ÇALIŞMA SAATLERİ '40 SAATE' DÜŞECEKMİŞ (KİH KİH KİİHHH) !..

 

       ÇALIŞMA SAATLERİ '40 SAATE' DÜŞECEKMİŞ (KİH KİH KİİHHH) !..

Ağustos ayının son günlerinde sosyal medyadaki habere bir sevinç bir sevinç vardı ki, sormayın gitsin!.. Sizleri bilemem, ama bizler 22 yıldır sütten ağzımız yandığı içün, buzdolabından çıkan yoğurdu bile üfleyerek yemeye alıştık ya!? Çalışma saatlerinin haftalık 40 saate düşeceği iddiasını da pek ciddiye almadık, bu işi bir araştıralım dedik!.. Öyle ya; "ortada ne seçim, ne düğün ne de bayram var, durduk yerde iktidar büyüklerimiz bizi niye öpsün ki?" sorusunun yanıtını arayıp durduk...

Kısa bir araştırmamız sonucunda gördük ki; TİP Genel Başkanı sayın Erkan Baş ve arkadaşları Meclis'e bir 'Yasa Teklifi' sunmuşlar, demişler ki; "4857 Sayılı İş Kanunu'nda bir değişiklik yapalım, bazı mesleklerde 45 ve 48 saat olan haftalık çalışma saatlerini 40 saate düşürelim, hafta sonu tatilleri de artık bundan böyle iki tam gün, yani 48 saat olsun; bazı mesleklerde de 'Uzaktan, Kısmî veya Platform' gibi, yeni nesil esnek çalışma modelleri getirilsin" demişler...

Tamam, teklif çağımız insanları için çok yerinde ve güzel de, bu yasa teklifini veren partinin milletvekili sayısı kaç? Seçimde 4 tane Vekil çıkardılar, Meclis'te Can Atlay'ın vekilliğini düşürdüler, şimdi geriye Erkan Baş, Ahmet Şık ve Sera Kadıgil olmak üzere üç tane Vekilleri kaldı... Bunlar ve diğer 'gerçek muhalefet' partileri de bir olsalar bile, yasa çıkarmaya sayıları yetmiyor, AKP ve MHP oylarıyla bir çırpıda yine reddedileceğinden adımız gibi eminiz!..

Ancaaakk... Bu verilen kanun teklifi, iktidar tarafından en sonunda reddedilecek olması kesin olsa da; şimdilerde ellerini ovuşturarak, içlerinden kıs kıs gülerek ve Erkan Baş'a yürekten şükranlarını sunarak; hiç gıklarını bile çıkarmıyorlar!.. Neden? E canım, şu günlerde zati halkı başka şeylerle meşgul edecek, enflasyonun-pahalılığın-işsizliğin toplumda konuşulmasını engelleyecek 'Sunî Gündemler' yaratmakta çok zorlanıyorlardı, bu konu imdatlarına yetişmiş oldu, çaktınız mı köfteyi? Göreceksiniz, bütün insanlarımızı ilgilendiren bu konu tartışılsın, aman 'bize dokunmasınlar' diye, bu haftalık çalışma saatlerinin yasa teklifine hiç karışmayacak, aleyhinde hiçbir itirazda bulunmayacak, bizim bir bardak suda kopardığımız fırtınayı, 'en uygun yerleriyle' de gülerek sessizce izleyecek, bazen de içlerinden seçilen birileri 'aynı fikirde olduklarını' beyan ederek bize umutlar verecek, işleri bitince de bir kararla yasa teklifini reddedip geçecekler, bunu yazın bir tarafa, bakın göreceksiniz!..

Şu sıralarda bizim esas konuşup-tartışmamız ve hiç gündemden düşürmeyeceğimiz daha önemli konular var: "Gıda pahalılığı, faizlerin yüksekliği, kredi kartı borçlarına yağmur gibi gelen icralar, geçen yıla göre üçe katlanmış okul masrafları, ev sahiplerinin tavandan istedikleri ev kiraları, aşırı artan kadına şiddet, orman yangınları, susuzluk, tarlada kalan ürünler..." gibi... Bu konuların yanında 'Haftalık Çalışma Saatleri' konusu gerçekten çok lüks bir konu olarak kalıyor!.. Ama muhalefet partilerinin yaptıkları bu taktik hataları, iktidarın ekmeğine yağ sürüyor, böyle abes konuların üzerine hemen balıklama atlayıp, ekonomiyi ve geçim sıkıntılarını unutturmayı amaçlıyorlar!.. Ancak, aç mideler, borçlu aileler, çaresiz öğrencilerin dertleri ferman dinlemiyor, iktidar partisi günden güne, tıpkı güneşte kalmış buz parçası gibi eriyor, gerçek muhalefet partilerinin oyları artıyor!.. 'Her çıkışın bir inişi vardır' derler ya, artık bunlar da 22 yıllık çıkışın, şu anda 'İniş' bölümünü yaşıyorlar!.. Tıpkı DP, AP, ANAP, DYP, DSP gibi...

Konumuzu, Orhan Veli'nin 1939'da yazdığı 'Hayat Böyle Zaten' şiiriyle bitirelim:

"Bu evin bir köpeği vardı/ Kıvır kıvırdı, adı Çinçon'du, öldü!../ Bir de kedisi vardı; Maviş/ Kayboldu!../ Evin kızı gelin oldu/ Küçük Bey sınıfı geçti/ Daha böyle acı-tatlı/ Neler oldu bir yıl içinde?/ Oldu ya, olanların hepsi böyle/ Hayat böyle zaten!.."             Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI