ve önemi var ki!?

Peki, daha önceki adına "Altılı Masa" denilen bu İttifak sırasında bunlara dikkat edildi mi!? Edildi ise; sayın Meral Akşener'in seçimlere az bir süre kala masadan kalkıp gitmesi, tepkiler üzerine yeniden geri gelmesi neydi!? Bu altı lider birbirlerine çok İtibar ettiler ise, sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Zafer Partisi lideri sayın Ümit Özdağ ile gizlice imzaladıkları "Üç Bakanlık, MİT Başkanlığı" sözü verilen yazılı metin neyin nesiydi!? Hani bu işte İtimat, hani İtina, hani İtibar nerede!? Bu seçim ne diye kaybedilmişti ki!?

O toplantıda en son söylenen şuydu: "Üç gün sonra İYİ Parti - GİK toplantısı yapılacak, çıkan sonuca göre Yerel Seçimlerde vaziyet alınacak" deniliyordu... Peki, yeniden söz verilse bile, bu sefer verilen sözler tutulacak mı? Parti üyeleri Genel Merkez kararlarına uyup da, bu İş Birliğine onay verecek, birbirlerinin adaylarına yürekten oy verecekler mi!? Bana sorarsanız, hiç de fazla hayal kurmaya gerek yok, herkes kendi gücüyle seçimlerde uğraşacak, "sandıktan ne çıkarsa bahtımıza gari" diyecekler gibime geliyor!? CHP yeniden Sağcı parti merkezlerinde enerji harcayacağına, sokağa inip halkına her şeyi izah etmeli, Sol partilerle İş Birliğine gidip, başarıyı buralarda aramalıdır!?

Şu günlerde duyarlı ve gerçekten 'Habercilik' yapan gazete ve TV'lerde ilginç haberler ve fotoğraflar yayımlanıyor, bu görüntüler ve olaylar, bugün halkımızın ne halde-âmelde olduğunu çok güzel anlatıyorlar, Muhalefet Partileri bunlardan ders alıp, seçim propagandalarını bu haberlere benzer şekilde yapmalıdırlar!.. Örneğin: Tam da '01 Aralık' günkü gazetelerde ilginç fotoğraflar manşetten yayımlandı: "Türkiye'nin halini anlatan en iyi fotoğraf; OY VEREN fotoğrafında; Ana Yolda, el arabası içine yığılmış karton-kâğıt-plâstik atıkları çeken saçı-sakallı birbirine karışmış bir vatandaş; OY ALAN yazılı fotoğraf altında da;  yanı başından da en lüks-en pahalı-siyah bir özel otomobil ile giden kravatlı-iyi giyimli insanlar!.. Yan tarafında da yine manşet bir haberde; "Verdiler Yetkiyi, Gördük Etkiyi; Uçacaktık, Çakıldık!.." başlıkları yer alıyordu... Başka söze gerek var mı zaten!..

Neyse, bugün de bir fıkrayla yazımızı bitirelim: Tam 350 kişiyi internetten dolandırıp, 200 Milyon TL tokatlayan adam yurt dışına kaçarken yakalanmış... Günler süren polis sorgusu sonunda mahkemeye çıkarılmış, adam sürekli susuyormuş... En sonunda Hâkime; "Ben Avukat istiyorum efendim, yoksa susmaya devam edeceğim!" deyince Hâkim bey de kızarak; "Zaten yaptıkların hep belgeli, şahitli, Avukat senin neyini savunacak ki!?" deyince, pişkin dolandırıcı gülümseyerek; "Valla söylenecek bir şey olmadığını ben de biliyorum da, acaba Avukat  Bey bu konuda neler söyleyecek, vallahi ben de bunu merak ettiğim için istiyorum ya" demiş...

Ben de herkes gibi şu ülkenin durumunu çok iyi biliyorum, bize neler olduğunu değil de, bu işten nasıl kurtulacağımızı izah edenlere ihtiyacımız var, bütün bu olanlardan sonra bu mümkün mü acaba, ya sizler ne dersiniz!?                        Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI