BİR EMEKLİNİN 'TÜİK' UZMANLARINA SİTEMİ !?

Daha önce ilk olarak 1962 yılında Başbakanlığa bağlı olarak "Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE)" olan bu kuruluş; 2005 yılında AKP iktidarı zamanında çıkarılan '5429 Sayılı Kanun' ile adı değiştirildi, "Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)" olarak Maliye Bakanlığı'na bağlandı... Görevi de şöyle özetlendi: "Devletin ihtiyaç duyduğu alanlarda, veri ve bilgilerin derlenmesi, gerekli istatistiklerin üretilmesini, basın ve yayın yoluyla bunların dağıtılmasını sağlar!.." Bu kuruluşta devlet kadrosunda liyakatli ekonomistler, hesap uzmanları çalışır, maaşlarını da halkın verdiği vergilerden oluşan bütçeden alırlar...

Son yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı... gibi, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) de sürekli eleştirilerin hedefinde olmaya başladı!.. Bunun tek sebebi de, her 'Memur-Emekli-İşçi' maaşlarının tam hesaplanacağı sırada, devletin sadece TÜİK verilerine göre zam yapması sebebiyle, ülkenin bağımsız diğer 'İstatistik Kuruluşları' olan "ENAG ve İTO" enflasyon verilerinden hep çok düşük, hatta onların verdikleri aylık ve yıllık oranların hep 'Yarısı Kadar' rakamlar açıklamaya başlamaları, sürekli maaşların kısa sürede eriyip gitmesi sebep oldu!..

Bu tür eleştirilerin doruğa çıkması sonucu, geçtiğimiz yıllarda CHP Genel Başkanı olan sayın Kemal Kılıçdaroğlu, TÜİK kapısına dayandı, zincirlenmiş kapılardan içeri alınmadı ama, basın önünde ağzına gelen eleştirileri yapmış, günlerce haberlere konu olmuştu, hatırladınız mı? DİSK Genel Başkanı sayın Arzu Çerkezoğlu da, yeni açıklanan 'Nisan-2024' enflasyon rakamlarını çok düşük açıklayan TÜİK'in kapısına 03 Mayıs 2024 günü gitti, basın önünde TÜİK'e demediğini bırakmadı: "...Sizler her enflasyon açıklamanızda biz emekçilerin fakir sofralarından bir dilim ekmeğimizi çalıyorsunuz, yeter artık sizden çektiğimiz" dedi... Ama oradakiler, hep bildikleri duayı okumaya aynen devam ettiler, iyi mi?

Eyyy TÜİK, şimdi esas mevzumuza gelelim: Sizin gibi bir devlet kuruluşu olan Diyanet İşleri Başkanlığı, bu yıl kesilecek ve bağışlanacak kurban rakamlarını açıkladı, siz bunu duydunuz mu acaba? Duymadıysanız eğer, ben size tam 'Dört Yıllık' olarak yurt içi Diyanet'e kurban bağışı rakamlarını vereyim: 2021 yılındaki kurbanlık bağışı rakamı = 1.125 TL... 2022 yılında = 2.250 TL... (Tam iki katı.)  2023 yılında = 7.950 TL... (Üç katından fazla!..)  Veee 2024 yılındaki rakam = 11.750 TL... Şu rakamları görüyor musunuz eyy TÜİK uzmanları !? Hani sizin çıkardığınız ve memura-emekliye-işçiye zam olarak verilen % 38'lik, % 47'lik yıllık enflasyon rakamları nerede!? Bir kurbanlık fiyatı bile hep 'yüzde/ yüzün' üzerinde artarak bugünlere gelmiş!.. Sizler Diyanet kadar hesap-kitap yapamıyor musunuz, ha!? Yıllardır çok fazla haklarımızı yediniz, çoookkk!..

Maaş zamları öncesi hep aynı filmi izledikçe düşünür; "Yahu, bu TÜİK uzmanlarının hiç emekli-memur-işçi yakınları yok mu? Üniversitede ekonomi okuyan çocukları yok mu? Hiç sohbet ettikleri eşi-dostu-akrabası bunlara sormuyor mu; 'Siz bu rakamları nereden buluyorsunuz, hangi marketlerden bunları alıyorsunuz, biz de oraya koşalım kardeşim!?' filân demiyorlar mı bunlara!?" diye kendi kendime sorar dururum!.. Bunlarla birlikte, hep iki katı rakamlar açıklayan ENAG ve İTO enflasyon rakamlarını görünce, biraz yüzleri kızarıyor mu acaba? Akşam olup da, başlarını yastığa koyunca, gayet rahat şekilde, sanki hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yapmamışlar gibi, rahat ve huzur içinde uyuyabiliyorlar mı ki? Milyonlarca insanın hakkını, rızkını rakamlarla gasp etmek, insanda ne gibi bir ruh hali oluşturur acaba? Bir bilen varsa eğer, bana da anlatsa diyorum...

---Vurdumduymaz bir adamın evi yanıyormuş, komşusu hemen kahvede oturan adama koşup: "Koş efendi, evin yanıyor, evin!.." diye bağırmış... Adam çayını yudumlayıp, omzunu silkerek; "Bana ne yahu komşu, evin bütün işlerine karım bakar, bana ne yanıyorsa!.." demiş, adamın karşısında komşusu donup kalmış...                     Sakin KOŞAR...                 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI