ABD ELÇİSİ BİRAZ İLERİ GİTMİYOR MU ARTIK !?

          ABD ELÇİSİ BİRAZ İLERİ GİTMİYOR MU ARTIK !?

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi olarak görev yapan Tom Barrack, sadece siyasi kimliğiyle değil, kişisel geçmişi ve kökeniyle de dikkat çeken bir isim. Lübnan asıllı bir ailenin torunu olan Barrack, dedesinin 1900'lü yıllarda Osmanlı pasaportuyla ABD'ye göç ettiğini her fırsatta dile getiriyor. Başkan Donald Trump'a yakınlığıyla bilinen ve yıllarca finansal destekçisi olan Barrack, bugün ABD'nin Orta Doğu politikalarının şekillenmesinde aktif bir rol üstleniyor...

Peki, Tom Barrack kimdir? ABD'de nasıl yükseldi? Trump'la ilişkisi onu nasıl stratejik bir diplomatik figüre dönüştürdü? Osmanlı kökeni, Türkiye'deki misyonuna nasıl yansıyor? Aynı anda hem Türkiye elçiliği hem de Suriye temsilciliği görevini üstlenmesi ne anlama geliyor?

23 Temmuz günü mitingde bu elçiye yanıt veren CHP Lideri Özgür Özel, aynen şunları söylemişti: "Lozan'ı yapanların partisi olarak bunlara pabuç bırakmayacağız" ifadelerini kullanmıştı...

Büyükelçi Tom Barrack için de;  "Bakmayın bu hadsizlere, birbirinin peşi sıra, ağzından çıkanı kulağı duymayanlar var!.. Bu ülke, bir ülkenin büyükelçisinden yalan yanlış bildiği, yok efendim Osmanlı millet sistemi, yılları, dönemleri karıştırdığı, tutup da bu coğrafyada ulus devletler İsrail için tehditmiş. Bu coğrafyada ulus devlet mi bıraktınız? Coğrafyada ulus devlet, Türkiye Cumhuriyeti var, kimseye tehdit değil ama hiçbir tehdide de boyun eğecek değil. 'Yurtta barış cihanda barış' diyen Gazi'nin partisi olarak, Sevr'i yırtıp atan yarınki yıl dönümünün huzurunda olacağız. Lozan'ı yapanların partisi olarak bunlara pabuç bırakmayacağız!.."

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack neler demişti: "İsrail, Suriye'yi bölünmüş görmeyi tercih eder... Güçlü 'Ulus Devletler', İsrail için her zaman tehlikedir!.. Türkiye, Osmanlı geleneklerine geri dönmeli..." filân demişti... Yani siz Mısır, Irak, Suriye ve İran'ı bunun için mi bölüp-parçalayıp, İsrail rahat etsin diye mi çırpınıyorsunuz bayım !? Neymiş sizdeki bu İsrail sevgisi ve hayranlığı yahu !? Geliyorsunuz on binlerce kilometre uzaklardan, birçok ülkenin iç işlerine karışıyor, akıl veriyor, tehdit ediyor ve hatta saldırıyorsunuz!.. Siz kendini bu dünyanın efendisi, sahibi filân mı sanıyorsunuz bayım!? Nesini ve kimsiniz siz !? Ülkemizdeki yüzlerce 'Elçiden' birisiniz, biraz haddinizi, görevinizi ve sınırlarınızı biliniz artık, bizim iç işlerimize de o büyük burnunuzu sokup durmayın, yeter!..

Şimdi sadede gelelim: 1984 yılından beri başımıza belâ olan PKK terör örgütüne bunların her türlü silâh-mühimmat-lojistik destek verdikleri belgelenmedi mi? Parasını ödediğimiz 'F-35 Savaş Uçaklarını' bize vermeyenler bunlar değil mi? 1964 yılında İsmet İnönü Hükümetini bir mektupla deviren ABD Başkanı Johnson değil miydi ? Bu ülkeyle biz NATO Üyesi değil miyiz? Neden bize bunca kötülükleri yapıyorlar o zaman!? Rahmetli İnönü, hükümeti devrildiği gün ne demişti: "Yeni bir dünya kurulur, biz de orada yerimizi alırız!" dememiş miydi !? Artık bunları oturup da bir düşünme zamanımız gelmedi mi dostlar !?

Neyse... Bu konu daha çok su kaldırır da, biz bugünkü yazımızı Cahit Sıtkı Tarancı'nın 1944'te yazdığı 'Giderken' adlı şiiriyle son verelim...

"Mektup alırsın; her taraf gül-gülistan/ Derken cenaze geçer, her taraf zindan!../ Mümkün olsa da insan her zaman/ Olmasa her sevincin sonunda hüzün/ Acısı da, tatlısı da ömrümüzün/ Çok pahalıya oturur üstümüze!..// Sanki ne diye yola çıktık? Çocukluk?/ Hayra alâmet değil hiçbir yolculuk/ Farkında mısın, nereye gidiyoruz?/ Ne söyler arkamızdan sallanan mendil?/ Yalnız aşkta, kumarda, hayalde değil/ Her adımda bir şeyler kaybediyoruz!.."                        Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI