Ali Kemal SENAN'ın "Efem" Eseri...
Geçenlerde Bozüyük'ten, çoğnuzun artık sosyal mesajlarıyla tanıdığınız değerli köylüm 'İbrahim Ertin' aradı... Bana bir kitap göndereceğini, hemen okumamı, Kurtuluş Savaşı sırasında Muğla-Aydın güzergâhında hayatlarını ortaya koyarak, Mehmetçiklerimize her türlü yardımı ve desteği veren insanlarımızın çalışmalarını roman tadında anlatan bu kitabı çok seveceğimi söyledi... Ertesi günü de kitabı bana ulaştırdı... İşte başlıktaki kitap buydu...
Pazar akşamı elime geçen 478 sayfalık kitabı hemen okumaya başladım... Kitabın başında söylendiği gibi; ilk 80 sayfası Güney Batı Anadolu (Muğla-Bodrum) şivesiyle yazılmıştı... Daha ilk sayfalarda, 'Muğla Kuvayı Milliye' kurucularından ve "Galip Hoca" lâkaplı Ege Bölge Sormlusu merhum Celal Bayar'ın 'yardımcısı-temsilcisi-kasası' olan "Bozüyüklü Hacı Süleyman Efendi" adı geçmeye başlayınca, kitap daha da çekici gelmeye başladı!..
Pazar akşamı okumaya başladığım kitabı bir türlü bırakamadım, sabaha karşı saat kaçta uyuyakaldığımı bilemiyorum? Pazartesi günü, bugünlerde Bozüyük'teki evinde olan Hacı Süleyman Efendi'nin torunu Faruk Bozüyük'ü aradım, kitabı anlattım; meğerse ağabeyi Süleyman Bozüyük aynı kitabı biraz önce ona da ulaştırmış... Ben bu sürükleyeci kitabı Pazartesi akşamı bitirdim ve bir Bozüyüklü olarak çok büyük tat alıp, gurur duydum!.. Ve kitabı bitirdiğimde dedim ki; "Bu kitabı bütün Bozüyük, Yatağan, Milâs, Bodrum, Datça, Marmaris, Fethiye ve hatta Çineliler mutlaka okumalı; şimdi üzerinde tepindiğimiz bu aziz toprakların ne şartlarda atalarımız tarafından kurtarılıp da, bugün bize nasıl bırakıldığını bir kere daha kendi gözleriyle şahit olmalılar!" dedim...
Kitapta adı geçen tarihi kişiler Bozüyüklü Hacı Süleyman Efendi, Muğla Belediye Başkanı Zorbazadelerin Ragıp, Bodrum Belediye Başkanı Resulzade Hacı Halil, Yahya Reis, yeğeni Kemal, 57. Alay Komutanı Şefik Bey, Hanımağa Naciye...
Osmanlının 624 yıl süren egemenliğinde hiç kavga etmeden, yıllarca dost yaşayan Rumlar ve Ermeniler, I. Dünya Savaşı sonrası İngiliz ve Yunan kışkırtmasıyla, bu toprakların esas sahibi biz Türklerin başına belâ olmuşlardı!.. 1919'da başlayan işgal sonrası dağlarda birçok eşkıyaları türedi, Türk insanını çıkmaz sokak ettiler!.. Hele o 'Medeniyet' dendiğinde mangalda kül bırakmayan emperyalist İngiliz soyguncuları var ya; Kuzey Afrika topraklarında esir ettikleri 150.000 Türk askerini kör ederek, elsiz ve ayaksız bırakarak, hiç bir işe yaramayacak şekilde, güya 'Barış' müjdesi olarak Anadolu'ya gönderdiler!.. Kurtuluş Savaşı sonrasında bile bizim tarihi zenginliklerimizi soymaya çalıştılar!.. İşte bu işgalci İngiliz-Fransız-Yunan soytarılarına en güzel cevabı, büyük şairimiz Mehmet Akif Ersoy veriyordu:
"Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım/ Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım!/ Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım/ Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım!..// Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar/ Benim iman dolu, göğsüm gibi serhaddim var/ Ulusun, korkma, nasıl böyle bir imanı boğar/ 'MEDENİYET' dediğin tek dişi kalmış canavar!.."
İşte bu gariban ülkeleri soyarak, kendi ülkelerinde keyif çatan güya 'Medeni' devletler var ya; bugünlerde ne yaptılar yine gördünüz mü? Dünyayı kasıp kavuran Coronavirüz salgını için kullanılacak aşıları toplayıp, kendi insanlarını öncelikle kurtarırken, 117 ülkenin bir tek bile aşı almasına müsaade etmediler!.. İşte bunların insanlığı da, medeniyeti de bu kadardır!..
Kurtarıcımız ve kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk, tam 95 yıl önce bunların ne mal olduklarını bildiği için, söylediği ve yazdığı her sözünde bizleri uyarmıştı!.. Kimseye güvenmeden, kimseye zarar vermeden ve muhtaç da olmadan; çalışarak, Türk olmakla hep övünerek, yurt içinde ve dışında barış içinde yaşamamızı öğütlemişti!.. İşte bu bahsettiğim kitap da, bütün bunların bir özeti gibiydi, mutlaka okuyunuz!.. Sakin KOŞAR...