BURANIN HALKI GÖZDEN Mİ ÇIKARILDI !?
Ben bu yazıyı yazarken; kimseyi suçlamak, kimseye görevini öğretmek, hiç kimseyi hedef göstermek için yazmıyorum!.. Ben bu yazıyı; 26 05 2015 tarihinde güncellenen 'Anayasamızın 56'ncı Maddesi'nin gerekleri doğrultusunda; bu devlet için askerliğini yapmış, bu devlete 27 yıl eğitim alanında hizmet vererek emekli olmuş, devletine hâlâ vergisini veren bir vatandaş olarak, şimdi de emeklilik yaşamında sağlıklı bir çevrede, devletimizin bize sağlamak zorunda olduğu sağlık koşullarında sorunsuz olarak yaşamak için yazıyorum!..
Öncelikle Yatağan İlçemiz merkez ve yakın çevre mahallelerinde oturan 55 Bin civarındaki, okuma-yazma bilen 7'den 77'ye her Yatağanlının, şimdi yazacağım "Anayasamızın 56'ncı Maddesi"ni okuyup, iyice anlayarak ezberlemelerini istirham ediyorum!..
'T.C. Anayasası Madde - 56' şöyle yazıyor: "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek, Devletin ve Vatandaşların ödevidir. Devlet herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama, insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi arttırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla, sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp, hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimdeki sağlık ve sosyal kurumlardan yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için, kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir."
Hepimizin mutlaka ve her koşulda uymamız gereken "T.C. Anayasası, Madde - 56" aynen böyle diyor!.. Şimdi ben de bu maddeye dayanarak soruyorum: Yatağan İlçemizdeki Termik Santrali bacaları; her sabah kalktığımızda, çevremizi göremeyeceğimiz kadar etrafa duman salmış halde gözüküyor!.. Baca filtrelerinin çalıştırılma zorunluluğu olduğunu bildiğimiz bu Santral, gece boyunca bu dumanı filtreden geçirmeden mi havaya salıyor!? Bu durum Anayasamız ve mevcut işletme yasalarımıza göre suç değil mi!? Günlerdir bu konuda bir araştırma-soruşturma yapıldıysa, bu durum kamuoyuna duyurulmak zorunda değil mi!? Neden tüm İdari ve Çevre Sağlığı yetkililerimizden bu açıklamaları duyamıyoruz!?
Anayasal hakları olan bir vatandaş olarak yine soruyorum: "İnsanlarımız için elektrik üretirken, sağlığını yok ettiğimiz buradaki insanlar, bu enerji uğruna heba edilmek zorundalar mı!? Sağlık Bakanlığımızın her yıl broşür bastırıp, her hastaneye astığı bu afişlerde hep; "Önce İnsan, Önce Sağlık!" sloganını yazıyor değil mi? Siz hiçbir yerde; "Önce Enerji, Sonra İnsan Sağlığı!" diye bir afişe rastlardınız mı? Böyle bir afiş, Anayasal haklarımıza uyar mı!?
Uzun lâfın kısası; eğer bu ülkede Anayasamız ve İşletme Yasalarımız hâlâ yürürlükte ise eğer, derhal bu her sabah gördüğümüz korkunç çevre kirliliğinin sebebi araştırılıp, sebep olanların derhal ortaya çıkartılarak, gerekli yasal yaptırımların uygulanmasını beklemekteyiz!.. 74. yaşına gelmiş benim gibi emekliler, açık havaya çıkıp da, temiz hava teneffüs edemeyecekler mi? Devletimiz bize bunu sağlamak zorunda değil mi? Yatağan halkı olarak, en kısa zamanda kamuoyuna tatmin edici açıklamalarını bekliyoruz. Aynı konuda Sivil Toplum Kuruluşlarımızdan da, bu son derece hayati konu hakkında daha fazla mesailer temenni ediyoruz!..
Bugünkü yazımızı da Orhan Veli'nin "Güneş" adlı şiirinden alıntılarla bitirelim:
"Ah, aydınlıklardan uzaktayım/ Kafamda o dağılmayan sükûn/ Ölmedim, lâkin yaşamaktayım/ Dinle bak, vurmada nabzı ruhun!..// Yarasalar duyurmada bana/ Kanatlarının ihtizazını/ Şimdi hep korkular benden yana/ Bekliyor sular, açmış ağzını!..// Ah, aydınlıklardan uzaktayım/ Kafamda o dağılmayan sükûn/ Ölmedim, lâkin yaşamaktayım/ Dinle bak, vurmada nabzı ruhun!..// Siyah ufukların arkasında/ Seslerle çiçeklenmede bahar/ Ve muhayyilemin havasında/ En güzel zamanın renkleri var!.." Sakin KOŞAR.