Bingöl'de İl Müftülüğüne bağlı Kur'an Kurslarında hafızlığını tamamlamış 26'sı Kız, 18'i Erkek öğrenci olmak üzere, 44 öğrenci için bir 'İcazet Töreni' düzenlenmiş... Törende mezun olan kızlar 'peçe ve tac' takmış, erkekler de sarık ve entari giymiş, Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta da bu Anayasamızın Laiklik İlkesine aykırı törene katılmış...
Tören sonrasında kıyasıya eleştirilen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve bunlar için, bakın kimler, neler demişler:
---Burhanettin Bulut (CHP Milletvekili): "Şerefli tarihimizi; 'Keşke Yunan galip gelseydi' diyen Fesli Kadir'den öğrendikleri iyice belli oluyor!.."
---Gül Çiftçi (CHP) : "Bu zihniyetteki bir MEB' nın çocuklarımıza sunacağı herhangi yeni bir katkı yoktur!.."
---Ali Mahir Başarır (CHP) : "Okullarda temizlik yok, hijyen yok, öğrencilere yemek yok, Bakan bey nelerle uğraşıyor !?"
---Deniz Yücel (CHP) : "Her yerde yalan söylemeyi bırak da, sevdalısı olduğun Tarikatlarla ilgilen sen!.."
---Hüsnü Bozkurt (ADD Başkanı) : "İddianı hemen kanıtla, ahıra çevrilmiş bir tek cami göster bize!.."
---Türkiye Laiklik Meclisi: "Yusuf Tekin, Laiklik ve Cumhuriyet düşmanlığını ilân etti!.."
---Ümit Özdağ (Zafer Partisi Lideri) : "Bu Yusuf Tekin benim öğrencimmiş; hadi oradan, otur, aldığın not SIFIR!.."
18 Kasım 2024 tarihli ülke gazetelerinin aklı başında olanları; "MEB Yusuf Tekin Sınırı Aştı, Kulaktan Dolma Tarih Bilgileriyle Laikliğe Saldırdı!" şeklinde manşetlerle çıktılar!.. Unvanı 'Prof. Dr.' olan bu kişi, gerçekten bu mertebeye nasıl gelmiş, bu haliyle o unvanları nasıl kazanmış, söylediği bu sözlerden sonra hâlâ o koltukta nasıl oturabiliyor, insanın aklı almıyor doğrusu!? Yusuf Tekin'in hocası olan Ümit Özdağ da, böyle bir öğrenciyi mezun ettiği için pişmanlığını dile getiriyordu... İşin bir başka önemli boyutu da var tabii: "Bu adamı oraya kim ve ne amaçla atadı, bütün bu olanlardan sonra, neden hâlâ orada ısrarla tutuyor!?"
Dikkat ederseniz, son yıllarda bu tür olaylar ve adeta şeriatla yönetilen Afganistan'daki görüntüleri andıran fotoğrafların sonu ne zaman gelecek? Bir Cumhuriyet, Hukuk Devleti ve Laiklikle yönetilen, Anayasamızın kesin hükümleri belli iken, bu tür görüntülerin sahiplerine, buna sebep olanlara ne zaman "Yeter artık, DUR!" denilecek !? Son yıllarda Müslüman ülkelerden kaçan milyonlarca insanın, neden ısrarla Avrupa'nın 'Hıristiyan Ülkelerine' gitmek için, neden canhıraş çabalar sarf ediyorlar, bunu bize birileri açıklasalar ya !?
Ya şu Ankara-Çayırhan Termik Santralı satışı neyin nesi !? Değeri '2 Milyar TL' olarak belirlen bu santralin de bir Yandaş'a gideceği söylentileri var!? Bakın size bu termik santral hakkında bazı bilgiler vereyim: Santral 1994 yılında kuruldu ve maliyeti '17 Milyar TL' idi... Yılda yaptığı kâr '3,5 Milyar TL' imiş... Bu santrale ait tam '5 Milyon M2' maden sahası, '800 Adet, İkamet Edilen Lojmanı' var, tahminen de '131 Milyon Ton' kömür rezervi bulunuyormuş!.. Santralin satılacağı '2 Milyar TL' ücretin içinde hep bunlar da varmış!.. Ancaaakk... Bu 2 Milyar TL de peşin değil, sadece % 20'si peşin ve 6 taksitte ödenecekmiş, iyi mi? Bu şartlarda böyle bir yeri insanın babası bile bu şartlarda böyle kıyak çekemez, sizce de öyle değil mi?
Bunun adına asla 'Özelleştirme' denilemez, olsa olsa buna "Yağma Hasan'ın Böreği!" veya "Peşkeş, Yağma!.." denilebilir!? Yine görüyor musunuz başımıza gelenleri ve daha gelecekleri dostlar!? Haydi, işte şimdi hep beraber sayın Fatih Erkoç'un; "Oynatmaya az kaldı/ Doktorum nerde!?" şarkısını rahatça söyleyebiliriz gari... Sakin KOŞAR...