Bugün 30 Haziran 2025, günlerden Pazartesi... Son CHP Kurultayı, Yüksek Seçim Kurulu (YSK)' nun verdiği onaya rağmen, parti içinden çıkmış bazı işgüzarlar tarafından dava açılmış;"Bu son Kurultay'da delegelere para ve hatta apartman daireleri verildiği" iddiasıyla, son seçilen Yönetimin tasfiyesi isteniyor, eski Genel Başkan Bay Kemal de ellerini ovuşturarak, büyük bir iştahla eski koltuğuna geri döneceğinin hayalleriyle yanıp tutuşuyor!..
Dava sonucu ne olur bilemem; belki dava ertelenir... Belki yüce mahkeme YSK kararını sebep göstererek bu davayı reddeder!? Belki iktidar ve eskimiş CHP'lilerin istediği gibi karar çıkar, son yönetimi tasfiye eder, pek muhterem Bay Kemal'e, seçimde kesin olarak kaybettiği koltuğunu ona geri verir, kim bilir !? Bugün akşam zor olacak tabii, sadece bunu biliyoruz...
Efendim; tıpkı eski CHP Genel Başkanları sayın Hikmet Çetin, sayın Altan Öymen, sayın Murat Karayalçın gibi, bizler de Bay Kemal'i çok dürüst, disiplinli, parti geleneklerinden taviz vermeyen, ama görev yaptığı 13 yıl boyunca da, sürekli iktidara karşı bütün seçimleri kaybeden biri olarak biliyorduk... Ancak, kendisi gibi seçimi kaybetmiş eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, parti delegeleri Levent Çelik-Bahar Önal-Yılmaz Özkanat-Hatip Karaaslan'ın açtıkları "Kurultayın İptali Davasına" balıklama atlayıverdi!.. Bir defa olsun çıkıp da; "Hayır efendim, bu Kurultay'da öyle şeyler olmadı, ben seçimi büyük çoğunlukla kaybettim, yeni gelen yönetim böyle ucuz şeylerle suçlanamaz!" filân demedi... Aksine; "Ben göreve getirilsem ne olur sanki, daha önce 13 yıl bu görevi yapmadım mı?" diye bu suçlamaları adeta sahiplendi!.. Hatta, bizzat bu işin içinde olduğunu kabullendi!..
Sizleri bilemem, ama ben artık bu Kemal Kılıçdaroğlu'nun bizim zannettiğimiz gibi dürüst, ilkeli, disiplinli, aklı başında biri olduğu kanaatimi değiştirdim!.. Tam da son yönetimin CHP'yi birinci parti yaptığı, iktidara yürüdükleri bir sırada şu sözlerine ve sadece iktidara yarayacak şu yaptıklarına bakınca; "Bu adam ve 'Altılı Masayı Devirenler' bir projeymiş meğer, hepsi iktidarın lehine işler yapıyorlarmış" diyenlere hak vermeye başladım dostlar!..
Bay Kemal yönetimindeki CHP zamanında, olmadık işler yapıldı, bazı hukuksuzluklara ses çıkarılmadı, ciddiyetle uğraşılıp, mitinglerle halk desteği de aranmadı!.. Her olumsuzluğu kabullene kabullene, işte ülke bu hale geldi!.. Örneğin; Sayın Bahçeli'nin önerilerine uyup, Ekmeleddin İhsanoğlu gibi birini Cumhurbaşkanı adayı gösterip, seçim kaybetmeleri... Üç milyona yakın 'Mühürsüz Zarflardaki Oyları' kabullenmeleri... Son seçimde, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın Cumhurbaşkanı adayı olmaları halinde kesin seçim kazanacakları belli olmuşken, bizzat kendisi 'Ben Adayım' diye diretip, son seçimi de kaybetmesi gibi, daha sayılamayacak kadar hataları bu adam yapmadı mı?
Sürekli oturduğu Genel merkeze kim giderse, bunlara 'Milletvekili ve Belediye Başkanlığı Adaylığı' sözü vermişti, bu sözlerinin çoğunu da tutmamıştı... Bunlardan birkaçına da bizzat ben ve bazı arkadaşlarım da şahittir!.. Gerçekten dürüst ve ilkeli adam, ya bu tutamayacağı sözleri vermez, ya da verdiği sözleri tutan adamdır!.. Bay Kemal; 'Gelen ağam, giden paşam!' diyen ve hiç de itibarı olmayan insanlardan biriymiş meğer!.. Ülkede hukuk ve adalet yok diye, Ankara'dan İstanbul'a kadar yaya olarak; "Hak-Hukuk-Adalet" diye yürüyen o değil miydi? Madem ülkede adalet yok idiyse; şimdi kendi işine geliyor diye, yeni CHP Yöneticilerine ne hakla çıkıp da; "Hukuk ve Adalet ne diyorsa, o !.. İmamoğlu için miting yapacağınıza, mahkeme kararlarının sonucunu bekleyin" diyen de o değil mi? Artık bu adamın nesine ve hangi sözüne güvenelim bizler !?
Bu yazı 30 Haziran günü yazıldı, bugün gerçekten çok zor akşamı edeceğiz, bakalım bu dava sonucu nasıl çıkacak!? Sürekli ellerini ovuşturup duran Bay Kemal de dahil olmak üzere, biraz daha bekleyip, sonucu göreceğiz inşallah!.. Sakin KOŞAR...