Almanya Başbakanı 19 Ekim 2024 tarihinde ülkemize geldi, sayın Cumhurbaşkanı ve yetkililerle görüştü... Burnu havada Almanya Başbakanı, eğer bizden önemli bir çıkarı olmasa, buraya adımını bile atmazdı!.. Toplantılar sonrasında anlaşıldı ki, mesele yine "Mülteciler" imiş !..
Artık bıktığımız ve gına geldiğimiz bu Mülteciler konusunda sayın Cumhurbaşkanı yine şöyle dedi: "Suriye'den bize ilk etapta 4 milyon civarında mülteci geldi. 3,5 milyon mülteci şu an ülkemizde. Sayın Merkel döneminde beraber görüşerek bu süreci çalıştırdık. Kapımız onlara hep açık olmuştur ve şu anda da açıktır. Orta Doğu'dan, Lübnan'dan ülkemize gelen olursa biz kapımızı onlara açık tuttuk. Lübnan'da Türkmenler de var. Kapımız açık..."
Ülkede 22 yıldır iktidar olan AKP Genel Başkanı ve sayın Cumhurbaşkanı'nın, bu ülkede uzun zamandır bir 'Konut Sorunu' olduğunu bilmez mi? Bu yüzden çok yükselen 'Kiralar' yüzünden, uzun zamandır "Ev Sahibi - Kiracı" kavgalarının ayyuka çıktığını, kira kavgaları yüzünden birbirlerini öldürenler bile olduğunu, bu yüzden kendilerinin defalarca 'Kira Genelgesi' yayınlamak zorunda kaldıklarını ne çabuk unuttular!?
Suriye'de iç savaş 2011 yılının Nisan ayında patlak verdi, o tarihten itibaren bu iç savaşta kalıp da vatanlarını savunacakları yerde, en yakın sınır komşusu olarak bizim vatanımıza kaçmaya başladılar!.. Bizdeki AKP iktidarı da bunlara yeşil ışık yakınca, bugüne kadar kimine göre 10 Milyon, kimine göre de 4 Milyon Suriyeli mülteci, buralara babalarının çiftliğiymiş gibi gelip, yerleştiler!.. Birçok İlimizde Arapça tabelâlarla dükkânlar açtılar, kendi insanlarımız işsiz iken, bunlar çeşitli iş yerlerine 'Ucuz-Sigortasız-Sendikasız İşçiler' olarak girdiler, bu da patronların çok işine yaradı, ama ülkenin ekonomisini de altüst ettiler!..
Sorun sadece bu olsa gene iyiydi!.. Bu Suriyeli, Ukraynalı, Afganlı, Iraklı, Somalili mültecilerin aşırı akını yüzünden, kiralık ev kalmadı, hatta yıllardır kimselerin kullanmadığı 'metruk evler' bile bunlarla doldu taştı!.. Sokaklarımızda asayiş bozuldu, 'uyuşturucu' satışı ve kullanımı aşırı şekilde artmaya başladı, bunları kullanım yaşı '10. Yaşlara' kadar düştü !.. Bu ülkede doğup-büyüyen, bu vatan için askerliğini yapıp, bu ülke devletine vergisini veren kendi vatandaşlarımız hastanelerden randevu sırası alamazken, bu mülteciler hem ücretsiz ve hem de sırasız olarak bizim sağlık kuruluşlarından 'beleşe' sağlık hizmeti aldılar!.. Neydi bu Allah aşkına, ne gibi bir borcumuz vardı bizim bu insanlara yahu !? Bizim kendi T.C. vatandaşlarımız, kendi ülkelerinde 'İkinci Sınıf Vatandaş' durumuna düştüler, yeter artık!..
Atalarımız, dedelerimiz, bu aziz vatan topraklarında, ipini koparıp da gelen 'Mülteciler' rahat etsinler, burada beleşe yerleşsinler diye mi yıllarca 'İşgalcilerle' savaşıp, kimisi bunun için mi şehit oldu, gazi oldu, bunlar için mi sakat kaldılar !? Bana ne elin Suriyelisinden, Afganlısından, Iraklısından kardeşim; bu vatan bizim, biz savunduk, bu ülkeyi biz kurduk, burada yaşama hakkı da sadece biz Türklere aittir, işte o kadar!..
Angela Merkel'den sonra, 2021'de Almanya Başbakanı olan 'Olaf Scholz' niye buraya kadar geldi? Ülkesini bu Mültecilerden uzak tutup, bunları bizim elimizde tutup, avutmamız karşılığında yine 'Bir Avuç EURO' vermeyi teklif etmiştir herhalde, değil mi? Biz Avrupa'nın bostan bekçisi miyiz? Niye biz? Neden bu işi İran, Mısır, Suudi Arabiyya yapmıyor? Neden hep bizimkiler çıkıp da, bunca olumsuz gelişmelere rağmen hâlâ; "Mültecilere her zaman kapımız açık" diyebiliyorlar!? Bu konuda tüm Muhalefet Partileri neden tek yumruk olmuyor, niye topluca bu işe karşı çıkmıyorlar!?
Böyle bir ortamda bile oylarını bir türlü arttıramayan muhalefet partileri oturup da biraz düşünsünler artık; "Bu dağınık halinizle, bu ortamda bile, bir tek çözüm yolu üretemeyen sizlere, bu aziz halkımız niye oy versinler ki !?" Sakin KOŞAR...