Evet, Güney komşumuz Suriye'de 61 yıllık 'Baas Partisi' zihniyeti ve 53 yıllık 'Esad Ailesi' hükümranlığı çöktü, son diktatörleri Beşar Esad da ailesiyle birlikte Rusya Başkenti Moskova'ya tüydü ama, son yılların en zengin ve en hırsız 'Mültecisi' olarak dışarı tüydü!.. Gözümüzle görmedik ama, söylenen ve yazılanlara göre bu Hırsız Esad Ailesi Rusya'ya kaçarken tam "135 Milyar Dolar" para, en pahalı ziynet eşyaları, çocuklarının en lüks arabalarını oraya önceden naklettikleri ve Moskova'da toplamda 19 tane 'Daire ve Bahçeli Konut' sahibi oldukları söyleniyor!..
Şu küçücük ülke Suriye halkının tasarruflarının, bu diktatör ve hırsız yöneticileri tarafından nasıl çalındığını, nasıl Rusya'ya nakledildiğini gördünüz mü!? Peki, bu 'Esad Ailesi' bunları yaparken, bu hırsızların yaptıkları soygunu Rusya Lideri Vladimir Putin bilmiyor muydu!? Bu zavallı ülke halkının zenginliklerini, -dolaylı da olsa- Putin de dahil değil midir!? Şu BM ve Uluslararası Mahkemeler bir kere olsun işe yarasalar da, bunların hesaplarını bu muhataplardan niye sormazlar!? Bir kere daha görüldü ki; Ortadoğu insanının ruhunda 'Yağmacılık' var, fırsatını buldukça da Devlet Başkanı da, onun halkı da gereğini hemen yapıyorlar işte!..
Şimdi Suriye'de yönetimi devraldığı söylenen HTŞ (Heyet-i Tahriri'ş Şam) terör örgütü, yeni hükümetin Başbakanını ve Bakanlarını açıklamaya başladı!.. Maşallah, hepsi de Şeriat düşüncesinin en önde gelenleri olan isimlerdi!.. Hani bunların ilk açıklamalarında, ülkeye hemen demokrasi ve özgürlük getireceklerini söylüyorlardı ya!? Hepsinin de düzenbaz sürüsü kişiler olduğu birkaç günde nasıl da ortaya çıkıverdi işte!.. Bunlar kendi başlarına iş mi yaparlar zati; ABD ve İsrail ne derse onu yapacakları kabak gibi ortaya çıkıverdi bakınız!..
Şeriat demek; "Kur'an'daki âyetlere, Hz. Muhammed'in sözlerine dayanan İslâm Kanunu, İslâm Hukuku" demektir. (TDK Sözlüğü-Sayfa-1861...) Bu rejimin nasıl bir şey olduğunu, insanların nasıl yönetildiğini öğrenmek için Suudi Arabiyya, İran, BAE ve özellikle son yıllarda 'Afganistan'a bir bakmak yeterlidir!.. Orada çağdaş yaşam, çağdaş hukuk, özgürlük ve demokrasi filân asla yoktur, işin özünde bir 'Erkek Egemenliği, Kadın Zulmü' vardır!.. Her şey bu ülkelerin uygulamalarında apaçık görüldüğü halde, hâlâ bu '21. Yüzyıl İnsanı' dediğimiz çağımızın insanları, neden bunların arkalarından giderler, bunu anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz !?
Hani bizim çokbilmiş 'yandaş gazetecilerimize' göre, Esad Ailesi Suriye'den kaçınca her şey yoluna girecek, Suriyeli mültecilerin hepsi de hemen ülkelerine dönecekler, boşalan evlerden ötürü kiralar ve konut fiyatları hemen ucuzlayacak, enflasyon düşecek, biz de artık eski rahatlığımıza yeniden kavuşacaktık ya!? Buradaki beleş yaşama alışan Suriyelilerin kafası çalışanları niye oraya dönsünler ki!? Kötü Esad gitti de, yerine gelen HTŞ çok mu İyi sanki !? Ben size söyleyeyim; burada da bir baltaya sap olamayan Suriyelilerden bazıları gidecek, çoğunluğu buralarda yine kalacak, üstelik Avrupa'nın gönderecekleri de bizim başımıza belâ olacak, bizim sıkıntılarımız yine tam gaz devam edecektir, yakında hepiniz göreceksiniz!.. HTŞ hükümet kurmaya uğraşırken, bugün bir haber geldi, İsrail ordusu tanklarla Güneyden Suriye sınırına girmiş, Şam'a 20 kilometre yaklaşmış bile!.. En az üç parçaya bölünmesi beklenen böyle bir Suriye'ye mülteciler geri dönerler mi hiç, enayi mi bunlar!? İnanmayanlar da, bekleyip görecekler nasılsa; 'Halep oradaysa, arşın da burada' eyy aziz dostlar!..
Neyse... Yazımızı bir fıkrayla bitirelim bari: Bizim Temel turistik bir İlçede aylak aylak dolaşırken, bir lokanta önünde; "Bulaşıkçı Aranıyor!" ilânını görmüş... Hemen içeri koşup, patrona; "Ben Temal, ha purada çalışmak isteyirum!" demiş...
Patron Temel'e aşağıdan yukarı bakıp; "Tamam da, sen kaç yabancı dil biliyorsun bakayım?" deyince, Temel hiç duraksamadan; "Haçan ben tam 14 dil bileyirum da!.." demiş... Bu yanıta şaşıran patron, sonra da sinirlenmiş; "Ulan sen benimle alay mı ediyorsun, bunca dil bilen adam bulaşıkçılık yapar mı!?" deyince, Temel gayet sakin şekilde; "Valla önce sen başlattın daa, bunca dil bilen niye puraya gelsindi ki!?" deyip, çekip gitmiş... Sakin KOŞAR...