Daha Neler Görüp de Yaşayacağız Bakalım !?

 

               Daha Neler Görüp de Yaşayacağız Bakalım !?

"Hürriyet'in Basıldığı Gece" başlıklı  21 Malıs 2021 tarihli yazısında Gazeteci İsmail Saymaz şöyle anlatıyordu: "...6 ve 8 Eylül 2015 tarihindeki Hürriyet baskını için, suç örgütü lideri Sedat Peker, 20 Mayıs tarihli 6'ncı videosunda, Hürriyet'in yeni sahibi Demirören'e şöyle diyordu: 'Sizin gazetenizi bir AKP'li milletvekilinin ricası üzerine ben bastırttım!.. Milletvekilinin ismini söylemeyeyim, ayıp olur... Savcılar; aha delil, ikrar, ben yaptım!.. Aydın Doğan yaşlı adam, bir taraftan ölüm korkusu sardı, bir taraftan devam eden mahkemeler, çocuklarına dert kalmasın diye bıraktı!.. Hoop, senin oturduğun koltukta benim emeğim var ulan!.. Senin soyadın Demirören değil, Pamukören be!..' dedi...Evet, bu bir suç ikrarıdır" diyordu...

Peki, Hürriyet'e saldıran tam 26 saldırgandan kaç kişi ceza aldı? Sadece bir sanığa 'mala zarar vermekten' 2 Bin TL para cezası, konut dokunulmazlığını ihlâlden de, 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi, ama hükmün açıklanması ertelendi, iyi mi?

20 Mayıs günü Meclis'te, eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın Yüce Divan'da yargılanması için bir oylama vardı, yine AKP ve MHP oylarıyla reddedildi!.. Peki, bu Bakan durduk yere mi suçlanmıştı? Kendi şirketinden, kendi Bakanlığına üç kata yakın fazla fiyatla dezenfektan sattığı belgelenmedi mi? Bakan olmazdan 20 ay evvel, bu aynı kişi hakkında Gümrükler Genel Müdürlüğü'ne resmi yazı ile; "Bu şahıs birilerinin ismini kullanarak gümrüksüz mal ithal edebilir, dikkatli olunuz" denildiği, şirketi için ÖTV'yi düşürdüğü belirlenmedi mi!? Bakan olduğunda, şirketine denetime gelenleri görev yerlerinden sürdüğü belgelenmedi mi!?

Bunca kanıt ve suçlamaya rağmen, Meclis'te bu kişinin soruşturulması ve yargılanmasını engellemek için oy kullanan milletvekilleri, yarın seçim bölgelerine hangi yüzle gidip de, dürüst ve devlete vergisini veren halkımızdan yine nasıl oy isteyecekler acaba!? Daha da ilginci, bunu soran vatandaşlara hangi haklı gerekçeleri yumurtlayacaklar!?

Ertesi günkü yandaş medya gazete ve TV'lerine bakıyoruz, hiç birisinden tık yok!.. Yahu sizler nasıl gazetecilersiniz, nasıl habercilersiniz!? Aynı sizler, İBB Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu; "Bir türbede elleri arkasında bağlı olarak gezdi!" diye ortalığı yıkıp, günlerce saygısızlık ettiğine dair haberler-yorumlar yapmadınız mı!? Bu bayan Bakan'ın belgeli olarak devleti zarara uğrattığına dair, vergilerimizin nasıl çar-çur edildiğine dair haberleri, sizin vicdanınızda hiç mi hükmü yok!? Bir yerel gazeteci olmama rağmen, sizlere baktıkça utancımdan yerlerin dibine giriyorum, yazıklar olsun!..

Ya 'Gazeteci' olup da, siyasiler ve suç örgütü liderleri arasında 'Arabuluculuk' yaptığı ortaya çıkan Hadi Özışık gibilere ne diyelim!? Bu meslek, bu kadar mı yozlaştı, bu kadar mı ayaklar altına alındı, böyle liyakatsiz insanlar tarafından bu kadar mı çürütüldü!? Kimse unutmasın; Bakan Berat Albayrak'ın istifasını tam 17 saat boyunca saklayıp, halka duyurmayanlara ne diyelim!? Allah aşkına sizler gazeteci misiniz, yoksa birilerinin kiralık tetikçileri misiniz!?

Büyük Gazeteci rahmetli Selahattin Duman, 2005 yılında Hürriyet'teki bir köşe yazısında şöyle diyordu: "...Biz köşe yazarı esnafı olarak, en çok siyasi konuları yazmayı severiz!.. Çünkü her konuda yazmak için, üzerine binilecek bir 'siyasi leş' bulmakta zorlanmayız!.." diyordu... Eee, nerede şimdi böyle gazeteciler!? Merhum Selahattin Duman üstadın deyimiyle, ortalık 'siyasi leş'ten geçilmiyor, ama hani nerede bunlarla ilgilenecek o eski, o işinin erbabı olan gazeteciler!? Hepsi birer tüccar mı oldular, ne!?

Sizleri bilemem, ama ben dallama bugünlerde merhum Uğur Mumcu'yu, Bekir Coşkun'u, İlhan Selçuk'u, Hasan Pulur'u, Çetin Altan'ı, Mustafa Ekmekçi'yi, gündüz vakti bile çırayla arıyorum, çırayla!.. Neyse ki, şu anda elimizde Uğur Dündar, Emin Çölaşan, Yılmaz Özdil, Necati Doğru, Barış Pehlivan, Mine Söğüt... gibi birkaç arkadaşımızla idare etmeye çalışıyoruz, Yüce Tanrı bizi bunlardan da mahrum bırakmasın inşallah!..       Sakin KOŞAR...


YAZARIN DİĞER YAZILARI