"NANKÖRLÜK" ÜZERİNE BİRKAÇ ANI VE SÖZ !?
---Eskiden Kralın biri adamlarına emir vermiş; "Gidip bir Bülbül yakalayıp gelin, onun güzel sesini her gün Sarayımda dinlemek istiyorum!" diye buyurmuş... Adamları gidip, çorak topraklar üzerindeki bir diken üzerinde yaptığı yuvada uyuyan Bülbülü yakalayıp getirmişler... Kral altından ve zümrüt işlemeli güzel bir kafes yaptırıp, yemini-suyunu da koyup, güzel sesiyle ötmesini beklemeye başlamış...
Masal bu ya; bir süre sonra yemeden-içmeden kesilen Bülbül, güzel sesiyle öteceği yerde, sık sık; "Aahh vatan, vaahh vatan!.." diye dövünüp duruyormuş... Günün birinde tepesi atan Kral, bu vefasız kuşun vatanının neresi olduğunu merak etmeye başlamış? Yine adamlarına emir vermiş; bu nankör kuşu yakaladıkları yerin yakınında salıvermelerini, yuvasının nerede olduğunu öğrenip gelmelerini emretmiş!.. Adamları götürüp, çorak bir arazide kuşu serbest bırakmışlar, Bülbül gidip, bir kızıl diken üzerine yaptığı birkaç ot-çöpten yuvasına konarak, eskisi gibi güzel güzel ötmeye başlamış...
---Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi AKP'den sayın Recep Tayyip Erdoğan, CHP'den Kemal Kılıçdaroğlu, MHP'den ayrılıp 'ATA İttifakı' adayı olan Sinan Oğan ve MP'den Muharrem İnce olmak üzere, dört tane aday vardı!.. İlk turda yeterli oyu alamayan adaylar, ikinci tur seçimine katılırken, taraf belirtmeden Muharrem İnce yarıştan çekildi, Sinan Oğan ise, beraber yürüdüğü arkadaşlarını bırakarak, 'Cumhur İttifakı Adayı' sayın Erdoğan'ı destekleyeceğini söyleyerek yarıştan çekildi!.. Beraber yürüdüğü arkadaşları ona çok kızdılar ama, kendisine neler vaat edilmişti, kimseler bilmiyordu?
Ancak, seçimlerden bir yıl sonra, 03 Haziran 2024 Pazartesi günü basın önüne çıkan Sinan Oğan, iktidarın ekonomik politikalarını yerden yere vurarak, sayın Erdoğan'ın da sözünü tutmadığına dair, zehir zemberek açıklamalar yaparken; eski yol arkadaşlarından olduğunu tahmin ettiğimiz bir izleyici çıkıp bağırdı: "Madem bunlar öyleydi, sen niye Cumhurbaşkanlığı seçiminde gidip de yamandın ona !?" diye tepki gösterdi... Neye uğradığını şaşıran Sinan Oğan, açıklamasını kısa tutarak; "Bunların hepsinin cevabını yakında vereceğim!" demekle yetinip, hemen oradan toz oldu!.. Anlaşılıyordu ki, ona verilen sözler de tutulmamış, bir yıl beklemiş, sonunda tepkisini gösteriyordu zaar!? Peki, bu işten kim zararlı çıktı? Tabii ki yol arkadaşlarını yarı yolda bırakan, artık siyasi hayatı da böylece nihayete eren Sinan Oğan zararlı çıktı, bundan hiçbir baltaya sap olamaz gari...
---Merhum Demirel'in önce Başbakan Yardımcısı olan sayın Tansu Çiller'e, rahmetli Demirel çok güvenir, ona 'Kızım' diye hitap ederdi değil mi? Özal'ın ani ölümü sonrası kendisi Cumhurbaşkanı seçilince, Tansu Çiller'i de 1994'te 'Başbakan' yapmıştı... Artık Başbakan olup da mühür eline geçince, tecrübeli devlet adamı Demirel'in uyarılarına hiç kulak asmaz oldu, hata üstüne hatalar yaptı, araları da fena bozulmuştu, ya bunu da hatırladınız mı? Sonuçta olan kime oldu? Tabii ki büyük-küçük sözü dinlemeyen Tansu Çiller'e oldu, siyaset sahnesinden erkenden silinip gitti, bütün saygınlığını da yitirdi...
---Ağabeyi IV. Murat'tan sonra 1640'ta tahta çıkan, o zaman Osmanlı Hanedanının tek erkeği olan Padişah Deli İbrahim hemen erkek çocuk sahibi olsun diye, ona Sarayda her gün kuvvet macunları verip, çok güzel cariyeler sunuyorlardı!.. Artık bir 'Güzel Kadın Delisi' olan Deli İbrahim'e yaranmak için, Sivas'tan gelen elçiler; "Sivas'ta İbşir Paşa'nın bir karısı var, dünyada onun kadar güzeli yok, Vali Varvar Ali Paşa'dan onu isteyiniz!" diye kulağına fısıldamışlar... Hemen bu nikâhlı kadını Vali'den istemiş, dürüst bir adam olan Varvar Ali Paşa; "Ulan ben gavat mıyım, elin Müslüman ve nikâhlı karısını nasıl gönderirim!?" diye Padişaha karşı gelmiş... Sonra ne olmuş biliyor musunuz? İbşir Paşa ve güzel eşi İstanbul'a Saraya çağırılıp, orada görev verilmiş, karısını koruyan Sivas Valisi dürüst Varvar Ali Paşa, işte bu İbşir Paşa tarafından yakalanarak idam edilmiştir!..
Tarihimiz böyle nankörlük ve ihanetlerle dolu, hangisini yazıp, hangisini haklı çıkarayım ki!? Ben yazmaktan yoruldum, ama bu bitmez tükenmez nankörler bir türlü yorulmak nedir bilmiyorlar, hadi bu günlük bana eyvallah!.. Sakin KOŞAR...