ANAYASAMIZIN, "DEĞİŞTİRİLEMEZ İLK DÖRT MADDESİ !?"

 

      ANAYASAMIZIN, "DEĞİŞTİRİLEMEZ İLK DÖRT MADDESİ !?"

Son yıllarda esas amaçlarının ne olduğu artık belli olan bazı insanlar çıkıp, durduk yerde ortaya bir lâf atarak  geri çekiliyor, toplumun tepkisini dinlemeye başlıyor!.. İtirazlar gür bir sesle çıkınca da, hemen bu kasıtlı iddiaları ortaya atan zevat savunmaya geçip; "Sözlerim çarpıtıldı!.. Söylediklerim yanlış anlaşıldı!.. Konuşma bütünlüğünü bozup, aradan cımbızladıkları sözlerimi çarpıtıyorlar!.." şeklinde, artık 'Çocukça' bulduğumuz savunmalar yaparak, kendilerini daha da küçük düşürüyorlar!.. Ancak, elimizde 'sesli ve görüntülü' arşivler olduğunu unutup, sonuçta hep kendileri küçük düşüyor, siyasette sürekli irtifa kaybediyorlar!..

Bunun en son örneğini TBMM Başkanı sayın Numan Kurtulmuş'un, 'Anayasamızın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez' olan ilk dört maddesinden, 'Üçüncü Maddesi' itirazı ile yaşadık!.. Ne diyor bu üçüncü madde: "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe' dir. Bayrağı, şekli kanunla belirtilen beyaz ay yıldızlı al bayraktır!.. Milli Marşı 'İstiklâl Marşı'dır. Başkenti Ankara'dır" diyor...

Numan Bey ne demişti; "Devletin ülkesi ve milleti olmaz, bu madde değişmelidir" demişti... Halkın, basının, muhalefet partileri ve sosyal medyadan çok yoğun tepkiler gelince de hemen çark edip, sözlerinin yanlış anlaşıldığını söylemişti... Bu sefer de herkes arşivlerdeki görüntüsü ve kendi sesini her yerden duyurdular, bu tepkiler üzerine de sayın Cumhurbaşkanı çıkıp; "Bizim ilk dört maddeyle bir derdimiz yok!" açıklamasıyla, tartışmaları bitirmeye çalışmıştı... Ama ortada bir eksik vardı; her demokratik ülkede olduğu gibi, bu maddeleri ve anlamlarını en iyi şekilde bilmesi gereken, üstelik bunun üzerine de Meclis Kürsüsünde yemin etmiş bir TBMM Başkanı, artık o koltukta oturamazdı, hemen istifa etmesi gerekmez miydi?

Biliyor musunuz; 'Toplum Çalışmaları Enstitüsü' 19-22 Eylül 2024 tarihinde, 1514 kişi ile yaptığı bir araştırmada; "Sizce Ülkede En Güvenilmez Kurumlar Hangileridir?" sorusuna verdikleri yanıtlarda, en güvenilmezler şöyle sıralanmış: 1- Siyasi Partiler : % 25,3... 2- Diyanet İşleri Başkanlığı: % 18,8... 3- Yargı : % 18,4... 4- AKP : % 14,3... 5- TÜİK : % 8,7... 6- Muhalefet Partileri : % 7,2... Bana kalırsa dostlar TÜİK'in hakkını yemişler!.. Neden? Milyonlarca çalışan ve emeklinin maaşlarının, yıllarca düşük gösterdiği 'Enflasyon Rakamları' yüzünden, bugün bu emekçi ve emekli kesim açlıktan sürünür halde!.. Bence en güvenilmez kurum o olmalıydı, aziz halkımız yine 'seçmesini' becerememişti herhalde !? 

Bir de CHP Genel Başkanı sayın Özgür Özel'in, Yerel Seçimler sonrasında 'CHP'nin Birinci Parti Çıkması' sonucu, gazetecilerin kendisine; "Erken Seçime gidecek misiniz?" sorusuna karşılık; "Biz parti olarak Erken Seçime gitmeyi uygun bulmuyoruz, ama halkımız isterse bundan da çekinmeyiz!" dediği unutuldu gitti... Bir muhalefet partisinin nerede olursa olsun, seçimlerden 'Birinci Parti' olarak çıkması durumunda, hemen iktidara yüklenip, onu erken seçime sürükler!.. Bunun dışındaki her ihtimal, aklın ve mantığın dışındadır!.. Sayın Özgür Özel'in, seçim sonrası bu sözü neden söylediğini, üstelik de iktidar partisi ile 'Yumuşama' hatasına düşerek, seçim kaybetmiş iktidarı ziyaret ederek, onu daha yasal hale getirdiğini, kendisine oy verenlere açıklaması gerekmez mi? Bugüne kadar tek söylediği şuydu: "Benim söylediklerim beni bağlar, başarısız olursam bunun zararı sadece banadır, görevi bırakır giderim!" demekten ibaret sözler oldu... Ama bu yaptığı doğru mu? Bunun zararı hepimize değil midir? Onun için, o günkü sözlerine bir açıklık getirmesi, sizce de sebebini söylemesi gerekmiyor muydu!?

İşte size "Toplum Çalışmaları Enstitüsü" tarafından yapılan kamuoyu yoklamasının sonuçlarını aktardım, bu şartlarda bile, hâlâ oylarını yeterince arttıramayan 'Muhalefetin' neden başarısız olduğunu, şu rakamlara bir daha bakarak, yorumunu ona göre yapınız gari, olur mu benim aziz dostlarım...                    Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI